Selam! Gecikme için tekrardan özür diliyorum!
Bölüm; Yeşil'in mezuniyet yılından devam ediyor. İyi okumalar ^^
"Alo?"
"Alo? Kimsiniz? Numaranız çıkmadı." Gülerek telefonu kulağıma sıkıştırıp kek hamurunu çırpmaya devam ettim.
"Çok üzüldüm. Kim ablasını tanımaz ki? Sen Toprak'a ver telefonu küstüm ben sana."
"Ne? Ya! Abla hayır. Küsme. Ağlarım ama. Bilseydim öyle..."
"YA BULUT VER ABLAMLA KONUŞUCAM! Sen daha tanımadın onu." Gülerek birazdan çıkacak tartışmayı beklerken bir yandan keki kalıba dökmeye başladım.
"Ama numarası çıkmadı ki! Hem sen neden karışıyorsun bana?"
"Ben senin abinim. Şimdi o telefonu bana ver."
"Biz ikiziz. Abim olamazsın."
"Ama ilk ben doğmuşum.
"Doktorun eline ilk sen geldiysen bana abilik taslama hakkına sahip değilsin. Şimdi sus da ablamla konuşayım. Sen sonra konuşursun." Toprak'ın arkadan söylendiğini duyunca kahkaha attım. Daha 9 yaşında böylelerse büyüdüklerinde ne olacağını bilmiyorum...
"Ablacım, kardeşinle düzgün konuş. Bak ne diyeceğim; telefonu hoparlöre al beraber konuşalım."
"Tamam. TOPRAK! GELSENE!"
"Geldim. Ne oldu?" Birkaç tuş sesinden sonra ben de hoparlöre aldım ve keki fırına koyup etrafı temizlemeye başladım.
"Beraber konuşacağız."
"Alo abla?"
"Efendim Toprak?"
"Nasılsınız?"
"İyiyiz tatlım. Siz nasılsınız? Hala kavga ediyor musunuz?"
"Evet. Ama küsme. Küsersen ağlarım. Bilirsin."
"Ya Bulut bir kere de ağlama. Bebek."
"Sensin bebek! Abla duyuyor musun?" Yine kahkaha attım. İçeri Asil girdi. Önce bana bakıp güldü.
"Ne gülüyorsun?"
"Yüzünde yumurta var Yeşil. Unu anlarım da yumurta..." Birden ikizlerin gülmesi gelince Asil korkarak etrafa bakındı. Yüzü çok komikti. Gülüp ikizlere seslendim.
"Asil burada."
"Evet."
"Nasılsın Asil abi?"
"İyiyim, siz?"
"Biz de iyiyiz. Asil abi, bir şey demek istiyorum. Ama kızma."
"Ne o Bulut? Kızarsa ağlayacak mısın?"
"Evet! Sana ne? Ağlarım, ağlamam. Neyse, Asil abi çok asilsin biliyorsun değil mi?" İkisi birlikte gülerken Asil bana baktı.
"Nedense kardeşin olduklarına şaşırmıyorum Yeşil."
"Çocuklar benim kapatmam lazım. Akşam Sinan için doğum günü partisi yapacağız da pasta yapıyorum. Sürpriz olacak."
"Tamam. Görüşürüz."
"Hoşçakalın!" Telefon kapanınca etraf çoktan toplanmıştı. Bir sandalyeye oturup kekin pişmesini bekledim.
"Melis gelecek mi? Konuştun mu? Her şeyi ben halledemem." Gülerek telefonunu çıkardı.