6.bölüm : Acı gerçekler

10 5 3
                                    

Acı verir gerçekler en güzel anlarını mahveder...

Bölüm müziği : derya bedavacı affet

Borayla evden çıkmış İzmir sokaklarında dolaşıyorduk ellerini belime sarmış yürüyorduk annemle babamın mektubundan sonra kendimi toparlamıştım borayla yürürken akşam olmuştu neredeyse sokakta ikimiz vardık sokak lambaları yanmaya başlamıştı bora bana bakarak gülümsedi ve konuşmaya başladı "ben eskiden sokak lambalarını izlemeyi çok severdim böyle bir gün babaannemle yürüyordum babaannem bana dediki ışıklar sadece karanlıkta yanar kuzum sen nezaman karanlıkta kalırsan o ozman ışıkların yanar..." Demişti dediğinde büyülenmiş bir şekilde ona bakıyordum o an arkamızdan bir erkek sesi geldi erkek arkadan "haklısın boracım" dediğinde bora şoka girmiş gibiydi hızla arkasını döndü ve bende onunla arkamı döndüm çocuk gerçekten yakışıklıydı ve bana bakarak "sevgiline niye gerçekleri anlatmadın" diye sordu bir işe "Pamir sus" dedi ne gerçeğidi ya benim bilmediğim ne olabilirdi
Bora benden en fazla ne saklayabilirdi hızla lafa karıştım
"Benim bilmediğim ne var bora" dedim bora bana korkuyla bakıyordu arkadan pamirin sesi duyuldu "azracığım sevgilinin bir çete lideri olduğunu biliyormusun?" Dediğinde dumur olmuşa döndüm ne demek çete lideri hızla pamir denen adama döndüm ve hızla "sen ne saçmalıyorsun?" Diye bağırdım boraya döndüm ve hızla "bora ne demek çete lideri? bu adam kim? yalan söylüyor değilmi?" Dedim bora ise bana bakarak "özür dilerim Azra doğru duydun..." Diye mırıldandı şok içinde boraya bakıyordum ne demek çete lideri ya diye beynimin içi baş bas bağırıyordu hızla boraya sana yazıklar olsun...diyebildim ve hızla koşmaya başladım boranın da arkamdan koştuğunu hissediyordum hızla beni kendine döndürdüğünde ona öyle bir tokat geçirdim ki neredeyse sokak tokatın sesi ile inledi ve ellerimi göğsüne dayadım ve var gücümle itmeye başladım ve bağırdım "senden nefret ediyorum yalancı" diye bağırdım ve bir tokat daha vurdum bir daha vuracaktım ki bora beni durdurdu "ne desen hakl-" devam etmesini istemiyordum boş boş zırvalıklarını da dinlemek istemiyordum hızla ona dolmuş gözlerle bakarak "birdaha beni ne ara nede sor bora sakın karşıma çıkma" dedim ve tekrar onu ardımda bırakarak koşmaya başladım...
YAZARIN ANLATIMIYLA...
Azra oradan ne kadar koştuğunu bilmiyordu sadece koşuyordu en sonunda sahile doğru yaklaştığında durdu ve gözyaşları bu zaferi kazandı ve yanaklarından süzüldü.
Bora ise orada durmuş sevdiği kadının gidişini izliyordu yanaklarından yaşlar akıyordu ikisininde beyninin içinde dönen şarkının sözleri aynıydı
Dön diyemem
susarım sen anlarsın
Gel diyemem
ağlarımda ağlarsın
Sev diyemem
Kalbimde ruhumda
Gönlümde umudumda
gel bir tek sen varsın
Gellllll...
Bilal Sonses sanki bu şarkıyı onlar için yazmıştı.
Bora sinirle karşısındaki çöp kovasına bir tekme geçirdi yumrukları sokakları inletiyordu lannnn!diye bağırıyordu yeter lan diye
Hayat çok zorluklar sunmuştu boraya annesini kaybetmişti gözlerinin önünde intihar etmişti boranın yanında küçüktü daha bora belki birileri gelmese oda atlardı oradan annesini tutma umuduyla babası vurulmuştu onun bir babası yoktu onun annesini hiç sevmemişti babası onun kardeşleri yoktu boranın yetim hanede büyümüştü ilk aşkı onu aldatmıştı kardeşi denen adamla Azra girmişti hayatına şimdiyse onuda kaybetti sonuçta bora sanki o sokakta yıllardır tuttuğu tüm isyanını tüm nefretini tüm acısını haykırıyordu ama nafile beyninin içi susmuyordu ki iç sesi baş bas bağırıyordu senin hatan diye doğruydu boranın hatası ama nafile o pamiri kendi elleriyle gebertecekti boranın elleri kan olmuştu duvarları yumruklamaktan kanamıştı.
