13

662 71 69
                                    

***

***

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

***

Açık pencereden içeri esen serin rüzgar eşliğinde oturmuş çaylarımızı içiyorduk. Sabahtan beri üzerimize yığılmış işleri hallettikten sonra yorgunluğumuzu bir masa etrafında toplanıp gecenin verdiği huzurla çayımızı içerek atıyorduk.

Eld, Gunther, ben ve Levi vardı odada. Diğer üç kişi bir iş için çıkmıştı.

"O kadar yükü nasıl taşıtığınızı hâlâ merak ediyorum doğrusu. Ben olsam çoktan iki yere bölünmüştüm." İki elini fincanın etrafına dolamış bir şekilde konuşuyordu Eld. Konuşma başlatmak istediği belliydi. Ama yanlış kişileri seçmişti.

Ona bakmakla yetindim sadece. O ise devam etti. "Bazen bir insan olmayacak kadar güçlü olduğunuzu düşünüyorum."

Fincanımı önüme koydum sakince. Hiç bir şey söyleyemezdim buna karşı. Çünkü bunu bende düşünüyordum. Geçmişte bunların hepsi normal gelirdi bana. Ama askere katıldıktan sonra normal olmadığını anladım. Yaptığım her şeyde aldığım garip bakışlar, üstlerimin beni sık-sık kontrol etmesi ve herkesin benden uzaklaşması kendimi sorgulamaya itmişti beni. Ne yaparsam düşünür olmuştum artık.

Gunther Eld'in ayağına hafifçe vurarak susmasını işaret etti. Kaptanın bakışının gittikçe keskinleşmesi hiç iyi değildi.
"Yani yanlış anlama (Y/N). Eld Eğitmen gibi birisinin birini bu kadar övünce işte-"

"Ne ima etmeğe çalışıyorsunuz?"

Yerlerinde kaskatı kesilmişti ikiside. Etraflarına kaçamak bakışlar atıyor, ne diyeceklerini düşünüyorlardı. Buz mavisi gözler korkutucu bakışıyla etrafa hükm ederken içeri Eren, Petra ve Oluo girdi.

"Hadi ama! Sadece benimle konuşuyordu! Bunda korkutucu olan ne!"

"Daha çok tehdit ediyormuş gibi geldi bana. Hele gözlerindeki o bakış!"

Bizimkilerle görüşmeye gitmişti Eren. Yalnız olmaması içinse Petra ve Oluo onunla gitmişti. Konuşulanlardan bunun Mikasa olduğunu anlamıştım. Eren'e bağlılığı yüzünden zavalılara hangi tehditleri ettiğini az-çok tahmin ediyordum.

"Size dedim ama o sadece çok korumacı!"

"Kulaklarımız duyabiliyor velet! Resmen bizi tehdit etti!"

"Tch. Sesinizi alçaltın veletler." Sert ses odada yankılandığında üçüde Levi'nin varlığını yeni farketmiştiler. Başta şokdan donsalar da, sonradan hemen asker selamı verdiler.

Eli kalbi üzerinde konuşmaya başladı Petra."Üzgünüz Kaptan! Bizi bağışlayın! Bir daha olmayacak!" Yüzündeki telaş ve korku karışık duyguya sırıttım hafifçe.

Masanın üzerinde, benden biraz kenarda duran çaydanlığı alıp fincanı doldurmaya başladım. "Buraya geldiğimden beri bu sözleri duydum ağzından Petra. Aklında sadece bu üç kelime mi var? Tatlılığının yaptığın yanlışları ört-bas edeceğini düşünüyorsan yanılıyorsun."

➳𝚖𝚢 𝚘𝚖𝚎𝚐𝚊❝𝚕𝚎𝚟𝚒 𝚊𝚌𝚔𝚎𝚛𝚖𝚊𝚗.❞Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin