Senden Nefret Ediyorum

1.8K 279 45
                                    

Hoşgeldinizzz
Oylarınızı eksik etmezseniz çook sevinirim teşekkürler teşekkürler..

Keyifli okumalar efendim

~
~

Önündeki bardakta duran bok rengi içeceğe bakarken yüzünü ekşitti Feda, kusacak gibi olurken kafasını çevirdi.
"Anne bu ne ya büyü gibi"
Gözlerini olabildiğince içecekten uzak tutmaya çalışırken bir yandan da annesinin zorla tabağa koyduğu zeytinleri çatalıyla kenara ittirip domateslerin arasına saklıyordu, zeytini hiç sevmezdi.

Kadın kafasını hafif yan çevirip gözlerini kısarak zeytinleri saklamaya çalışan oğluna baktı, küçüklüğünden beri bunu yapıyordu.
"Semra teyzenden aldım tarifi neler var içinde bilsen iç hemen iyileşeceksin"
Arkasını döndü tekrar kadın
"Ayrıca o zeytinleri yiyeceksin boşuna domateslere eziyet etme" dedi son kez tezgahı silip elinde sarı bezi ön tarafta ki küçük çıkıntıya astı.

Feda elinde çatalla dondu kaldı hafifçe kafasını kaldırıp annesinin sırtına baktı. Ensesinde gözü mü vardı nasıl görmüştü ki iki yanağını şişirip ofladı.
"Ne varmış içinde buradan bakınca yarasa kıçı, kedi kılı, at kafası falan gibi görünüyor" dedi.
Bu sefer de domateslerin arkasından çıkardığı zeytinleri tabağın altta kalan kısmına saklıyordu.

Annesi tezgahın yanından ayrılıp masaya yanındaki sandalyeye oturdu. Tabağın altındaki zeytinleri eliyle koymuş gibi bulup bir tanesini kendine şaşkınca bakan oğlunun ağzına tıktı.
"Bal, zencefil, siyah turp, nane, ıhlamur, ekinezya, adaçayı, kuşburnu şifa bu şifa".

Bardağı eliyle biraz daha uzağa ittirdi Feda.
"Bence Semra teyze seni kandırmış anne ne varsa saymış işte" yumurtasından bir çatal alıp ağzına attı hafta sonu boyunca annesinin türlü işkenceleri ile kendine gelmişti, bol bol dinlenmiş hatta çok hızlı toparlamış sayılırdı ama hala iştahı yoktu o yüzden zorla yediği şeyden tat alamıyordu.
"Hem ben bunu içersem bugün okuldan ölüm gelir eve sonra bana kızma neden öldün diye" dedi gayet ciddi bir tavırla.

Kadın oğlunun kafasına hafifçe vurdu
"Tövbe de Feda bak elimin tersindesin" az önce vurduğu yeri okşarken bunu söylemesi pek inandırıcı olmamıştı tabi oğlu için. Bardağı kaldırıp oğlunun ağzına dayadı hafifçe dikerken zorla birazını içirmişti.
"Aferin kan geldi bak hemen yüzüne" dedi oğluna bakıp gururla gülümserken.

"Muhtemelen zehirlenmeye başladığım için yüzüm kızarmıştır" suyundan büyük yudumlar alırken ağzındaki kötü tadı götürmeye çalışıyordu Feda.
"Denizler gelmek üzeredir sultanım ben çıkayım artık" ayağa kalkıp salona doğru geçti. Her ne kadar ben kendim gelirim sıkıntı olmaz desede Berat ve Deniz onu almak için ısrar etmişlerdi, o da beleş araba deyip kabul etmişti, zaten pek de hali yoktu işine gelmişti.

"Yorma kendini tamam mı annecim bak daha iyileşmedin tam" montu oğluna giydirip, çantasını da verdi.

"Tamam annem sen merak etme" annesinin yanağına büyük bir öpücük kondurup dışarı çıktı Feda, merdivenleri hızlıca inip apartmanın önünde beklemeye başladı. Havalar iyice soğumaya başladığından ellerini birbirine sürtüp cebine soktu, kafasını eğip montundan açıkta kalan boynuna sıcak nefesini üfledi, yerinde hafif hafif zıplıyordu.

"Şş güzellik bir saati ne kadar" Feda kafasını kaldırdığında kolunu arabanın camından sarkıtmış kendisine piç gülümsemesi ile bakan Deniz'i gördü. Hızlı adımlarla arabaya yaklaştı kıçı donmuştu
"Bir saat ne lan on dakika yeter sana" dedi kapıyı açıp arka koltuğa binerken.
"Aşk olsun küçük Deniz'i üzdün" diye homurdandı Deniz. Şoför koltuğunda oturan Berat Deniz'i montunun şapkasından tutup içeri çekti, ardından onun camını da kapatıp arabayı çalıştırdı.

KIZIL [BxB] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin