Russo ailesi kahvaltı ediyordu. "Sen bu Riven'a gerçekten güveniyor musun?" diye sordu Marco.
"Baba ben sen miyim?" diye sordu Magnus.
"Bu da ne demek oluyor?" diye sordu Marco.
"Yani Riven babası değil demek oluyor." dedi Magnus.
"Tamam o zaman..." dedi Marco.
Magnus telefonuna baktı ve "Ben gidiyorum." dedi ve gitti.
"Magnus'un bu konuda sana çektiğinin farkındasın değil mi?" diye sordu Marco.
"Evet ve gurur duyuyorum." dedi Lucy.
"Acaba biz yanlış mı yaptık?"
"Hangi konuda?"
"Magnus'un bir kardeşe ihtiyacı vardı."
"Marco Russo!"
"Efendim Lucy Russo..."
...
Magnus Sadie'nin arkasından ona sarıldı. "Seni çok özledim." dedi ve Sadie'yi döndürdü. Çok üzgün görünüyordu. "İyi misin? Ne oldu?"
"Sana çok ihtiyacım var." dedi Sadie ve Magnus'a sarıldı. Geri çekildikten sonra "Magnus ben artık ne düşüneceğimi bilmiyorum. Herkes kendine göre çok haklı."
"Özür dilerim ama ne demek istediğini anlamıyorum."
"Dün herkesin zihnini okuyunca sinirlerim bozuldu."
"Ben sana zamanında ne dedim?"
"Her ne olursa olsun fazla zihin okumak yok ama..."
"Aması hiç yok. Moral bozmakta yok."
"Tamam." dedi Sadie ve dudaklarını büktü.
"Öyle yapmasana..."
"Nasıl?"
"Dudağını bükme."
"Neden?"
"Çok tatlı oluyorsun."
Sadie birden gülmeye başladı. "Birkaç gün sonra belki bütün sihirli boyutlar yok olacak ya da bizim bütün hayatımız yeniden şekil alacak. Bizim konuştuğumuz şeylere bak. Sence de çok tuhaf değil mi?"
"Evet... Bak bu konuda çok haklısın."
"Hadi diğerleri bekliyor."
...
"Nerede kaldınız?" diye sordu Toprak.
"Geldik. Biraz rahat olun." dedi Magnus.
"Yanlış anlamayın. Sizin ilişkiniz olmasına saygım var ama şu anda hiç sırası değil. Bunun farkında mısınız?" diye sordu Flor.
"Teşekkür ederim." dedi Toprak.
"Önemli değil." dedi Flor.
"Umarım diğer hayatımızda tanışırız ve o zaman sizi görürüm." dedi Magnus imalı bir şekilde.
"Tabi doğarsak..." dedi Tom.
"Merak etme. Her zaman bir yolu vardır ve hepsi aynı yöne gider." dedi Mia.
"Bilmiyorum... Ben sadece yaşamak istiyorum." dedi Tom.
"Gevezeliğiniz bitti mi?" diye sordu arkadan bir ses ve herkes ona döndü.
"Bitti!" dedi Tom.
"Güzel... sevindim." dedi Riven.
"Hoş geldin. Bir şey buldun mu?" diye sordu Magnus.
"Boyutlar arası cihazı yapıyor... Ama biz o canavarı yok ederek zaman kazandık." dedi Riven.
"Boyutlar arası cihaz mı?" diye sordu Sadie şaşkın bir şekilde.
"Evet kesinlikle. Gayet güzel bir şeye benziyor. Çok güçlü gibi duruyor." dedi Riven hayranlıkla.
"Peki... sen buna zaman yolculuğu yapmamız için bir şeyler ekleyebilir misin?" diye sordu Magnus.
"Tabi Edward'a belli etmeden..." dedi Mia.
"O kadarını ben de biliyorum ama eninde sonunda fark eder." dedi Riven.
"O zaman ne yapacağız?" diye sordu Toprak.
