Taehyung kurtulmak için hamle yapsada nafile. Jungkook bileklerini sıkıca yatağa bastırdı. "Bittin sen! " Saçından tutacağı sırada Jungkook yüzünü turşuttu. Gözlerini kapatıp geri çekildi. Taehyung sa şaşkınca öne eğildi. Jungkook'un aprıyan başını tutan eli indiğinde gözlerini açtı.
Taehyung gördüğü mor gözlerle anında onun gözleride yeşile dönmüş, kalbi sanki uçacak gibi hızlıca atmaya başlamıştı. Omegası adeta içinde neşelenirken Jungkook yavaşca ona yaklaşmaya başladı. İkiside sessizce birbirini izliyorken onlar arasındaki bu sessizliği kapı zili bozdu. Jungkook başını sallamış ve gözleri eski rengine dönmüştü.
Taehyung'unda göz rengi değişmiş omegası sessizleşmişti. Jungkook lanet okumuş aşağı inmişti. Taehyung sa az evvel yaşadığı korkunç anın etkisinden çıkamamıştı. Birkaç dakika yatakta oturuyorken aşağıdan gelen seslerle ayağa kalktı. Kapını yavaşca açmış, merdivenlere ulaşmıştı.
Jungkook ve bir başka erkeği sesi duyuluyordu. Hemde baskın bir alfanın feromonunu sezmişti. Taehyung önce aşağı inmek istemesede, Jungkook'un çağırmasıyla inmek zorunda kaldı. Yanlarında geldiğinde ellerini arkasında bağlamış ondan uzun iki erkeğe bakmıştı.
Jungkook'un az önceki siniri azalmış , ama aynı soğuk bakışlarla onu izliyordu. Yanındaki güler yüzlü gamzeli alfaya bakmış, Taehyung'u işaret ederek " Kim Taehyung." dedi. Alfa Taehyung'a biradım yaklaşmış yukardan aşağı ona bakmıştı gülerek. Aniden elini kaldırıp sıkmış ve " Memnun oldum Taehyung. Bende Namjoon. Jungkook'un yakın arkadaşlarındanım"demişti.
Taehyung kalbini ısıtan gülümsemeye karşılık gülümsemiş ve "memnun oldum" demişti. Jungkook yanlarından ayrılıp salona geçerek toplanmamış sofraya oturmuş ve eline şarap şişesini almıştı. "Neden bu saatte geldin? Ve burda olduğumu nereden bildin? "
Namjoon da masaya oturmuş kedisine içki süzen deltaya bakmıştı. Jungkook duvara yaslanmış onları izleyen omega ya baktı. "Tae Namjoon'a kadeh getir " Taehyung mutfağa irelledikten sonra Namjoon konuştu. "Korumandan öğrendim yerini. Burada baban için gelmiştim. Daha doğrusu onun vereceği karardan "
Heyecanla söylediği şeylerin sonunda karşısına kadehi koyan genç omega ya bakmış ve gülümsemişti. "Teşekkürler" Taehyung da gülümsemiş merdivenlere yönelmişti. O odasına çıkarken Jungkookda Namjoon'a şarap doldurdu. "Babam ne kararı verecek? " Namjoon'a uzun parmakları arasına aldığı kadehe bakarken " Senin hakkındani kararı "dedi.
Jungkook'un kaşları katıldı. " Ben... Ben ne yaptımki? " Namjoon öne eğildi. "Sen bir şey yapmadın. Ama orospu çoçukları olan diğer kurt klanı saldırıya geçmiş. Şuu Kim Seokjinin kuzeye çektiği kurtlar. Ülke sınırlarını geçmek üzereler " Jungkook sinirle elini masaya vurdu. "O aptal daha ne istiyor? İstediği kadar toprağı var. Neyine yetmiyor? "
Namjoon biten kadehi masaya bıraktı. "Babanın bu yüzden kafası karışık. Hatta duyduğuma göre savaş başlasa, ki başlayacak gibi. Ordunun bir hissesini sen yönlendireceksin" Jungkook başını salladı. "Toprağım için yaparım bunu. Sorun değil" Namjoon'un kaşları havalandı.
"İşte bu. Babam seni kendi havasında takılan. Sorumsuz biri gibi görüyor. Ama ona dedim. Jungkook benim kardeşimse ve ben kardeşimi tanıyorumsa, o gider son damla kanına kadar dövüşür,kovar o aptalları ülkemizden " Jungkook'un gözlerinin içi güldü. Herkes onu sorumsuz bilirdi. Ailesi ve yakın arkadaşlarından başka tabikide. Namjoon'un kadehini doldurmuş kendisinkini ona uzatmıştı.
Namjoon gülerek kadehini öne eğdi. Kadehlerin birbirine hafif çarpma sesi duyulduğunda ikiside geri çekti. "Senin şerefine Kook" İçkileirni içtiklerinde Namjoon ayağa kalktı. "Çok fazla işim var. Şimdi gideyim yarın görüşürüz" Jungkook başını sallayıp ayağa kalktı. Ama hafif sendelemesiyle Namjoon onu oturttu. "Sen kalkma belli öncedende içmişsin. Taehyung! "
Taehyung odadan çıkıp mavi saçlarını karıştırarak aşağı indi. Namjoon ona gülümsemiş " Ben gidiyorum. Jungkook lâ sen ilgilen. Hadi görüşürüz" demiş kapıya irellemişti. Taehyung'un konuşmasına izin vermeden kapıdan çıkmıştı. Taehyung o gittikten sonra baygın bakışlarla şarap şişesini izleyen deltaya döndü.
"Yardım edeyim odana çık" Jungkook ona yaklaşan omega dan önce ayağa kalkmış hafif sendelesede merdivene yaklaşa bilmişti. Taehyung derin nefes almış onu takip etmişti. Odanın kapısına yaklaştığında Taehyung ondan önce kapını açmış ve geçmesine yardım etmişti.
Jungkook yatağa yüz üstü şekilde uzanmıştı . Taehyung sessizce dolapa yaklaştı. "Rahat kıyafetlerin de yok ben sana ne vereyim? Benimkiler olurmu ki sana? " Kendi gri eşofmanını havaya kaldırmış süzmüştü. "Bir şey istemiyorum. Git " Taehyung başını sallamış eşofmanını sinirle dolapa fırlatarak yatağın yanından geçip odadan çıkmıştı.
Kapını kapatıp. Sinirle salona indi. Masanın üzerindeki yarım kalmış şarap şişesini almış mutfağa geçmişti. Tezgaha çıkarak, şişeni kafasına dikmiş derin nefes almıştı. "Aptal Taehyung. Aptal. Sen bir aptalsın" Boğazında oluşan yumrukla yeniden şişeni başına dikti. Gözleri hafif dolarken ağlamamak için kendini tuttu. Cebine uzanarak sigara kutusunu çıkardı. Bir dal almış çakmakla yakarak , dumanını dışarı üflemişti. Havaya karışıp yok olan dumana baktı. Dertleininde böyle yok olmasını isterdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Father // Taekook
FantasyOmeganın göz yaşları bir bir dökülürken, yalın ayak koştuğu çıkmaz sokak ona sonsuzluğa ulaşacakmış gibi göründü. Çaresiz, yalnızdı ve bir okadarda korkuyordu. Ama mecburdu çoçuğunu kurtarmak için koşmalıydı.