Farkındalık

1.4K 169 33
                                    

Merhabalar bebeklerimm oy ve yorumlarınızı eksik etmezseniz çook iyi olurr
Keyifli okumalar diliyorumm

Medyanın bölümle bir ilgisi yok hoşuma gittiği için ekledim sjjsks

~

~

Korku, stresli bir uyaran ile başlayıp, kalp atışının ve nefes alış-verişinin hızlanmasına, kasların bir anda enerjiyle yüklenmesine ve nihayetinde de kaç ya da kalıp savaş tepkisinin ortaya çıkmasına neden olan kimyasalların salınımıyla beyinde gerçekleşen bir zincirleme reaksiyondur. Stres tetikleyen bu uyaran; bazen bir örümcek, bazen karanlık bir odada kilitli kalmak, bazen hiç çalışmadığın bir sınava girmek, bazen yer yüzeyinden metrelerce yüksekte bulunmak, bazen de bir kapının aniden kapanmasıyla ortaya çıkan ses olabilir.

Doğan'ın bedenini ele geçiren korkunun sebebi ise üzerine düşen çocuğun zorla aldığı kesik nefesler, titreyen vücudu ve bozulan kalp ritmiydi. Ne kadar süredir öyle duruyordu bilmiyordu ama daha önce hiç bu kadar çaresiz hissetmemişti kendisini, hiç bu kadar olayların dışında elinden bir şey gelmeyecek gibi sıradan güçsüz olmamıştı, afallamıştı Doğan. Feda'nın etrafına sardığı kollarına gelen ıslaklık ile tek elini kaldırıp baktığında gördüğü kanla vüdundan geçen panik dalgası ile delirecek gibi hissetmişti, öyle ki şuan neden bu çocuk için bu kadar endişelendiğini sorgulamak aklının ucundan bile geçmiyordu.

Gözlerini kendisine bir şeyler anlatan arkadaşlarına çevirince odaklanmaya çalıştı sanki gözlerinde bir perde vardı kulaklarına ulaşan konuşmalar uğultu gibi geliyordu, dediklerini anlamıyordu. Ulaş'ın kendisini sarsması ile sesler netleşmeye başladığında girdiği şoktan yavaş yavaş sıyrılmıştı.

"Doğan, abi kendine gel lan çocuk çok kan kaybediyor hastaneye götürmemiz lazım"

Ulaş sinirle saçlarını çekerken şok olmuş arkadaşını kendine getirmeye çalışıyordu, baştan beri istememişti bunu, ama son pişmanlık da her zaman olduğu gibi fayda etmiyordu işte. Yiğit hareketsiz bir şekilde donmuş gibi izliyordu karşısındaki manzarayı.

Doğan yattığı yerden Feda'nın vücuduna zarar vermeyecek bir şekilde kalkıp kucağına dikkatlice aldığında gözlerini üçlüde gezdirdi. Elinde hala kanlı çakıyı tutan Halil'i gördüğünde çenesi kasıldı, nefesleri sıklaştı.

"Ne yaptın lan sen piç kurusu" diye adeta kükredi Doğan.

Halil kendisine öldürecek gibi bakan gözlere korkuyla bakıyordu.

"Abi öyle üstünde gördüğümde sana bir şey yapıyor sandım valla birden oldu" ellerini onu durdurmak ister gibi öne doğru savuruyordu
"Önemsiz birisi zaten abi sende dövüyordun"

Doğan aniden kahkaha atmaya başladı delirmiş gibiydi
"Nasıl dokundun ona" sinirle bir kaç adım attı ona doğru "Sen kimsin lan asıl" diye bağırdı.

Halil kendisine doğru hiddetle gelen çocuktan kaçmak için geriye doğru adımladı.

Doğan tekrar bir şey söylemek için ağzını açacağı sırada kucağındaki çocuktan gelen inleme ile gözlerini hemen ona çevirdi. Acıyla buruşmuş yüze bakarken öfkesi giderek körükleniyordu.

"Ulaş hemen ara bizim kliniği hazırlasınlar sen de benimle gel" gözlerini Yiğit'e çevirdi "Sen de bu orospu çocuğuyla kalıyorsun ben gelene kadar bir yere ayrılmayacak" öfkeyle yanan bakışları Halil'e döndüğünde bu bile adamı titretmeye yetmişti "Kaçmaya çalışırsan biliyorsun ki seni bulurum o zaman tüm kanını götünden alırım ki bence kaç işime gelir"

KIZIL [BxB] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin