NAZLI: Ne!!!!
Diyebilmişti sadece çünkü duyduğu şeyi idrak etmekte güçlük çekiyordu
NAZLI: (sinirden gülmeye başlar ve bağırır) SEN NE DEDİĞİNİN FARKINDA MISIN HA FARKINDA MISIN, NEYMİŞ BANA AŞIK OLMUŞ (ses tonunu düşürür) yani seni fazla tanımıyorum ama bu kadar çabuk yalan söyleyeceğini de düşünmemiştim
ALİ: Yalan değil Nazlı, ben gerçekten seni seviyorum sana aşık oldum bunun nesini anlamıyorsun
NAZLI: AMA BEN SENİ SEVMİYORUM SENİN GİBİ BİRİYLE EVLENMEK İS-TE-Mİ-YO-RUM
ALİ: Nazlı neden böyle yapıyorsun, gözlerimden belli olmuyor mu sana aşık olduğum
NAZLI: Hâlâ aşık oldum diyor Allah'ım çıldıracam. Ya sen manyak mısın be adam
ALİ: Naz...
Ali'nin lafı yarıda kalmıştı çünkü Nazlı Ali'ye tokat atmıştır.
NAZLI: Şerefsiz haysiyetsiz adam ol biraz adam
Ali'nin en hassas olduğu noktası buydu. Her ne kadar sert bir kişiliği olsa da asla merhametinden huyundan özelliklerinden ödün vermemişti. Ali ilk defa sert bir şekilde Nazlı'ya bakar, Nazlı ise bu bakışları beklemediği için korkmuştur, Ali Nazlı'nın üstüne yürür, Nazlı bununla birlikte geri geri gidiyordu. Nazlı geri geri giderken sırtının ağaca değdiğini hisseder. Ali ise Nazlı'nın tam dibine girer, Nazlı Ali'yi ilk defa bu kadar yakından görüyordu. Siyah kara gözleri, kıvırcık saçları, boynunda ve alnında sinirden dolayı çıkan ve belirginleşen damarlar. Açelya ise bunu görünce arabadan inip müdahale etmek ister ama Ali'yi tanıyordu ve Ali'nin bir kadına asla el kaldıramayacağını çok iyi biliyordu çünkü abisini tanıyordu. Nazlı Ali'nin o derin bakışlarını kendi gözlerinde hissedince Nazlı'nın içinde bir şeyler kopmuştu.
ALİ: Bana bak Nazlı kimse bu zamana kadar benim adamlığıma laf etmedi edemez buna izin vermem. Beni tanımıyorsun ve neler yapabileceğimi bilmiyorsun. Bana istediğini de, istersen vur kır bağır çağır dağıt etrafı sesim çıkmaz. Ama eğer bir daha adamlığıma laf edersen Nazlı, bu kadar sakin kalmam anladın mı beni
Nazlı Ali dibinde olduğu için Ali'nin nefesi yüzüne değiyordu ve Ali'nin kokusundan oldukça etkilenmişe benziyordu ama şu an karşısında bambaşka bir Ali vardır. Ali o anın siniri ile ağaca yumruk atar Nazlı bunu da beklemediği için korkmuştur. Ali'nin eli bu yumrukla kanamaya başlamış ve oluk oluk akmaya başlamıştı, Nazlı ise Ali'nin elini fark etmiş ve telaşa girmişti
NAZLI: Ali elin kanıyor
Nazlı Ali'nin eline bakacak iken Ali kendisini geri çeker
ALİ: İstemez bırak hem Ali değil ağam diyeceksin bundan sonra
NAZLI: Ali....
Diyebilmişti sadece çünkü Ali gitmişti. Ali aracın oraya geldiği zaman Açelya araçtan iner
AÇELYA: Abi
ALİ: Al bak getirdin de ne oldu Açi, dua etsin kadındı yoksa ben yapacağımı bilirdim, araba sende kalsın ben gidiyorum
AÇELYA: Abi
ALİ: Nazlı'yı evine bırak, sende onun yanında kal biraz ben yürüyecem
AÇELYA: Abi özür dilerim
ALİ: Senin bir suçun yok sarışınım neyse dikkat edin kendinize Allah'a emanet olun
AÇELYA: Sende Allah'a emanet ol abim
Ali ordan uzaklaşırken Açelya ise Nazlı'nın yanına gider
AÇELYA: Nazlı
NAZLI: Açi o.... O Ali miydi az önce
AÇELYA: Damarına basmışsın Nazlı, hem sen ne dedin de adam böyle derlendi sana karşı. Abim normalde kolay kolay pek sinirlenmez
NAZLI: Biraz ağır laf kullandım
AÇELYA: Ne dedin
NAZLI: Duymak istediğine emin misin, çünkü kırıcı şeyler söyledim
AÇELYA: Abartıyorsun Nazlı
NAZLI: Abine şerefsiz haysiyetsiz dedim ve ek olarak da adam ol biraz adam dedim.....
