Karaca Karaner'den
Elimdeki küçük küreği arkama saklayarak mutfağa girdim. Emekli fırıncım tam da tahmin ettiğim gibi yemek pişiriyordu. Sessiz adımlarla arkasına yaklaşarak yaptığı omlet baktım. Umarım o güzel omleti panik yapıp yakmazdı.
Küreği arkamdan yavaşça çıkartarak kafasına vurdum. Fırıncı elindeki salatayı düşürürken ben arkasında kahkahalarla gülüyordum.
"Kar!" Kahkahalarım dinse de yüzümdeki gülümseme silinmemişti.
"Gerçekten oyuncak kürek mi yaptırdın? İnanamıyorum sana!" Elimdeki yastıktan küreği alıp şaşkınlıkla incelerken omleti devraldım.
"Bugün ne yaptınız bakalım?"
"Biz?"
"Dördüzlerimiz ve sen."
"Baran, abartmamanı söylemiştim." Bankta biraz kenara kayarak kurabiylerimi elinden aldım.
"Kar, dördüz dedim. Onuz değil." Burnunu çekerek konuşurken kendini acındırma çabasına girse de pek etkili değildi.
"Tamam, tamam devam ediyorum."
"Mantıklı bir şekilde, devam et lütfen."
"Bugün ne yaptın bakalım?"
"Öncelikle o çok istediğim proje artık benim." Baran yaklaşarak yanağıma dudaklarını bastırdı.
"Gel diyorum beraber şirketimizi yönetelim, gelmiyorsun."
"Baran!" Sinirle fırıncının koluna vurdum.
"Bu imkansız değil ki, ben inanıyorum ileride zengin olacağım."
"Hadi bu neyse ama sürekli en uçuk hayalleri kuruyorsun. Önce evlendirdin bizi, zorla da olsa kabul ettim. Sonra dördüzümüz oldu. Şimdi de şirketimiz."
"Parkta yapabileceğimiz en güzel aktivite bence, bak ne güzel hayaller kurdum."
"Öyle olsun, bu sefer ben hayal edeceğim." Yerinde hızla dikleşerek kaşlarını çattı.
"Olmaz! Sen hayal kurarsan benim sonum belli. Benim hayallerimle evlerimize dönmeliyiz. O yüzden başka bir aktivite bulalım. Parkta ne yapabiliriz?" Parkta buluştuğumuzdan beri benim bakış açımla ikimiz üzerinden hayaller kuruyordu. Belli etmesem de dinlemesi zevkliydi.
"Devam et o zaman, yapacak başka bir şey yok." Yüzündeki sırıtmayla bana doğru döndü.
"Başlıyorum."
"Başla bakalım."
Arkamdan omzuma sarılan kolları hissetmemle irkildim. "Ne okuyorsun?"
Kitabın kapağını Baran'a göstererek kolları arasından çıktım. "Bugün toplantın var mı sevgilim?"
"Küçük bir işim var, iptal edebilirim. Sürprizim ne?" Tek kaşımı havaya kaldırarak kafamı yana doğru eğdim.
"Sürprizi nereden çıkardın?"
"Beni çok sevdiğini biliyorum."
"Bunun ne alakası var şimdi?" Kaşları çatılırken koltuğun kenarına oturdu.
"Beni seviyorsun diyorum."
"İlgi istiyorsun diyorum."
"Böyle olsak şahane olmaz mı?"
"Olmaz diyorum."
"Kar!" Koluma acıtmayacak şekilde vurmasıyla kaşlarımı çatarak ona baktım. "Böyle olsak şahane olmaz mıydı?" Sorusunu tekrarlamasıyla kaşlarımı düzelterek gülümsedim.
"Olurdu sanki."
"Süründüreceğim diyorsun yani."
"İyileştiğine göre trip atabilirim diyorum."
"Oluruz yani."
"Oluruz fırıncı, oluruz."
____
Merhaba
Umarım bölümleri beğenmişinizdir.
Sizleri seviyorum, kendinize iyi bakın hoşçakalın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fırıncı|Texting|✔️
General Fiction|Tamamlandı| Kim derdi ki ekmek sırası beklerken kafasına fırıncı küreğiyle vurduğun fırıncıya aşık olacaksın? Oldum. Pişman mıyım peki? Zannetmiyorum...