"Yapamam demedim. Eninde sonunda fark eder dedim." dedi Riven.
"Nasıl yani?" diye sordu Magnus.
"Yaparım ama onu en son takmam lazım." dedi Riven.
"O zaman harika..." dedi Flor.
"Yardıma ihtiyacın olursa söyle." dedi Magnus.
"Sen teknolojiden ne anlarsın?" diye sordu Riven.
"Benim gücüm teknoloji ile ilgili." dedi Magnus ukala bir şekilde.
"Çok özür dilerim." dedi Riven.
"Hiç önemli değil." dedi Magnus.
"Benim gitmem lazım. Edward beni bekliyor." dedi Riven ve gitti.
"Ona gerçekten güveniyor muyuz?" diye sordu Toprak.
"Tam olarak değil ama evet. Ondan başka şansımız yok." dedi Magnus.
"Sen ciddi misin?" diye sordu Tom.
"Hangi konuda?" diye sordu Magnus.
"Hem şüphe ediyorsun. Hem de ondan yardım istiyorsun." dedi Toprak.
"Çünkü başka bir şansımız yok." dedi Mia.
"Duydunuz mu? Eğer başka bir şansımız olsaydı. Mia kesinlikle söylerdi." dedi Magnus.
"Gerçekten başka bir şansımız yok mu?" diye sordu Tom.
"Var ama hepsi çok tehlikeli. O yüzden ben aksi bir şey söyleyene kadar biz Riven'a güvenmek zorundayız. O yüzden Magnus'un üzerine gitmekten vazgeçin." dedi Mia.
"Teşekkür ederim Mia." dedi Magnus ve Sadie'nin elini tuttu. "Hadi gidelim."
"Tamam." dedi Sadie.
"Ben sizi gerçekten anlamıyorum. Bunu nasıl yapabiliyorsunuz?" diye sordu Toprak şaşkın bir şekilde.
"Biz birbirimizi çok seviyoruz. Önemli olan şey bu." dedi Magnus.
"Daha sonra görüşürüz." dedi Sadie ve gittiler.
...
"Sana bir şey soracağım." dedi Magnus.
"Zihnini kaç kere okudum. Bizden önce veya sonra bir şey yok." dedi Sadie.
"Emin misin?... Belki atladığın bir şey var."
"Sanmıyorum."
"Tamam... Sana güveniyorum."
...
Diğerleri otelde oturuyordu. "Magnus Riven'a nasıl güveniyor?" diye sordu Tom.
"Ben de anlamıyorum. Sen merak etme." dedi Toprak.
Mia Tom'un ve Flor Toprak'ın elini tuttu. "Biraz sakin olur musun?" diye sordu Mia.
"Evet kesinlikle." dedi Flor.
"Tamam..." dedi Toprak.
"Ben odaya gidiyorum. Tom istersen sen de git. Biraz uzanmak iyi olur." dedi Mia.
"Tamam... Daha sonra görüşürüz." dedi Tom ve Mia ile birlikte gittiler.
Toprak ve Flor bir süre sessiz kalmıştı. "Biz de gidelim mi?" diye sordu Flor.
"Flor..." dedi Toprak ve Flor'un elini tuttu. "Bunu nasıl söyleyeceğim bilmiyorum ama..."
Flor hızlıca Toprak'ı öptü ve gitti.
...
"Görüşürüz." dedi Mia ve kapıyı açtı.
"Mia... Konuşabilir miyiz?" diye sordu Tom.
"Bence konuşmaya gerek yok." dedi Mia ve Tom'un yanağını öptü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Başka Bir Boyutta 5
FantasyBütün sihirli boyutlar tehlike altında... Magnus, Sadie, Toprak, Flor, Tom ve Mia kendi özel güçlerini kullanarak Edward'ın planını durdurmaya çalışıyorlar. Belki bir kişi daha yardım eder... Acaba bu bir son mu?