Selam arkadaşlar :* İlk olarak olayların çok hızlı ilerlediğini söylediler. Biraz betimleme falan katarak düzeltmeye çalışacağım. Yeşil hakkında ileriye dönük düşünmek gerekirse uzun bir süre aşk-sevgi falan olmayacak. Yine de Yeşil-Sinan ve Yeşil-Berk'i şipleyen Süde'ye çok teşekkürleer :* Bu bölüm ona. Şiplemeler: Yesan - Berşil
İyi okumalaarr :*
"Asil!" Omzumdan düşen çantamı tutmaya çalışırken, aynı anda kalabalık sokakta hızla yürüyen Asil'i gözden kaybetmemeye çalışıyordum. Beyaz spor ayakkabılarımın çamurlu suya girmesini umursamadan hızla yürümeye devam ettim.
"ASİL!" Omzuma çarpan kadından özür dilemeye çalıştım. Mırıldanma çıkmıştı sanırım. Emin değilim. Etrafıma bakındım. Kahretsin! Kaybettim işte. Oflayarak ayağımı yere vurdum. Telefonumu çıkarıp Asil'i aradım. Meşgule atınca Boğaç'ın numarasını çevirdim. İnsanlar kalabalık kaldırımda ortada durmuş olmamı kötü karşılamış olmalılardı. Kenara çekilip Boğaç'ın açmasını bekledim.
"Alo Yeşil?" Sesi endişeli gibiydi. Boğazımı temizledim.
"Boğaç, Asil benden kaçıyor. Aramalarımı da meşgule attı. Lütfen konuş onunla." Ofladığını duyabiliyordum. Terlemiştim. Telefonu kulağım ve omzum arasına sıkıştırıp saçma bir atkuyruğu yaptım.
"Senden bile kaçıyorsa ne yapabileceğimi bilmiyorum. Konuşmaya çalışırım."
"Peki. Çok sağ ol."
"Önemsiz." Telefonu kapatıp iç geçirdim. Geldiğim yoldan geri dönüp otobüs durağına ilerlemeye başladım.
Asil ile nedensiz bir şekilde kavga etmiştik ve o 'Birbirimizi kırmadan önce gitmem lazım.' diyerek kurstan çıkmıştı. Tabi ben de peşinden. Kavga çıkarma nedeni çok saçmaydı aslında. Sinan'dan girmiş, yarışmadan çıkmıştı. Sanki... kavga nedeni arıyor gibiydi.
Kafamı iki yana sallayıp otobüs durağındaki banka oturup, aracın gelmesini bekledim. Durak pek dolu değildi. Telefonumu çıkarıp son bir şansımı deneyeyim dedim.
Asil'in numarasını çevirdim. Meşgule atmamıştı. Çaldı, çaldı ve çaldı. En sonunda açtığında telefonun ucunda Songül teyze, yani Asil'in annesi vardı.
"Merhaba Songül teyze."
"Merhaba Yeşilcim. Nasılsın?"
"İyiyim, siz?"
"Sağ ol kızım."
"Meşgul değilse Asil'i alabilir miyim?"
"Bir dakika." Geçen iki otobüsten ikisine de umutsuzca bakarak arka plandaki konuşmaları anlamaya çalıştım.
-Asil, Yeşil arıyor.
-Boşver. Meşgul de.
-Neden?
-Anlatmama gerek yok.
"Şey, Asil meşgul herhalde. Kapatayım ben. Rahatsız ettiğim için üzgün olduğumu söyleyin." Telefonu kapatıp cebime attım. Şimdiye kadar en büyük kavgamız, o saçımı karıştırınca iki-üç dakika küsmüştüm. O da abartmamamı söylemişti ve barışmıştık. Şimdi ne olmuş olabilir ki?
Durak çoktan boşalmıştı. Gelen araç, beklediğimdi. Hızla ayağa kalktım. Tüm koltuklar doluydu. Bir direğe tutunup aracın harekete geçmesini bekledim.
Telefonumdan müzik açmak için çıkardığımda Asil'in aradığını gördüm. Heyecanla açtım telefonu.
"Asil!"