Esila Elenora Alp
05.12.2017
Belkide herşeye son vermenin yolu intihar değildir kim ne kadar acı çektirdiyse ona on katını yaşatıcam...
"Esila'dan bir iz"
Yamaç bi yusufa bir bana baktı "eminmisiniz senyor?" diye sordu gözlerimi kısıp ona küçümseyice bakışlarımı gönderdim.
"yusuf tamamda onunla başaramayız hiç uymuyoruz bile" dedim saçma olduğunun farkımdayım ama bi bahane uyduramıyorum.
"önceki görevde evli rolünü çok iyi oynamıştınız bu seferde sevgililik rolünü deneyin" dedi senyor, kaşlarım çatıldı, yamaçla aynı anda
"asla!" dedik ikimizinde sesi biraz fazla yüksek çıkmıştı boş olan mekan sesimizin yankılanmasına sebep oldu.
"abartmayın aramızda asla sevgilicilik oyunu oynayın dememiştik ama siz sevgili oldunuz ve bu gerçekten çok kısa sürdü şimdi bunu görevlere yansıtamazsınız" dedi senyor, haklıydı
"çeteden başka aramızda hiçbişey yok bitti gitti yani işle özel hayatı birbirine karıştırmayalım"dedim yamaç sözüm bitene kadar gözlerini gözlerimin içinden ayırmadı.
"karıştırmamalıyız" dedi gözlerini ayırmadan sonra senyora döndü.
"ne zaman başlıyoruz" dedim yamaçtan gözlerimi ayırıp.
"ben size haber vereceğim" dedi senyor, masadaki peçete ile dudaklarını sildi ve ayağa kalktı o ayağa kalkınca herkes ayağa kalktı.
"parti zamanı mı?" dedi tuğra yeni ayılmaya başlamıştı yüzünde mahcyp bi ifade vardı.
"korumalar peşimizde olacak en önde biz gideceğiz parti yeri hepinize mesaj olarak gönderildi" dedi senyor ve hızlı bi şekilde yanımızdan ayrıldı.
Herkes tekrar yerlerine oturdu.
"ne düşünüyorsunuz?" dedi mine, ben, yamaç ve yusuf kafamızı kaldırmadık, benim o çocukla bi sorunum yok sayılır değil mi? Sonuçta ablasının yaptıklarından haberi yoktur ama ben onunla aynı çetede olmak zorundamıyım?
"Esila?" önümde sallanan eli fark edince irkildim, el kamere aitti.
"he?" diye bi ses çıktı ağzımdan.
"ne düşünüyorsunuz?" diye tekrarladı mine.
"çocuğu nasıl getirebiliriz diye düşünüyorum" dedim büyük ihtimalle hepsi bunu kabullenemiceğimi düşünüyo ama benim artık hiçbişey için gücüm kalmadı.
"eminmisin?" diye sordu kamer, başımı önüme eğdim emin olamıyorum o çocuğu sürekli etrafımda görmek istemiyorum.
"bilmiyorum" dedim.
"bilmiyecek bişey yok madem bu bi görev alıcaz yanımıza kimse size fikirlerinizi sormıcak" dedi yamaç sesi çok otoriter çıkmıştı ve birazda öfkeli.
"olanları bilmiyormuş gibi davranma" dedi azime sert bi sesle bana karşı yamaçın böyle davranması hoşuna gitmiyodu.
"olanlar? Hani şu katliamı mı çocuğun karnına baş harfini kazıması mı sonra o ve ablası hariç ordaki herkesi cani bi şekilde canlı canlı yakması mı o olanlar mı?" dedi yamaç, öyle söyleyince banada biraz canice geldi ama olsun ne demişler yaptıklarımdan pişman değilim aklım hala yapamadıklarımda.
"hah işte tam o olanlar" dedim onu artık ciddiye almadığımı belirterek.
"şaka gibisin ya" dedi yamaç, 'hıh' diye bi ses çıkardım, kamer büyük ihtimalle daha fazla gerilmeyelim diye lafa atladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kelebek 🦋
Teen FictionBir söz vardır 'intikam aptalların işidir' aslında intikam aptalların işi değildir sadece acıdan beslenme çeşididir. Hayatım boyunca peşimi bırakmayan intikam duygusu bu sefer yeni bir başlangıça sebep oldu...