Anneannesini her hafta olduğu gibi içindeki bir tutam merak ile ziyaretine gidiyordu. Bu hafta da gitmeliydi. Her hafta yaptığı gibi ne kadar olumlu sonuçlar olmasada. İçinde küçük bir parça da olsa umut vardı. Birşeyleri açığa çıkarmak istiyordu sonuçta. Siyahları beyaza dönüştürüp içinde ki karanlığa veda etmek istiyordu.Belki birşeyler öğrenebilirdi annesinin ölümünün üzerine. Merakı da burdan geliyordu ya. Herkese cezasını vermek için. Annesinin ölümünün nedenini kimse bilmiyordu. Babası bu olayın çözülmesi için kızından gizli epeyce uğraşmıştı. Ne kadar emek verip çaba sarf etsede sonuç yine aynıydı. Kimse ne olup ne bittiğini bilmiyordu. Annesinin ölümü deşifre olmuştu resmen. Tek bir kişi biliyordu olayı. Anneannesi. Ama anneannesinden bir şeyler öğrenmek oldukça zorlaşmıştı artık. Kızının ölümü ile ruhsal sorunlara merhaba demişti. Kızının ölümü ile yeni bir hastalığa da başlamıştı. Sevdiklerini teker teker kaybetmeye başlamıştı genç kız. Teker teker. İlk annesiydi sonra anneannesi.
Genç kızın aklında yine o gün beliriverdi. Yine canı yanmaya başlamıştı. Anlayamıyordu. Bu olanları anlayamıyordu. Neden bunlar başına geliyordu? Anneannesi genç kızın o yeşil gözlü beyaz tenli annesinin cesedinin yanında dizlerinin üstüne çöküp ağlıyordu. Sadece öyle duruyordu. Herşey bir kör düğüm gibiydi. Kimse bu kör düğümü çözemiyordu. Çözmeye çalıştığı anda bir yerleri acıyordu. Tıpkı bir düğümü çözmeye çalışırken parmak ucunuzun acıması gibiydi. Sonuç olarak yara alan siz oluyordunuz.
Anneannesinin ilaç saatinin geçmemesi lazımdı. Yoksa bir kelime etmeden karşısında ki kişileri düşman sanıp saldırmaya başlıyordu. Sonra ise yorgun düşüp uykuya dalıyordu.
Evden çıkmadan önce aynanın karşısına geçti. Kaşının üstündeki yarı kapanmış yara izleri hala duruyordu. Elini yaranın üstünde gezindirip kaşlarını çattı. Anneannesinin attığı kolonya sişesinden küçük bir yara. Aslında umrunda bile değildi. Önemli olan annesinin katilini bulmasıydı. Lakin sevdiği hatta canını bile vereceği insanlardan yara almak canını acıtıyordu. Ne kadar küçük de olsa.
Bir kaç gün kalmıştı. Birkaç gün sonra burda olmayacaktı. Babası yine onu yollayacaktı her zaman ki gibi. Tatile. Babası kızını uzaklara en önemlisi de tek başına tatile diye başka şehirlere yolluyordu. Aslında kızını görmek istemiyordu. Göndermekde istemiyordu. Karısından bir parça diye düşünüyordu hatta gözü gibi dikkatli bir şekilde kızına bakıyordu. Baktıkça acı da çekiyordu.
Ama bu sefer genç kız gitmek istemiyordu. Annesininin ölümünün nedenini bulmak için tek yol olan anneannesini burada tek başına bırakmak istemiyordu. Tek yol buydu.
Babasını ikna edip bir kaç gün otelde kalacaktı. Kararını bir kaç ay önceden kararlaştırmıştı. En doğrusu buydu. Ama genç kızın babası kızını bu işten olduğunca uzak tutmaya çalışıyordu. Kızınında zarar görmesini istemiyordu. Kızını da kaybetmek istemiyordu dünyalar güzeli sevdiği karısından sonra.
Babasının bu teklifi kabul etmesinden başka çaresi yoktu. Kızının inat damarları annesinden gelmişti. Tıpkı evliliklerinin başlangıcı gibi. Zorlu ve inat doluydu.
Kızıl saçlarını siyah bir toka ile aynanın karşısında topladı. Elinden geldiğince hızlı olmaya çalışıyordu. Biran önce gitmeliydi. Anneannesinin ilaç saati geçmeden hemen onunla konuşmalı ve bilgi sahibi olmalıydı. Bu kadar yıl hiç bir şey yapamamıştı ve vicdan azabı çekiyordu. Artık büyümüştü ve gerçekleri öğrenmek istiyordu. Bir yalanın içinde yaşamaktan bıkmıştı. " Annenin alışveriş merkezinde tartıştığı kişinin akli dengesi yerinde değilmiş. Anneni eve kadar takip edip öldürmüş. "
Hepsi yalandı. Biliyordu. Eğer böyle bir şey olmasaydı babası bu işi araştırmaya devam etmezdi. Her gece farklı yerlere gidip o adamı bulmaya çalışmazdı. Bunlar sadece küçük kızını korumak amacıyla denilmişti. Ama o kız artık küçük kız değildi. O kız çok değişmişti. Buse artık büyümüştü. Annesinin ölümü ile daha da olgun olmuştu. Daha olgun daha cesur daha sessiz daha da soğuk kanlı. Vurdum duymaz bir kişiliğe sahip olmuştu. Istemeden de olsa.
