Aileler

0 0 0
                                    

Lucy ve Marco uyandıklarında Magnus ortada yoktu. "Acaba Sadie ile erken bir şeyler yapmak için mi gitti?" diye sordu Lucy kendi kendine.

"Bilmiyorum. Sen Travis'i arar mısın?" diye sordu Marco.

Lucy tam telefonu eline aldı ve Travis onu aradı. Lucy şaşkın bir şekilde telefonu Marco'ya gösterip açtı. Hoparlörü açtı. "Alo Travis?"

"Alo Lucy... Özür dilerim ama direkt olarak konuya gireceğim. Sadie şu anda Magnus ile birlikte mi?" diye sordu Travis telaşlı bir şekilde.

"Aslında ben de sana aynı soruyu sormak istiyordum." dedi Lucy.

"Sizinde mi bilginiz yok?" diye sordu Brenna tedirgin bir şekilde.

"Evet ama en fazla nereye gidebilirler değil mi?" diye sordu Lucy.

"Emin misiniz? Bizim Magnus yapmaz ama Sadie size her zaman not bırakıp gider." dedi Marco.

"Her yere baktık. Hiçbir şey yok." dedi Travis.

O sırada Marco'nun telefonu çaldı. "Arayan Toprak'ın babası Ufuk..." dedi ve telefonu açtı. "Ne diyeceğini tahmin etmeme izin ver... Çocuklar yok değil mi?"

"Evet kesinlikle ama sen bunu nasıl biliyorsun?" diye sordu Ufuk.

"Çünkü bizimkiler de yok." dedi Marco telaşlı bir şekilde.

"O da ne demek oluyor?" diye sordu William.

"Beraber olduklarını sandık ama görünüşe göre hepsi beraber." dedi Marco.

"Güvenlik kamerası bozulmuş. Hiçbir şey göstermiyor." dedi arkadan bir ses ama aksanına bakacak olursak Diego'ydu.

"Ama nasıl?" diye sordu Nico.

"Herhalde benim oğlumun gücünü unuttunuz. Hemen bizim eve gelin." dedi Marco.

...

"6 çocuk nasıl birden ortadan kayboldu?" diye sordu Cansu.

"Merak etmeyin onlara hiçbir şey olmaz. Ne de olsa onlar süper güçlü çocuklar." dedi Suzy.

"Oldu olacak yanlarına bir kişiyi daha alsınlar kehanet yedilisi olsunlar." dedi Travis.

"Şu anda konumuz Percy Jackson mı?" diye sordu Lucy.

"Teknik olarak Olimpos Kahramanları ama olsun." dedi Brenna.

"Bizimkiler şu anda nerede olabilirler?" diye sordu Lily.

"Kusura bakmayın ama ben buraya boşu boşuna gelmedim." dedi Suzy.

"Ne demek istiyorsun?" diye sordu Francesca.

"Dün Magnus ve diğerleri Dewey'nin arabasını almış." dedi Suzy.

"Emin misin?" diye sordu Marco.

"Keşke onların zihinlerini okuyabilsek." dedi Camila.

"Belki bir yolu vardır." dedi Lucy ve gitti.

"O da ne demek?" diye sordu Nico.

"Muhtemelen ben ne demek istediğini çok iyi anladım." dedi Marco.

Lucy elinde bir bilgisayar ile geldi. Bilgisayarı açtı ve "Zeus!" diye bağırdı.

"Yine mi?" diye sordu Zeus kendi kendine bıkkın bir şekilde. "Ne oldu?"

"Hunter... Hem de hemen." dedi Lucy ve bilgisayarı kapattı.

"Az önce ne oldu?" diye sordu William.

"Ben de anlamadım." dedi Ufuk.

Birkaç dakika sonra Lucy bilgisayarı açtı. Hunter gelmişti. "Ne oldu Lucy?"

"Hunter, Magnus ve Sadie birkaç arkadaşları ile birlikte kayıp... Oradan zihin okuman mümkün mü?" diye sordu Lucy.

"Bilmiyorum ama deneyebilirim. Bunun için Magnus'u en son kim gördüyse ona ihtiyacım var." dedi Hunter.

"En son ben gördüm. Çünkü onun üstünü örttüm." dedi Marco.

"Tamam o zaman kardeşim. Hazır mısın?" diye sordu Hunter. Marco olumlu anlamda kafasını salladı. Birkaç dakika sonra "Bir şey buldum ama hoşunuza gitmeyecek."

"Ne buldun?" diye sordu Marco.

"Magnus'un aklında Edward'ın labaratuvarına gitmek vardı. O ne demekse..." dedi Hunter.

"Tamam Hunter. Teşekkür ederiz. Daha sonra görüşürüz." dedi Lucy telaşlı bir şekilde ve bilgisayarı kapattı.

"Düşündüğüm şeyi yapmış olamazlar değil mi?" diye sordu Cansu.

"Off... Şimdi ne yapacağız?" diye sordu Lily.

"Öncelikle o Kevin'ı bulmak lazım." dedi Marco.

"Marco sakin ol. Onlar tanıdığımızdan daha güçlüler." dedi Lucy.

"Bakın ben de yaptıklarını onaylamıyorum ama benim kızım her şeyi hesap etmiştir." dedi Camila.

"Umarım öyle olmuştur." dedi Diego.

"Bir şey bulmalıyız. Hem de hemen." dedi Francesca.

...

"Gerçekten başka bir şey söylemedi mi?" diye sordu Lucy.

"Hayır teyze. Sadece arabayı alıp gittiler. Ben başka bir şey bilmiyorum." dedi Dewey.

"Tamam... Önemli değil. Yine de teşekkür ederiz." dedi Marco.

"Sorun değil enişte. Eğer bir şey öğrenirsem size söylerim." dedi Dewey ve telefonu kapattı.

"Sana söylüyorum. Hemen o labaratuvara gitmeliyiz. Ya da o haine..." dedi Marco sinirli bir şekilde.

Lucy o anda Marco'yu öptü. "Daha iyi misin?" diye sordu. Marco olumlu anlamda kafasını salladı. "Güzel."

"Ama ben çok ciddiyim. Ne de olsa başka bir çaremiz yok. En azından ben bulamadım."

"Bak biliyorum ama her zaman ikinci bir yol vardır. Ayrıca seni onun yanına göndermem." dedi Lucy ve Marco tam bir şey söylemek üzereyken "Beraber de gitmek yok!"

"Bence Edalyn güçlerini Sadie'ye değil sana verdi."

"Bu zihin okuma gücü ile ilgili değil. Seni çok ama çok iyi tanımam ile ilgili bir şey."

"Bu arada diğer aileler de çok endişeli."

"Evet kesinlikle. Onlar için de büyük bir olay."

"Umarım en kısa zamanda ne olduğunu öğreniriz."

"Şu anda onlar üzerinden bana bir şey mi demek istiyorsun?"

"İşe yarıyor mu?"

"Hayır!"

Başka Bir Boyutta 5Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin