Soğuk hava tenini sıyırırken bunu yapmaması gerektiği düşüncesi zihninde yankılanıyordu. O'nu öpmüştü. Bu yeterince saçma ve yanlışsa şu an onunla konuşmaya gitmesi de aynı derecede yanlıştı. Sadece Jungkook çağırdı diye arabasına atlamış ve 30 dakikalık yol sonunda inerek söylediği parka gitmek için yürüyordu. Siyah saçları rüzgardan ötürü uçuşurken kuru kırmızımsı dudaklarını ıslattı. Havanın soğukluğu göz yaşartacak cinstendi ve üzerindeki siyah kazağa rağmen göğüslerinde soğuğu hissediyordu.
Derin bir nefes alarak okullarının karşısındaki parka gitti. Bu heyecanı nedendir bilemiyordu. Jungkook ona fazlasıyla uzakken birden dibinde bitmişti ve yapacak bir şeyi yok gibiydi. Ve ardından onunla kurduğu ilişki şu anda kafasını karıştıyordu. Kendi yaptığı seçimler onu bu kadar zorlayacaksa çoktan bitirmeliydi.
'Jungkook!'
Gördüğü arkası dönük bedene seslendi. Siyah bir mont ve siyah kot pantolon giymişti, hafif uzun koyu renk saçları ve kâhkülünün arasındaki çekik büyük gözleri Luna'ya bakıyordu.
Kızın bağırması ardına arkasına döndü ve Luna'nın kendisine doğru gelmesini izledi Jungkook. Üzerindeki uzun siyah kazağı ve altındaki eteğiyle Hwang Luna zarifliğin ve güzelliğin tanımıydı onun için. Onunla yazışırken ne kadar mutlu olsa da diyecekleri için gergindi.
'Bu saatte çağırdığım için üzgünüm, telefonda konuşmak için uygun değildi gibi hissettim.'
Jungkook Luna'yı şaşırtırken hafif gülümseyerek konuştu.
Çocuğun kesinlikle karakter bozukluğu vardı. O kadar ukalaca konuşup ardından olgunca özür diliyordu.
'Sorun değil ama acilen konuya girsen iyi olur jeongguk.'
Jungkook Luna'nın ismini söyleyiş şekline gülerken :
- Sadece neden olduğunu merak ediyorum.
Luna Jungkook'a anlamazca bakarken ona bir adım daha attı Jungkook. Aralarındaki mesafeyi azaltarak kızın kokusunu duyabileceği bir noktaya kadar geldi. Gergince atan kalbini kenara atarak :
-Neden sarhoşken Mark'ı değil de beni öptün? Senin için ne ifade ediyorum da benim adımı sayıkladın? O kadar kafamı karıştırıyorsun ki doğru düzgün düşünemiyorum Luna. Neden?
Jungkook'un açıkça konuşmasından ötürü şaşıran Luna derin bir nefes aldı. Ne diyeceğini bilemez bir haldeyken güldü ve dudaklarını yaladı.
-Bu kadar anlam yüklemeni beklemezdim Jungkook, hayatında şu zamana kadar birçok kişiyi öpmüşsündür, kaçına özel duyguların vardı? Sayıklamaya gelirsek sarhoştum adam akıllı hatırlayamıyorum bile, umarım seni rahatsız etmemişimdir?
Luna hızlıca ve gülerken konuşurken Jungkook'un şaşkınlıkla gözleri açıldı. O bu konuşma için ne kadar zorlaırken Luna ona karşı gülerken konuşmuş ve açıkça hiçbir şey hissetmediğini öylesine öptüğünü söylemişti. Jungkook bunun bir şaka olmuş olmasını dilerken kalbi tekledi. O bu kadar umursamış ve düşünmüş,gecelerce uyumamış adam akıllı yemek yememişken ve daha yeni yeni toparlanmaya çalışırken Luna'nın rahatlığına lanet etmişti. Tamamen kendi kafasında abarttığını farketti.
'Rahatsız oldum, ne olduğunu bilmediğim biri tarafından öpülmek benlik değil. Ve haklısın, birini öpmek o kadar da önemsenecek bir şey değil. Senin için de fazla basitmiş zaten.'
Ardından Luna'nın konuşmasına zaman vermeden,
'İyi geceler, bu saatte buraya çağırıp saçmaladığım için tekrardan üzgünüm.'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
seni dert etmeler' jeon jeongguk
FanficEylül ayının henüz başında geç kaldığı arkadaş buluşmasına koşarken ıslak kıyafetleriyle daldığı cafe'de yaşama sebebi olacak bir çift hareye ve onların sahibine tutulmuştu Luna.