Ali yürüye yürüye çiftliğe gelmiştir, atların olduğu yere gelir ve kendi atının yanına gelir, önce atı biraz sever sonra yemini verir sonra atı severek konuşmaya başlar
ALİ: Beni özledin mi rüzgar, ben seni çok özledim hep burnumda tüttün valla (derin bir iç çeker) buraya geldim geleli neler oldu neler. Ablamın birlikteliğini öğrendim, o adamın kardeşi ile evlenecem ama kız benden nefret ediyor. Ben ona aşık oldum rüzgar, belki kulağa saçma geliyordur daha geleli kaç gün oldu da aşık oldum öyle değil mi. Beni bir tek sen anlıyorsun be rüzgar, yoldaşım, sırdaşım, yol arkadaşımsın benim. Senle biraz koşalım mı ha
Ali atı çiftlikten çıkarır gerekli şeyleri hallettikten sonra atın üstüne biner, ilk başta yavaş ilerlerken sonradan hızlanmıştı at. Uzunca süre koşarlar sonra bir tepeye gelirler ve orda dururlar. Burda tüm Mardin'i görebiliyordu, uzun uzun şehri izler Ali. At Ali'nin yaptığı hareketten dolayı at şaha kalkmış sonra inmişti, Ali bir süre daha orda durduktan sonra çiftliğe geri dönmüş ve atı kendi yerine bırakmıştı. Tam çiftlikten çıkacak iken telefonu çalar, Ali telefonu alıp arayan kişiye bakar sonra telefonu açar
ALİ: Ooo hayırsız sen beni arar mıydın
DORUK: Onu sana sormak lazım Ali efendi, yurt dışına gidince bizi unuttun. Ve buna ek olarak da geri dönmüşsün ve bize söylemiyorsun, çok kırıldım haberin olsun
ALİ: Valla abi inan öyle şeyler oldu ki geldiğimden beri, seni tamamen unutmuşum ya özür dilerim
DORUK: Hayırdır inşallah Ali ne oldu
ALİ: Uzun hikaye be abi sonra anlatırım... Eee Ferda yengem çocuklar nasıl
DORUK: Çok şükür Ali iyiler hepsi, hatta Ferda'nın selamı var sana
ALİ: Aleyküm selam sende selam söyle
DORUK: Aleyküm selam söylerim
ALİ: Neyse ben kapatıyorum sonra konuşuruz
DORUK: Tamam kardeşim dikkat et kendine Allah'a emanet ol
ALİ: Sizde Allah'a emanet olun
Görüşme biter Ali ise yürüyerek konağa gider, konağın önüne gelince kapıda ki görevli kapıyı açar ve Ali içeri girer, biraz ilerledikten sonra konağın avlusunda oturan kadınları görür Ali oraya gidip selam verir
ALİ: Selamün aleyküm
SELVİ: Aleyküm selam oğlum (diğerleri de aleyküm selam der) gel otur
Ali'de kadınların yanına oturur
ALİ: Ne yapıyorsunuz
SELVİ: Kadın kadına sohbet ediyorduk sen nasılsın Ali
HARİKA: Abi iyimisin canın sıkkın gibi
ALİ: Yok bir şey güzelim takma kafana
SELVİ: Ali (Ali Selvi'ye döner) oğlum ne diyorsun nedir son kararın
ALİ: Kararımı verdim ben anne evlenecem Nazlı'yla
SELVİ: Oğlum emin misin sonradan üzüleceğin bir şey yapma. Bu seni de Nazlı'yı da yıpratır
ALİ: Son kararım anne evlenecem
Ali son sözünü söylemiş ve kendi odasına çıkmıştır. Arkasında ise ne yapacağını bilemeyen iki kadın bırakmıştır
HARİKA: Ne yapacağız anne
SELVİ: Ali kararını vermiştir kızım bize de saygı duymak düşer. En kısa zamanda hazırlıklara başlayıp gidip istiyelim
Açelya'nın duyduğu şeyle gözleri kocaman olmuştur, onun en yakın arkadaşı, hatta kardeşi gibi gördüğü Nazlı. Nasıl olur da böyle bir şey der. Hemde Ali gibi birine. En yakın arkadaşının kendi abisine böyle bir ithamda bulunacağını hiç aklının ucundan dahi geçirmemiştir Açelya
Açelya: N... Ne dedin, ben yanlış duydum herhalde dimi (güler) yok ya dememişsindir (Nazlı'nın yüzündeki ifadeyi görünce ciddi olduğunu anlar) Nazlı öyle bir şey olmadı de, ben Ali'ye öyle bir şey demedim de