Evden sessizce çıkıp yürümeye başladı. Otobüs durağına geldiğinde beklemeye başladı. Burdan taksiye bildiğinde kimseden farklı gibi gözükmeyecekti.
Taksiye binip gideceği adresi şoföre sakince söyledi. Geriye doğru yaslanıp dışarıyı izlemeye başladı. Trafik lambalarında uzun bir süre beklemek canını sıkmıştı. Bir an önce anneannesinin yanına gitmeliydi.
Taksiden ücreti ödeyip hastaneye girdi. Katlardan hızlıca çıkıp katta duran görevlinin yanına ilerledi.
" Merhabalar. Anneannemle görüşmem mümkün mü? "
" Buse hanım kısa bir süre lütfen. Eğer olumsuz durum olursa anneannesini sakinleştirmeye çalıştırmak yerine bize haber verin. "
Kafamı aşağı yukarı olumlu anlamda sallayarak odaya girdim.
Odaya girdiğimde anneannem tırnaklarına bakıyordu. Kafasını kaldırdığınde beni görünce yüzünde bir gülümseme meydana geldi.
" Hoşgeldin kızım. "
" Hoşbulduk. Nasılsın? "
" İlaçlar beni çok yoruyor. Sürekli uykum geliyor. Alnına noldu? "
" Küçük bir yara. Kapıya çarptım. "
Küçük bir yalan daha söylemişti. Ama anneannesinin kalbini kırmak veya üzmek istemiyordu. Uzun süredir de bu kuralını yok sayıyordu. Ama artık sabrı kalmamıştı.
" Anneanne benim sana sormam gerekenler var. "
İşte başlıyordu. En korktuğu , en çekindiği yer burasıydı. Nasıl başlayacağını , neler söyleyeceğini bilmiyordu.
" Ne oldu? Yine mi yemek tarifi yoksa? "
Bilerek mi yapıyordu? Bu kadar ciddi bir ses tonundan bunh mu anlatmıştı yoksa? İlaçlar anneannesinj gerçekten derinden etkiliyordu. Zavallı kadının yüzünde ki kırışıklıklar artmaya başlamıştı. Özellikle de alın çevresinde olanlar.
" Annemi... annemi kim öldürdü? Tek gören kişi sensin. Nolur yardım et. "
Birden kaşlarını çatıp ellerini yumruk yapmaya başlamıştı. Yanında duran su bardağını alıp yere doğru fırlattı. Buse birden sıçradı. Yerdeki cam kırıklarıdan gözünü alamıyordu.
" Kes sesini! Benim bir kızım yok bunu aklına sok! "
" Anneanne siz barıştınız. Babamla evlenince sen anneme küstün ama o zamanlarda annem seni çok seviyordu. Hem unuttun mu ben doğduğum da siz barıştınız. Beni ilk yıkayan kişi de sendin. "
" Yalancısın sen. Yalancı. Aynı annen gibi yalancısın. "
Gözyaşlarımı tutmayıp odadan hızlıca çıktı. Kapıyı kapatmasıyla beraber birine çarptı. Geriye doğru çekildiğinde kolları hariç siyahlar içinde biri olduğunu fark etti.
Umursamadan katta duran görevliye olayları kısaca anlattı. Görevli hızlıca anneannesinin yanına doğru koşmaya başladı. Genç kız merdivenlerden inerek otele dönmeye karar verdi. Elinde yine hiçbir sonuç yoktu. Hersey eskisi gibi aynıydı.
● Vote sınırı : 10
●Yorum sınırı Yok.
●Vote vermek 1 saniyenizi bile almaz diye düşünüyorum.
●Yorum vermek 5 saniyenizi bile almaz diye düşünüyorum.
●Ama bu hikayeyi yazmak 1 saatten fazla sürüyor.
●Burda emeğe saygı var mı?
●Voteleri eksik etmeyin lütfen.
●Hayırlı günler diliyorum herkese.
●Yeni Bölüm gelene kadar diğer hikayelerimize bakabilirsiniz.
●İyi günler tekrardan.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaybolan Son
Fiksi RemajaAnnesinin ölümünün nedenini bir türlü bulamıyordu. Canını da acıtan en çok bu değil miydi? Yanlış ve düşünmeden aptalca bir karar vererek hayatını karartmaya başlayan bir genç kızın başına neler gelecek?