Hayat gerçekten çok çabuk geçiyor. Saatler akıyor, günler çok çabuk bitiyor. Yeni bir güne başladığında ise aynı şeyler, hiç fark yoktu. Lisada bilemezdi. Bir gün başına bunların geleceğini.....
Bir çoçukla tanışacağını, onu seveceğini, evlenecek lerini ancak çoçuğunun olmayacağını. Jungkook bilemezdi hayatını adadığı bir kadın olacağı ve çoçuklarının hiçbir zaman olmayacağını. Sonra ise başkasını sevmesi , başkasına dokunması için zorlanacağını.
Ve Taehyung. Taehyung da bilemezdi ki bir erkeğe aşık olacağını. Ama sevgisi karşılıksız kalacağını. Sırf bir çoçuk doğursun diye o erkekle evleneceğini ve onun hayatında diğer bir adam olarak istenmeyeceğini. Hiçbirimiz başımıza ne geleceğini bilemeyiz. Ama bunlarla baş etmek bize düşer.
Lisa hafif esen rüzgarla,ceketine dahada sarıldı. Girdiği kafedeki tatlı koku onu azda olsa sakinleştirmişti. Yavaş adımlarla onu bekleyen arkadaşına yaklaştı. Masada oturub, camdan dışarıyı izleyen Jennie yanında hareketlilik hiss ettiğinde o tarafa baktı.
Lisa selam vererek karşısına oturmuştu. "Nasılsın? " Jennie sorunun cevabını bilse de yine de sordu." Bildiğin gibi. Hayatım bomboş " Jennie başını eğdi. Ellerini masada birleştirip yeniden ona bakmıştı. "Ama sen istesen doldura bilirsin" Lisa başını salladı. "Çoçuğum olmayacak Jen. Hiçbir zaman"
Dolan gözlerini yukarı çevirdi. Jennie ise sessizce ona bakıyordu. Çok geçmeden Jennie'nin önceden sifariş ettiği kahveler gelmişti. Lisa karşısına koyulan sıcak kahveye baktı. "Beni dahada meraklandıran neden içimin bu kadar rahat olması. " Jennie kahvesine uzanırken " Anlamadım? " dedi.
Lisa kahvesini yudumlayan kıza baktı bir süre. "Jungkook'un Taehyung tan çoçuğu olacak ve ben nedense çok fazla tepki vermiyorum buna. Sanki bilmiyorum.... Birşeyleri yalnış yapıyorum. Yada çoktan yalnış yaptım gibi " Jennie başını salladı. "Anladım" Lisa başını sallamıştı.
"Anlayamazsın Jen. Bu...bu tarif olunamaz bir hiss. Jungkook'u seviyorum. Çok seviyorum ancak şimdiki olaylar bizi sâki birbirimizden soyuttu. " Jennie sessizce bakışlarını fincana çevirdi. "Haklısın anlayamam" dedi kısık sesle. Lisa bunu fark etmişti. Ama çok üstelemedi.
Jennie'nin ise morali bozulmuştu. "Taehyung... Kabul etmemeliydi" Jennie sonunda konuştuğunda Lisa " Ama sevdiği için öyle yaptı"dedi. "İnsan severken değişir. Sevdiğinin yanında olmak ister hep, onun sesini duymak, nefesini hiss etmek ister. Onun gülüşünü duymak ister her zaman" Jennie'nin kaşları çatıldı.
"Ya o gerçekten sevmiyorsa? Sadece hoşlantısa? Ya körse? " Kaşları çatılan bu sefer Lisa olmuştu. "N-ne demek istiyorsun? Taehyung bence gerçekten seven biri. Eğer hoşlantı olsaydı bunu kabul etmezdi" Jennie çantasını aldı. "Gitmeliyim Lisa, işlerim var" Lisa şaşkınca ayağa kalkan betaya baktı. "T-tamam. Görüşürüz "
Jennie ise bir söz demeden çıkmıştı kafeden. Taehyung bütün eşyalarını yerleştirmiş, şimdide mutfakta dinleniyordu. Tek başına bunları yapması onu yormuştu. Bitki çayını bitirip ayağa kalktı. Annesinin yanına gitmek istiyordu. Hem onunla hemde ablasıyla vedalaşmamıştı.
Onları şimdiden özlemişti. Odasına çıkarak üstünü değiştirdi ve aşağı indi. Çantasını tek koluna geçirip dışarı çıktı. Kapını kilitlerken, şöför ona yaklaşmıştı. "Nereye efendim? " Taehyung kilitlediği kapını yoklayıp ona döndü. "Annemlere adresi yolda tarif ederim" Şöför başını sallamış arabanın kapısını açmıştı onun için.