Azra ise banklara oturmuş ağlıyordu ilk aşkının yalanlarını bağırıyordu içinden yaşıyordu bütün o kaosu içinde ne fırtınalar kopuyordu ama dışından sadece ağlıyordu o kadar çok yorulmuştu ki
Annesi ile babasının ölümü ilk aşkının yalanları duygusal çöküntü yaşıyordu şu an...
(1 ay sonra)
Boradan...
Azrayla konuşmayalı bir ay olmuştu evimde oturmuş
Kaya giraydan madiragal dip şarkısına geçiş yapmıştım elime telefonumu aldım ve Kaya giray yarınım yok şarkını açtım sözleri şöyleydi
Yarınım yok
Ama geriye dönemem bu yoldan asla
Sanırım çoktu yürüdüm kalbimde koca bir yasla
Umudum yok yeni bir hayal kuramam bu kadar fazla
Sevgiye muhtaçtım ne geçti elime yetinip asla
Geriye dönemem o eski ben artık burdan uzakta
yarını göremem hislerim yok olmuş kalbim tuzakta
eğerki olursa bir gün ben düşersem akla
değerim kaldıysa kalbinde üşüdüm ruhunda sakla...
Diyordu kaya giray hızla telefondan Koray Avcı gittin gideli şarkısı çalınca yutkundum ve dinlemeye başladım gözlerim dolmuştu...
Saat gecenin ikisi olmuş elimde bir bira şişesi aklımda azranın gözleri bana bakışları mavi mavi saçları sarı ve siyah karışımı Azra yankı çakmak evet azranın yankı diye bir ismide var ama o bu ismi kullanmayı hiç sevmez nedenini bilmiyorum bildiğim sadece o ismi kullanmayı tercih etmiyor oluşuydu...
Sabah uyandığımda başımda keskin bir ağrı vardı yataktan kalktım ve hızla bir duşa girdim duştan çıkıp üzerime bir sweat giydim birtanede eşofman siyah ceketini de giyip bakkala indim bakkaldan 2 ekmek aldım eve girdim kendime güzel bir menemen ve çay demledim kahvaltılıklarıda sofraya düzdüm ve kahvaltı yapmaya başladım tam yemek yemeye başlayacaktım ki kapım çaldı kapıyı bir hışımla açtım ve karşımda bana piç tarzı sırıtan pamire baktım elimi kapıya yaslanarak "ne istiyorsun Pamir"diye sert bir sesle konuştum "heyyy hey sakin ol ortak" dedi içimden senin ortak diyen ağzını s*kiyim desemde sinirle "o oratklığı sen o gün beni doandırarak kaybettin" dedim Pamir bana bakarak "geçmiş geçmişte kalmıştır biz önümüze bakalım" dedi ve hızla "sevgilinide gerçekleri anlatmamışsın "dedi ve içeri almayacak mısın?" Diye sordu hızla ona bakarak sesimi sinirli bir tona getirdim ellerim kapıyı sıkmaktan beyazlaşmıştı
Pamire "s*ktir git lan AMK'duğumun çocuğu ulan piç kurusu"dedim Pamir bana bakarak pişman olacağın şeyler deme dedi sonra çokta umrunda olurum dedi hızla ona "s*kimde bile değilsin ya*ak" dedim ve kapıyı suratına kapattım...
Pamir yamandan...
Ama bunu boraya çok fena ödeyecektim o lafları ona bir bir sokacaktım piç diyerek apartmandan çıktım ve azracığı ziyaret etmeye karar verdim hızla azranın evine doğru yürüdüm aklımda bir plan vardı bu plan boranın canını çok yakacaktı bana sataşmak neymiş öğrenir hem azranın kapısını çaldım ve beklemeye başladım ama Azra harbiden güzeldi bora turnayı gözünden vurmuş yanen ama belki hanım efendiye biraz eğlenebilirdim diye düşünüyordum ki kapıyı açan azrayla duraksadım Azra bana tiksinirek baksada önemsemedim "ne istiyorsun Pamir"dedi ve ben sırıtarak "seni istiyorum bebeğim"dediğimde o masmavi gözleri kocaman açıldı "ilk başta seni istiyordum ama seni alınca boranın canının yanmasını istiyorum"dedim hızla kapıyı kapatmaya yeltendi o daha kapıyı kapatamadan öyle bir ittimki sırtı duvara çarptı hızla içeri girdim ve kapıyı kapattım Azra bağırıyordu yardım istiyordu bu benim için iyiydi hızla yere düşen azranın üzerine cullandım ve en sonunda bayıltım ve kucağıma alıp evden çıkardım en sonunda koru yolunda olan evime gittim azrayı bir yatağa yatırdım ve kollarını iki yandan bağladım ve odadan çıktım hızla korumaların yanına gittim Selim oradaydı ve ona gerekli talimatları verdim aradan 30 dakika geçmişti azranın odasının kapısında durmaya başladım en sonunda uyanınca hızla "pek narinmişsin be güzellik" dedim Azra bana kocaman olmuş mavi gözleriyle bakarken bense sadece ona sırıtıyordum...

