'Kedi mi darlıyorsun sen yine? Artık kediler ayaklanıp dava edecekler seni Deniz bize dokunmasın diye.' Tusem söylene söylene eli kolu dolu marketten çıkarken kapının önünde bulduğum kediyle oynuyordum.
Birazcık da haklıydı çünkü bulduğum ve yakalayabildiğim her kediyi öpüyordum, oyun oynuyordum. Çoğu yere bu kediler yüzünden de geç kalıyordum zaten. İstanbul da tam anlamıyla bir kedi cenneti olduğu için işim kolaylaşıyordu. Tusem'i hiç takmadan kediyle oynamaya devam ederken o da arabanın bagajına poşetleri tıkmaya çalışıyordu.
Kedi bana iyice sırnaşıp mırıldığında aç olduğunu düşünmüştüm. 'Çok mu acıktın güzelim sen?'
'Aç değil, dolandırıcı.' Duyduğum neşeli ve tok erkek sesiyle yerimden kalkmadan gülümseyerek arkamı dönmemle şok geçirdim. Emir Can İğrek karşımda duruyordu. Tamam hayranı değildim ama bu adamı tanımayan, şarkılarını bilmeyen yoktu. Ben de birden fazla şarkısını biliyordum, çok da seviyordum.
Gülümseyerek heyecanlandığımı çaktırmadan konuştum. 'Dolandırıcı olduğunu düşünememiştim. Siz yakından tanıyorsunuz galiba.' Yanıma eğilip kedinin başını okşadığında kedi beni satıp hemen onun bacağına sürtünmeye başlamıştı.
'Tanışırız hanımefendiyle. Her markete geldiğimde başka insanları dolandırmaya çalışıyor.' Eliyle market kapısının yakınlarında mama kaplarını gösterdi. 'Bak hepsi dolu.'
'Akıllı kediymiş.' Gülümseyerek onu izlediğimde baya hayran hayran baktığımı fark ederek kafamı sallayıp kendime gelmeye çalıştım.
O sırada poşetleri yerleştirmiş beni almaya gelen Tusem'in bir anda bağırmasıyla irkildim. 'Oha Emir Can İğrek!'
Emir gülerek kediyi sevmeyi bırakarak yerinden kalkıp Tusem'e selam verdiğinde ben de kalkarak rezil olmamaya çalışıyordum. Tusem ünlü birini görünce genelde konuşmayı unuttuğu için şu an adamın suratına dik dik bakıp gülüyordu. Emir Can da fotoğraf veya imza isteyecek diye bekliyordu galiba. Ortamda ki sessizliği boğazımı temizleyerek bozduğumda ikisi de bana döndü.
'Ben sizin fotoğrafınızı çekeyim bari. Hadi Tusem.' Tusem'i iterek Emir'in yanına yerleştirdiğimde Emir kızın omzuna sarıldı ben de bir sürü fotoğraflarını çekip teşekkür ettim.
'Senin ismin neydi kedi dolandırıcısı?' Emir gülerek bana elini uzattığında çok güzel güldüğünü fark etmemle birazcık eridim.
Elini tutup sıkarken 'Deniz.' Dedim. Güzel gülen gözlerinden beni ayıran şey Tusem'in hadi diye mırıldanması olmuştu. Ellerimizi ayırıp zar zor vedalaştığımızda arabaya geçerken bile arkamı dönüp bakmamak için çok zor duruyordum.
Sürücü koltuğuna geçip yerleşirken Tusem radyoyu karıştırıyordu. 'Farkında mısın bilmiyorum ama sen nişanlısın Deniz.' Parmağımda ki yüzüğe dokunup hatırlatma yapan en yakın arkadaşıma gülümserken bile aklımda Emir'in gülüşü vardı.
Selamlaar yeni kurgumla karşınızdayım. İlk bölüm hafif tanıtım tarzında olsun diye biraz kısa. Umarım beğenerek okursunuz. Bol bol vote vermeyi unutmayın 💕