Delta yatağında çevrildi. Hiç rahat değildi. Kızgınlığa az önce girmişti ve alfa karısını düşünüyordu. Ancak bu ona az kalmıştı. Bir hışımda ayağa kalktı. Üzerini değişip aşağı inmişti. Annesi çoktan onun kızgınlığa girdiğini anlamıştı hareketlerinden. "Taehyung'un yanınamı? " Jungkook durdu. Şimdi ne cevap verecektiki? "Hayır , anne arkadaşımın yanına"
Annesi tek kaşını kaldırdı. "Eminmiyiz? Yine o kadının yanınamı gidiyorsun? Ondansa Taehyung'a uğra. Bir işe yararsın" Jungkook kendini zor tuttu. "Hayır anne. Ar-ka-da-şı-mın yanına gidiyorum. " Annesi bir şey demedi. O mutfağa geçerken Jungkook göz devirip dışarı çıkmıştı.
Taehyung gülümseyerek ona kapını açan annesine sarıldı." Yavrum. Seninle vedalaşamadıkta. Ne iyi geldin" Annesi sarılmayı bırakıp sormuştu. Taehyung gülümsemeye devam ederken " Bu yüzden geldim zaten. Jen nerde? " Dedi. Annesi " Odasında "demişti. Taehyung annesinden ayrılırken annesi izin vermedi. " Yavrum güzel oğlum. Gel sen gitme. Kal burda. İyi düşün"
Taehyung annesinin yüzünü avuçladı. "Merak etme. İyi olacağım"Sonra ablasının odasına koşmuştu. İçeri girmeden annesine baktı. " Annem, bize güzel bir çay yapsana. Uykucu ayınıda uyandırayım içelim" Annesi burukça gülümseyip mutfağa geçti. Taehyung annesi gittikten sonra kapını tıkkatnadan içeri daldı.
"FBİ ELLER YUKARI! " Yüksek sesle söylerken yorganın altındaki beta korkarak yorganı üzerinden atmıştı. "Hayvan sen geldinmi?" Genç beta aynı ses tonunda cevap vererek bedenini kaldırmış, yatağa yaklaşan omegaya sarılmıştı. Kısa sarılıştan sonra Taehyung yatağa oturdu. Oturduğu an kaşları çatıldı. Kızın saklamaya çalıştığı yüzünü avuçladı.
"S-sen ağladınmı? " Jennie yüzünü ondan kurtarmış, hızlıca gözlerini silmişti. "Ne oldu? " Taehyung endişeli gözlerle onu süzerken sormuştu. "H-hiç film izlemiştim. Biliyorsun bende baş karakterle bir yaşıyorum" diye sona yakın gülerek dedi.
Taehyung başını sallamış" Tamam öyle olsun"demişti. Ayağa kalkıp kıza elini uzattı. "Hadi gel çay içelim. " Jennie gülümseyip uzatılan eli tutarak kalkmıştı. Sonrasında iki kardeş geçenlerde gittikleri nehir kenarından konuşarak mutfağa yönelmişti ler.
Jungkook kapını tıkladıp bekledi. İkinci tıklayıştan sonra kapı açılmıştı. Alfa gelenin delta olduğunu bildiğinden beklemeden geçmesi için yol verdi. Delta içeri girmiş salona geçmişti. "Annen yokmu tatlım? " Lisa salona girerken " Yok az önce çıktı"dedi. Jungkook geri dönmüş belinden tutarak onu kendine çekmişti. "Seni çok özledim" Yüzünü boyun girintisine sokub kokusunu soludu.
Lisa gülümsemiş, elini ensesine attı. Saçlarını okşarken " Minik deltama en sevdiği yemekten yapayımmı? " Diye sordu. Jungkook başını salladı. "Eveet buna ihtiyacım var. Ama ondan önce seni yemeliyim" Güldüğünde kadının belinden tutup havaya kaldırmıştı. Lisa bunu beklemediğinden çığlık atarak omzuna tutundu. "Ya Kook! Bırak çabuk! " Jungkook sa gülerek Lisa kucağındayken mutfağa geçti. "Olmaaz"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Father // Taekook
FantasyOmeganın göz yaşları bir bir dökülürken, yalın ayak koştuğu çıkmaz sokak ona sonsuzluğa ulaşacakmış gibi göründü. Çaresiz, yalnızdı ve bir okadarda korkuyordu. Ama mecburdu çoçuğunu kurtarmak için koşmalıydı.