Senin olmuşum

1.2K 124 65
                                    

Allah rızası için oy ve yorum yapın şaka şaka ama yinede yapın siz cebinizden çıkmıyor ya jsjs

Keyifli okumalar diliyorumm





~

~

"Hay ben senin o sesini verdiğin telefonun ahizesini yapan fabrikanın toprağını sikeyim" elindeki süpürgeyi sertçe halıya sürtüyordu bahçeye doğru bakarken "Amına koduğumun maymunu"

Koltuğun altını aldırmak için yere eğilip süpürgeyi uzattı Doğan. En arkadaki uzanamadığı toz ve çöplere bakarak sinirle soludu.

"Yarrak kafalı tozlar sizinde amınıza koyayım"

Yerden kalkıp sinirle süpürmeye devam etti, daha çok halının ırzına geçiyor gibi hareket ediyordu.

Neredeyse bir saattir telefonda Umutla konuşan Kızıl'a bakıp bir kez daha sabır çekti. Onlar konuşmaya başladığından beri Doğan da itinayla Umut'a küfür ediyordu.

Sinirden başı ağrımaya başladığında artık dayanamamış ve başka şeylerle ilgilenip kafasını dağıtmaya çalışmıştı. Bir çok şeyi denemiş son çare olarak süpürge yapmaya karar vermişti ama ne yaparsa yapsın dikkati dağılmıyordu.

Sehpanın altını süpürürken gözü tekrar duvardaki saate kaydı, bir saati de geçmişti.

"Zamanında adamlar kırk dakikada savaş yapmışlar bunlar bir saattir ne konuşuyor lan bu kadar"

Kapatma tuşuna ayağıyla sertçe basıp hortumundan tuttu, arka odaya doğru söylene söylene süpürgeyi çekti Doğan.

Salona geri döndüğünde koltukta oturup telefona bakan çocuğu gördü, rahat bir iç çekti.

"Bitti mi konuşmanız" dedi istemsizce kızgın çıkan sesiyle bir yandan da sahte sahte gülümsüyordu.

Anlaşmışlardı Fedayla, birbirlerinin hayatına karışmayacaklardı bunu kendisi istemiş gibi görünüyordu. Doğan içi içini yese de bu yüzden bir şey diyemezdi.

Feda telefondan kafasını kaldırmış kabız gibi kıvranıp gülmeye çalışan çocuğun yüzüne baktı. Umut'a sinir olduğunun farkındaydı ve bu olayı daha güzel yapıyordu. Gülme isteğini bastırarak ciddi şekilde baktı yüzüne

"Daha konuşacaktık da malum dışarısı soğuk Umut gir içeri üşütme dedi" gülümsedi kara gözlere bakıp "Düşkün bana biraz"

Doğan yumruklarını sıktı, gülümsemesini daha da büyüttü ama bir yandan da gözü seğiriyordu

"Yaa öyle mi ne güzel" dedi zorlukla kafasını eğerken onun duyamayacağı şekilde fısıldadı "Ben düşürücem o orospu çocuğunu"

"Ne dedin anlamadım" dedi Feda tekrar telefona bakarken

"Bayağı da konuştunuz ekonomik krizi mi çözdünüz telefonda ne yaptınız diyorum" dedi Doğan koltuğun minderlerini birbirine vurup silkelerken, kafasını meşgul etmezse delirecek gibi oluyordu.

Feda minderleri hırsla birbirine çarpan çocuğa bakarken yanaklarının içini ısırıyordu gülmemek için. Doğan şuan kıskanıyor muydu gerçekten, hoşuna gidiyordu bu durum ama ümitlenmek de istemiyordu Feda. Kendisi istemişti böyle olmasını, karışmaya hakkı yoktu ki. Ayrıca sevmediği birisini insan neden kıskanırdı. Doğan'ın her zaman ki saçma egosuydu.

"Yok konuşacak daha ilgi çekici konularımız vardı" telefonu kapatıp kenara koydu Feda "Neyse seni ilgilendirmez zaten boşver ne zaman gidiyoruz"

Bugün nihayet Feda eve dönebilecekti, dünden sonra artık burada daha fazla kalmak istemiyordu. Ağlayıp rahatladıktan sonra kendine gelmiş ancak öyle algılayabilmişti durumu. Doğan'ın yanında durmak kalbine hiç iyi gelmiyordu, saçmalayıp garip bir hareket yapmaktan korkuyordu. Hislerini kabul ettikten sonra daha da zorlaşmıştı bu durum. Gözleri kendisine değdiğinde bile heyecanlanıyor, elleri terliyordu Feda'nın. Kısacası tam olarak siki tutmuş durumdaydı.

KIZIL [BxB] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin