Magnus ve diğerleri yeni bir boyuta geldiler. "Bu sefer hangi boyuttayız?" diye sordu Magnus.
Riven saatine baktı ve dondu kaldı.
"Yine mi?" diye sordu Sadie bıkkın bir şekilde.
"Edward'ın boyutuna geldik." dedi Riven.
"Sen ciddi misin?" diye sordu Toprak şaşkın bir şekilde.
"Evet. Hem de çok ciddiyim." dedi Riven.
"Şimdi ne yapacağız?" diye sordu Tom.
"Ama önemli olan şey doğru zamanda mıyız?" diye sordu Mia.
"Muhtemelen evet." dedi Riven.
"Nerede olduğunu bilmiyoruz." dedi Flor.
"Gerçekten mi? Öyle mi düşünüyorsun?" diye sordu Sadie ukala bir şekilde.
"Düşündüğüm şeyi mi yaptın?" diye sordu Magnus. Sadie olumlu anlamda kafasını salladı. "Ama hangi ara okudun?"
"Bunu gerçekten soruyor musun?" diye sordu Sadie.
"Tamam bir şey demedim." dedi Magnus.
"O zaman şu anda nereye gidiyoruz?" diye sordu Tom.
"Çok yakınız... Beni takip edin." dedi Sadie ve önden yürümeye başladı.
...
"Burası mı?" diye sordu Riven.
"Evet kesinlikle." dedi Sadie.
O sırada binadan ışık yayıldı. "Orada ne oluyor?" diye sordu Magnus.
"Bilmiyorum. Edward bana geçmişi ile ilgili hiçbir şey anlatmazdı." dedi Riven.
"Hadi o zaman gidelim. Onu durdurmak lazım." dedi Tom.
"Şu anda onu yaptığını nereden biliyoruz?" diye sordu Mia.
"Canavarı yapıyor." dedi Sadie.
"Galiba o engelli kız bizi seviyor." dedi Riven.
"O konuyu konuşmasak mı?" diye sordu Magnus.
"Neden? Yoksa bir kitap karakteri olduğunu bilmek çok mu kötü bir şey." dedi Riven.
"Riven... Zaten seni boğmak istiyorum. Şansını zorlama." dedi Magnus.
"Hadi gidelim. Ben buraya boşu boşuna gelmedim." dedi Toprak ve kapıyı açmaya çalıştı. "Tom ellerinden öper..."
"Ne demek istediğini gayet iyi anladım." dedi Tom ve kapıyı açtı. "Ta da..."
"Bu benim eserim!" diye bağırdı Edward.
Magnus ve diğerleri koşmaya başladı. "O kadar emin olma." dedi Magnus.
Riven bilgisayarın önüne geldi. "Umarım yine aynı kodu kullanıyorsundur." dedi ve tuşlara basmaya başladı.
"Sen ne yapıyorsun?" diye sordu Edward.
"Bütün sihirli boyutları kurtarıyoruz." dedi Tom.
"Ne demek istiyorsunuz?" diye sordu Edward.
"Söylesek mi?" diye sordu Mia.
"Şu anda gerek yok." dedi Magnus.
"Ben burayı hallederim. Siz canavarı yok edin." dedi Riven.
"Anlaştık..." dedi Tom ve kalıbı kırdı.
"Siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz?" diye sordu Edward. Flor toprak gücünü kullanarak canavarı bağladı. "Hiç kimse beni dinlemiyor mu?"
"Umrumuzda bile değilsin. Bunun farkında değil misin?" diye sordu Tom sinirli bir şekilde. "Bana yardım edin. İkiye ayıralım."
"Memnuniyetle." dedi Magnus ve hep beraber canavarı ikiye ayırdılar.
"Siz ne yapıyorsunuz?" diye sordu Edward.
"Biz başka bir boyuttan geliyoruz." dedi Riven.
"Senin yüzünden 6 boyut... kendininki dahil olmak üzere 7 boyut yok oldu." dedi Magnus.
"Siz ne dediğinizin farkında mısınız?" diye sordu Edward şaşkın bir şekilde.
"Hem de çok." dedi Sadie.
"Ben ne yaptım?" diye sordu Edward şaşkın bir şekilde.
"Birçok kişinin hayatını kaybetmesine neden oldun." dedi Mia.
"Birkaç milyar desek daha doğru olur." dedi Tom.
"Ben olduğuma emin misiniz?" diye sordu Edward.
"Evet kesinlikle." dedi Magnus.
Edward onlara dikkatli bir şekilde bakmaya başladı. "Siz yok oluyorsunuz."
"Evet..." dedi Toprak.
"Tabi... Siz benim 7 boyutu yok ettiğim bir zamandan geliyorsunuz. Beni durdurduğunuza göre... Ben çok özür dilerim." dedi Edward ve gözleri doldu.
"Özür dilemene gerek yok. Çünkü sen bir şey yapmadın." dedi Magnus.
"Aslında biz seni durdurmak için hiç doğmamayı bile göze aldık." dedi Tom. Kendisi ile birlikte Mia, Toprak ve Flor'u gösterdi.
"Şaka yaptığını söyle... Lütfen..." dedi Edward.
"Bunun bir önemi yok. Önemli olan şey doğru olanı yapmamız." dedi Toprak.
"Ben gerçekten çok özür dilerim. Ben sadece kendime bir yardımcı yapmak istedim." dedi Edward.
"Gerçekten önemli değil. Biz seçim yaptık. 4 kişinin hayatı karşılığında 7 boyut..." dedi Flor.
"Ama yaşama ihtimalimiz de var." dedi Mia.
Magnus ve diğerleri gittikçe siliniyordu. Magnus Sadie'nin, Toprak Flor'un ve Tom Mia'nın elini tuttu. Riven ise Edward'a sarıldı. "Lütfen garipseme..."
"Tamam." dedi Edward şaşkın bir şekilde ve o da sarıldı. Bir süre sonra hepsi yok oldu. Edward yere diz çöktü. Ağlamaya başladı. "Çok özür dilerim... çok özür dilerim... çok özür dilerim."
...
Yıllar sonra
Edward bilgisayarın başında oturuyordu. O günün kamera kayıtlarına bakıyordu. Zil sesi ile kendine geldi. Kapıyı açtı. "Hoş geldin Stan."
"Hoş buldum." dedi Stan ve içeri girdi.
"Yeni yardımcım olmaya hazır mısın?"
"Bu şansı bana verdiğiniz için teşekkür ederim."
"Bana 'siz' demek yok. Ne de olsa ben o kadar da büyük bir bilim insanı değilim. Önce bu konuda anlaşalım."
"Siz... Sen nasıl istersen."
"Aferin... O zaman sen masana otur. Bütün projelerimi oraya koydum. Teker teker bak ve atladığım bir şey çekinmeden söyle. Çünkü... hata yapmak doğal bir şeydir." dedi Edward ve son söylediği ile gözleri dolmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Başka Bir Boyutta 5
FantasíaBütün sihirli boyutlar tehlike altında... Magnus, Sadie, Toprak, Flor, Tom ve Mia kendi özel güçlerini kullanarak Edward'ın planını durdurmaya çalışıyorlar. Belki bir kişi daha yardım eder... Acaba bu bir son mu?