Boradan devam...
Saat kaçtı bilmiyordum Tumblrdan geziniyordum azramın bloğuna girdim sözlerini okumaya başladım
Mutlu değilken mutluyum diyenler! üzgünken üzgün değilim diyenler! acı çekerken çekmiyorum diyenler! sevilmezken seviliyorum diyenler! umudu yokken umudum var diyenler!
Neden gerçeği saklıyorsunuz?
Yalana yanlışa ne gerek var? karanlığın elbet aydınlığı var?
Işıklar yanacak karanlığın hükmü son bulacak bunları biliyorken yalana yanlışa ne gerek var?...
Diye yazmıştı kurban olduğum nasılsa yazmıştı gözlerim dolu dolu olmuştu bir diğeride şöyleydi.

Yağmur yağarken seviyorum bu şehiri insanların başları önlerine eğik yüzleri ıslak sanki hatalarını biliyorlar gibi...

Yazmıştı şu şiirde hoşuma gitti ne yazmış bakın bir ya...

Savaşlara son dur demeye
Depremlere son vermeye
Gücümüz yetmez

Yalanlara son vermeye
Haksızlığa boyun eğmeye
Gücümüz yetmez

İhaneti görmezden gelmeye
Aşka kalbinde yer vermeyene
Dur demeye gücümüz yetmez...

Böyleydi en sonunda karar verdim azranın evine gidip her ne söylerse söylesin konuşmam lazımdı hazırlanıp evden çıktım azranın evine doğru gitmek için yola çıktım aklımda bir sürü düşünde vardı ya kızarsa, ya kovarsa, yada boynuma sarılırsa, böyle düşüncelerimde kaybolmuş yürürken evin önüne geldiğimi fark ettim hızla apartmandan içeri girdim kalbim hızlanmıştı lanet olsun bu kızı girmeden bile kalbimi hızlandırabiliyor oluşuna bir dizi sövdüm azranın katına çıkınca koca bir siktir çektim "ne olmuş kan burada?..."

KırıklarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin