Riven herkesi bayılttı ve Edward'ın yanına götürdü. "İyi iş çıkardın. Şimdi bunların DNA'sına bak. Belki birinin gücü işimize yarar." dedi Edward.
"Sen nasıl istersen öyle olsun." dedi Riven.
"Bu arada sence önemli bir şey gördüler mi?"
"Sanmıyorum. Neden?"
"Bunlardan biri fotoğrafik hafızalı... Ne olur ne olmaz diye sordum."
"Nereden biliyorsun?"
"Zamanında hepsini ziyaret ettim ama hangisi hangisinin varisi bilmiyorum."
"Tamam o zaman."
O sırada Magnus uyandı ama belli etmedi. Riven önce kızlardan başladı. Sıra Sadie'ye gelince konuştu. "Senin kadar güzel bir kız neden Magnus gibi bir erkek ile birlikte?" diye sordu Riven kendi kendine. Sadie'nin yanağını okşamaya başladı.
Magnus arkadan onun ağzını kapattı. "Bir daha benim sevgilime asla dokunma!" diye bağırdı.
Sadie o anda uyandı ve Riven'ın elini yüzünden çekti. "Ne oldu?" diye sordu telaşlı bir şekilde.
"Sen diğerlerini uyandır. Ben bunu hallederim." dedi Magnus. Sadie olumlu anlamda kafasını salladı ve koşmaya başladı.
Riven Magnus'un elinden kurtuldu. "Bu kadar kıskanç olduğunu bilmiyordum."
"Sana bir şey soracağım ama bana dürüst bir şekilde cevap vereceksin. Manevi büyükbabandan çok korkuyorsun değil mi?"
"Sen benim hakkımda hiçbir şey bilmiyorsun ama ona rağmen bir şeyler söyleyebiliyorsun."
Sadie ise arkadaşlarını uyandırmaya gitti. "Hadi uyanın!" diye bağırdı.
"Ne oldu?" diye sordu Toprak.
"Magnus'un bize ihtiyacı var." dedi Sadie telaşlı bir şekilde.
Toprak ve Tom koşmaya başladılar. Tabi Tom daha hızlı koşuyordu. Magnus'un yanına gittikleri zaman Tom direkt olarak Riven'a yumruk attı ve Riven bayıldı. "Teşekkür ederim." dedi Magnus.
"Öldürmedin değil mi lan?" diye sordu Toprak. Magnus ve Tom ona şaşkın bir şekilde bakmaya başladı. "Lütfen sorduğum soruya odaklanır mısın?"
"Tabi ki de hayır. Ben gücümü biliyorum. Neler yapabileceğimin farkındayım." dedi Tom.
"Ayrıca son söylediğinin kelime ne anlama geliyor?" diye sordu Magnus.
"Şu anda konumuz bu mu?" diye sordu Toprak.
"Tamam ama daha sonra söyleyeceksin. Bana söz ver." dedi Magnus.
"Sen nasıl istersen... Hadi gidelim." dedi Toprak.
"Evet." dedi Tom.
O sırada kızlar yorgun bir şekilde bekliyordu. "Bir şey olmaz değil mi?" diye sordu Mia.
"Merak etme." dedi Sadie ve bir anda Magnus'u gördü. Onun yanına koşup sarıldı. "İyi misin?"
"Evet kesinlikle. Hem de çok iyiyim." dedi Magnus ve derin bir nefes aldı. "Ama şimdi daha iyi hissediyorum."
Mia birden Tom'a sarıldı. "Sana kötü bir şey olma ihtimali bile üzülmeme yetiyor." diye fısıldadı.
"Bunu duymakta benim için yeterli." dedi Tom ukala bir şekilde.
Mia şaşkın bir şekilde geri çekildi ve "Ben onu sesli mi söyledim?" diye sordu utangaç bir şekilde.
"Yanlış anlamayın ama şimdi hiç sırası değil." dedi Magnus.
"Tamam o zaman... Şimdi ne yapacağız?" diye sordu Flor.
"Bence üçe ayrılalım. Böylece daha fazla yere bakarız." dedi Toprak.
"Bu daha çok tehlikeli olmaz mı?" diye sordu Sadie.
"Evet. Hem de olasılıklar daha fazla olur ve hepsini hesap etmek istemiyorum." dedi Mia ve eli titremeye başladı.
Tom Mia'nın elini tuttu. "Sakin ol. Her zaman hesap etmek zorunda değilsin."
"Kesinlikle katılıyorum. Ne de olsa hayatın kendisi bile sonsuz olasılık." dedi Flor.
"Bir konu daha var. Eğer ayrılırsak birbirimize ulaşamayız." dedi Magnus.
"Onu ben hallederim. Sürekli zihinlerinizi okurum. Tabi sizin için uygunsa..." dedi Sadie.
"Emin misin? Sen en fazla iki kişinin zihnini okuyabilirsin." dedi Magnus.
"Sadece ben ve Mia'nın zihnini okusa yeterli olacaktır. Daha fazlasına gerek yok." dedi Flor.
"Evet kesinlikle. Bunu yapmak zorundayım." dedi Sadie ve Magnus'un elini tuttu. "Sen de benim yanımda olacaksın."
"Ben sana neden hayır diyemiyorum." diye fısıldadı Magnus.
"O zaman Toprak ve Flor, Mia ve Tom." dedi Sadie.
"Hadi gidelim." dedi Toprak.
...
"Şu anda onları yakınlaştırmak için kötü bir zaman değil mi?" diye sordu Magnus.
"Sence bu benim umrumda mı?" diye sordu Sadie.
"Neden onları beraber yaptın?"
"Erkeklerin yanlış anılarına bakarım diye..."
"Merak etme ne demek istediğini çok iyi anladım."
"Bu arada acaba burası neresi?"
"Laboratuvarın altı..."
"Nereden..." dedi Magnus ve Sadie ona imalı bir şekilde bakmaya başladı. "Riven'ın zihnini hangi ara okudun?"
"Seni korumak için ikinizin de zihnini okudum."
"Tamam o zaman."
...
"Sanırım Tom ve Mia birbirlerine karşı bir şeyler hissediyorlar." dedi Toprak.
"Evet kesinlikle." dedi Flor.
"Peki seni bekleyen biri var mı?"
"Birinden hoşlanıp hoşlanmadığımı mı öğrenmek istiyorsun?"
"Çok mu belli oluyor?"
Flor olumlu anlamda kafasını salladı. "Aslında dikkatli bir şekilde baksan o kişinin çok yakında olduğunu bilirdin."
"Gerçekten mi?"
"Evet... Ama şimdi sırası değil."
"Çok haklısın."
...
"Mia..." dedi Tom ama Mia cevap vermedi. "Yoksa sen utanıyor musun?"
"Belki..." dedi Mia.
"Utanmana gerek yok. Hem de hiçbir şekilde... Ben de senden hoşlanıyorum."
"Öyle mi?"
"Evet."
"Bu çok güzel bir şey ama şimdi sırası değil."
"Biliyorum."
Sadie: Kızlar bu romantik anı bölmek istemiyorum ama buraya gelin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Başka Bir Boyutta 5
FantasíaBütün sihirli boyutlar tehlike altında... Magnus, Sadie, Toprak, Flor, Tom ve Mia kendi özel güçlerini kullanarak Edward'ın planını durdurmaya çalışıyorlar. Belki bir kişi daha yardım eder... Acaba bu bir son mu?