NAZLI: Dedim Açi dedim keşke demeseydim ama dedim. Eğer benimle olan arkadaşlığını bitirirsen bir şey diyemem saygı duyarım hakkın var buna. Söylediğim kelime gerçekten çok kırıcı bir kelimeydi
AÇELYA: Hadi gidelim
NAZLI: Açi ben biraz yürüsem
AÇELYA: Benim damarımı arttırma Nazlı yürü
AçNaz arabaya binerek Nazlı'nın evine doğru yola çıkarlar... Ferman Beliz'i aramış ve dere kenarına çağırmıştır, Beliz ise gizli gizli kimseye görünmeden evden çıkmış ve dere kenarına inmiştir orda onu bekleyen Ferman'ı görmüş ve hızla yanına gitmiştir
BELİZ: Ferman
Ferman arkasını dönünce sevdiği kadını görürz ikili birbirine sımsıkı sarılır, Ferman başını Beliz'in boynuna gömerek kokusunu içine çeker aynı şeyi de Beliz Ferman'a yapar. İkili uzun bir süre sarıldıktan sonra ayrılırlar. Beliz ise o sırada Ferman'ın yüzünü görmüş ve kimin yaptığını sormuştur, Ferman ilk başta söylemek istemez ama Beliz'in ısrarları sonucunda Ali'nin yaptığını söyler. Beliz ise bu durum karşısında sinirlenmiştir, tam gidecek iken Ferman kolundan tutmuş ve gitmesine izin vermemiş ve bir şey olmaz demiştir. Beliz sakinleşmişti ama eve döndüğü zaman bunun hesabını Ali'den soracaktı. FerBel yan yana oturur, Beliz başını Ferman'ın göğsüne yaslarken Ferman'da Beliz'e belinden sarılarak mutlu bir şekilde birlikte gölü izlerler
(AKŞAM SAATLERİ)Vefa ailesi yemek masasına oturmuş yemek yiyorlardı. O sırada Beliz sinirle odasından çıkmış ve aşağıya inmişti, Adil Beliz'i görünce sinirlenmiştir tam konuşacak iken Beliz önce davranmıştır
BELİZ: ALİ SEN NE YAPTIĞINI SANIYORSUN
ADİL: O SESİNİ DÜŞÜR BELİZ NE YAPMIŞ ALİ
BELİZ: Onu Ali'ye sormak lazım
ALİ: Daha açık konuşur musun abla
BELİZ: Ferman'ı dövmüşsün sen bu hakkı kendinde nasıl buluyorsun
ALİ: Yavaş gel abla, hak etti ki dövdüm hem sen bana hesap sorabilecek durumda değilsin sen bu hakkı kendinde nasıl buluyorsun
ADİL: DERHAL ODANA ÇIK BELİZ
BELİZ: Bende diyordum benim arkamda Ali var dağ gibi kardeşim var ama halbu ki yanılmışım
ALİ: (sinirlenmiştir) ABLA KENDİNE GEL, SEN BANA O ADAMI MI SAVUNUYORSUN HA
BELİZ: FERMAN BENİM SEVGİLİM ALİ SEN ONA NASIL VURURSUN
ALİ: (Ali şu an ne diyeceğini bilemiyordu, sanki karşısında olan ablası değil başka biriydi) Sen... Sen neler diyorsun abla benim ablam bu değil. Benim Belizim bu değil, bu bu sen değilsin sen olmamalısın, ben ablamı hiç tanıyamamışım
ADİL: BELİZ ODANA ÇIK
SELVİ: Ağam
ADİL: SEN KARIŞMA SELVİ (Beliz'e bakar) ODANA ÇIK HEMEN
Beliz sinirle odasına çıkarken Ali'de konaktan çıkmak ister
HARİKA: Abi nereye gidiyorsun
ALİ: Biraz hava alacam
ADİL: HİÇ BİR YERE GİTMİYORSUN ALİ AĞA
ALİ: BABA
ADİL: OTUR DEDİM
ALİ: BENDE ÇIKIYORUM DEDİM
Ali kimseyi dinlemeden konaktan çıkar ve gezmeye başlar. Az önce olanları düşünür Beliz'den hiç böyle bir tepki beklememişti. Eski Beliz ile şimdi ki Beliz arasında çok fark vardı
ALİ: Allah'ım sen yardım et bana
Ali dolaşa dolaşa Nazlıların olduğu sokağa gelmişti, kafasını kaldırınca hangi sokak olduğunu anlar. O sırada Nazlı odasında oturmuş pencereden dışarıya bakıyordu, o sırada Ali'nin sokaktan geçtiğini ve davranışlarından düşünceli olduğunu belli eden Ali'yi görmüştü ve izlemeye başlamıştır. Ali'de binaya bakar o sırada Nazlı'nın odasında bir karartı görür oraya bakınca Nazlı'yı görür. AlNaz o an birbiri ile göz göze gelmiştir........
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"AĞAM" (AlNaz)
ActionBirbirini tanımadan ve yaşanan bir olay yüzünden evlendirilecek olan iki insanın hikâyesini okumaya hazır mısınız......