Misafir

0 0 0
                                    

Havalimanında herkes bekliyordu. "Neyse ki okullar tatil edildi." dedi Sadie.

"Ben de bu yüzden çok mutluyum." dedi Magnus.

"Yanlış anlamayın ama asıl konuya odaklanabilir miyiz?" diye sordu Marco.

"Özür dilerim baba." dedi Magnus.

O sırada misafirler geldi. "Sonunda sizi canlı bir şekilde görmek çok güzel." dedi Toprak.

"Aynı fikirdeyim." dedi Flor.

"Sevindim." dedi Toprak.

"Okullar tatil olduğu için ben de seviniyorum." dedi Tom.

Magnus babasına baktı. "Demek ki neymiş sadece ben böyle düşünmüyorum." dedi ukala bir şekilde.

"Ne oldu?" diye sordu Mia ve herkes ona şaşkın bir şekilde bakmaya başladı. "Güçlerimi her zaman kullanmak zorunda değilim. Tahmin yürütecek tek kişi ben olmamalıyım."

"Tamam hemen kızma." dedi Tom.

"Hadi gidelim." dedi Lucy.

...

"Edward'ın planı konusunda sen haklı çıktın Mia." dedi Sadie.

"Her zaman olduğu gibi." dedi Mia.

"Önemli olan şimdi ne yapacağız?" diye sordu Toprak.

"Öncelikle Edward'ın ofisine yeniden gitmek zorundayız." dedi Sadie.

"Ama nasıl?" diye sordu Magnus.

"Bilmiyorum." dedi Sadie.

"Bu laboratuvarın yerini tam olarak biliyor musunuz?" diye sordu Toprak.

"Hayır ama internetten buluruz... Ne yapmayı düşünüyorsun?" diye sordu Magnus.

"Sen ne düşündüğünün farkında mısın? Öyle bir şey hayatta olmaz. Anne ve babalarımız eğer duyarsa ne olur biliyor musun?" diye sordu Sadie.

"Onların duyacağını kim söyledi?" diye sordu Toprak.

"Ben hiçbir şey anlamadım." dedi Magnus.

"Ben de bir şey anlamadım." dedi Flor.

"Güzel sadece ben anlamadım sandım." dedi Tom.

"Toprak gece gitmekten bahsediyor ama bu hayatta olmaz." dedi Sadie.

"Ama elimizdeki tek fikir bu ve bence çok iyi bir fikir. Sen sadece fikrimin taslağını gördün." dedi Toprak.

Herkes Mia'ya baktı. "Başarma olasılığımız yakalanma olasılığından daha fazla."

"Hiç kimse beni dinlemiyor mu?" diye sordu Sadie.

"Sevgilim..." dedi Magnus ve Sadie'nin elini tuttu. "Eğer bu riski göze almazsak bütün sihirli boyutlar yok olacak. Ayrıca gece gitmek daha mantıklı olur. Zaten teknik şeyleri ben halledeceğim."

"Ben sana neden hayır diyemiyorum." diye fısıldadı Sadie.

"Bir şey mi dedin?" diye sordu Magnus ukala bir şekilde.

"Bence sen ne dediğimi gayet iyi biliyorsun." dedi Sadie.

"Arkadaşlar bu romantik anı bölmek istemiyorum ama çok daha önemli bir konu var. Bunun farkında mısınız?!" diye sordu Tom.

"Tom bu konuda çok haklı." dedi Mia.

"Teşekkür ederim." dedi Tom ukala bir şekilde.

Sadie sahte bir şekilde öksürdü. "Zihin okuyabiliyorum. Lütfen bunu unutmayın." dedi. Magnus ona şaşkın bir şekilde bakmaya başladı. Sadie ona karşı imalı bir şekilde bakmaya başladı.

Magnus gülmemek için dudaklarını bastırdı. "Neyse şimdi ne yapıyoruz?" diye sordu.

"Siz bana yolu gösterin akşam gideriz." dedi Toprak.

"Bu korkusuzluk nereden geliyor?" diye sordu Flor.

"Aslında tam olarak korkusuzluk değil ama ben olması gerekeni yapıyorum." dedi Toprak.

"Bir de galiba Türk olunca ayrı bir cesaretli oluyorsun." dedi Tom.

"O da var." dedi Toprak.

"O zaman hadi gidelim. Gündüz gözüyle bir bakalım." dedi Magnus. Odadan çıktılar. "Ben annem ve babama söyleyeyim."

"Neyi?" diye sordu Marco.

Magnus arkasını döndü ve "Biz dışarı çıkıyoruz da..." dedi tedirgin bir şekilde.

"Benim için sorun değil ama sizin aileleriniz ne der bilmiyorum." dedi Marco.

"Ben de onun için geliyordum baba." dedi Magnus.

"Yanlış anlamayın ama biz zaten burayı gezmek istiyoruz. Bunu da erken yapmaya karar verdik. Hepsi bu..." dedi Tom.

...

"Baban ne zormuş." dedi Toprak.

"Normalde böyle değil ama son olaylar onu biraz daha fazla etkiledi." dedi Magnus.

"Neden?" diye sordu Tom.

"Bu baya uzun bir hikaye..." dedi Magnus.

"Tamam o zaman." dedi Flor.

"Şimdi ne yapacağız?" diye sordu Mia.

"Benim çok güzel bir fikrim var." dedi Magnus ukala bir şekilde.

...

"Lütfen kuzen..." dedi Magnus.

"Olmaz." dedi Dewey.

"Kusura bakma ama sen bana güvenmiyor musun?" diye sordu Magnus.

"Ne olduğunu bana söyle. Ben de yardımcı olabilirim."

"Tamam... Seninle açık bir şekilde konuşacağım. Bu senin için çok tehlikeli bir şey. Çünkü senin benim gibi süper güçlerin yok. Şimdi anahtarını bana verir misin?"

"Benimle açık bir şekilde konuşmana sevindim ve haklısın ama senin yanında tecrübeli biri olmak zorunda. Bunun farkında mısın? Çünkü sen daha ehliyeti yeni aldın."

"Güzel bahane... Ver şunu!"

Odaya birden Sadie girdi. "Afedersiniz ama 2 saattir sizi bekliyoruz."

"Nasılsın Sadie?" diye sordu Dewey.

"Ben iyiyim ama sen o anahtarı verirsen daha iyi olacağım." dedi Sadie.

"Hayır." dedi Dewey..

"Tamam o zaman." dedi Sadie ve yatağın yanında olan çekmeceye doğru gitti. Son çekmeceyi açtı ve anahtarı buldu.

"Sadie onu bana geri ver." dedi Dewey.

"Vermiyor. Vermek zorunda mı?" diye sordu Magnus ukala bir şekilde ve Sadie'nin elini tuttu. Beraber koşmaya başladılar.

"Sonunda!" dedi Tom.

Magnus arabayı açtı ve "Binin!" diye bağırdı.

Herkes bindikten sonra "Ne oluyor?" diye sordu Toprak şaşkın bir şekilde.

"Daha sonra anlatacağım." dedi Magnus ve arabayı çalıştırdı.

Başka Bir Boyutta 5Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin