"AĞAM" 19. BÖLÜM 1. SEZON (ALNAZ'IN İLK FİLM GECESİ)

531 68 15
                                    

(SABAH SAAT 10)

Güzel biten bir gecenin ardından AlNaz yeni bir sabaha merhaba der. Bu sabah ilk önce Ali uyanır, üstünde bir ağırlık hisseder ne olduğuna bakınca Nazlı olduğunu anlar ve gülümser. Nazlı dün gece Ali'yi ateşiyle yakmıştı, Ali dursa bile Nazlı durmamıştı. En son gece 4'te bitirmişlerdir ve ikisi de çok yorgun düşmüştür. Nazlı'nın saçları önüne düşmüş ve yüzünü kapatmıştır, Ali elini Nazlı'nın saçlarına götürür ve kulağının arkasına alarak melek yüzlü karısını izlemeye başlar. Bir insan uyurken bile nasıl olur da bu kadar güzel, bu kadar melek gibi, bu kadar naif, bu kadar masum uyuyabilirdi. Dün gece ki leopardan eser yoktu. Ali biraz daha Nazlı'yı izledikten sonra Nazlı'yı kendi üstünden dikkatlice kaldırarak yan tarafa yerleştirir, Nazlı ilk başta kıpırdansa da sonradan uykusuna kaldığı yerden devam eder. Ali ise yataktan kalkar ve banyoya gider, güzel bir duş alır ve temizlenir sonra banyodan çıkar ve giyinme odasına giderek üstünü giyer, sonra odadan çıkarak aşağıya mutfağa iner, mutfağa gidince Feride hanımın hazırlık yaptığını görür
ALİ: Günaydın Feride sultan (Feride'nin yanağından öper)
FERİDE: Günaydın oğlum nasılsın
ALİ: Çok şükür iyiyim sultanım sen nasılsın
FERİDE: Çok şükür oğlum, Allah müsaade ettikçe yaşamaya devam ediyoruz
ALİ: Allah sana uzun ömürler versin sultanım
FERİDE: Amin oğlum cümlemize. Nazlı kızım ne yapıyor
ALİ: Uyuyor o kahvaltı hazır olunca uyandıracam
FERİDE: Evlilik nasıl gidiyor
ALİ: (derin bir iç çeker) Yalan olmasın Nazlı'nın beni seveceğine artık bir umudum kalmamıştı, yaptığı onca şeyler, sergilediği davranışlar....
FERİDE: Peki ya şimdi
ALİ: Şimdi her gece birbirimize sarılarak uyuyoruz, bazen öyle sıkı sarılıyor ki ayrılamıyorum (gülerek)
FERİDE: Allah mutluluğunuzu bozmasın oğlum, bir ömür boyu mutlu olursunuz inşallah
ALİ: Amin sultanım amin
FERİDE: Bana yardım et de kahvaltıyı hazırlayalım
ALİ: Seve seve sultanım
AlFer birlikte güle eğlene kahvaltı hazırlamaya başlarlar... Adil'in telefonunu yine yabancı bir numara aramıştır
ADİL: Lan bana bak her kimsin necisin bilmiyorum ama seni bulacam ve bulduğumda da akla hayale gelmeyecek şeyler yapacam sana
X: Ah Adil ağa ah, halbuki ben seni çok güçlü bilirdim ama sen zayıfmışsın
ADİL: LAFLARINA DİKKAT ET LAN
X: O sesini alçalt Adil ağa. Neyse konuya dönelim, Tanju'nun senin için çok güzel planları varmış haberin var mı bundan
ADİL: Ne diyorsun lan sen
X: Yazık ben seni akıllı ve zeki bilirdim Adil ağa
ADİL: Yerini söyle bana soysuz herif
X: Benim nerde olduğumun bir önemi yok ben her yerdeyim Adil ağa. Tanjunun seni öldürüp konağın başına geçmek gibi planları varmış haberin olsun
ADİL: NE DİYORSUN LAN SEN
X: Nasıl algılamak isteyeceğin sana kalmış Adil ağa, düşün taşın karar ver
ADİL: Ne kadar istiyorsun
X: Paranı istemiyorum paran sana kalsın
ADİL: Herkes paramı ister söyle ne kadar istiyorsun
X: Paranı değil kızını istiyorum....
AçHar aynı anda odadan çıkmış ve birbirlerine günaydın dedikten sonra kol kola girerek aşağıya inmişler ve mutfağa giderek kahvaltı hazırlayan Ali ve Feride hanımı görmüşlerdir
HARİKA: Oooo bizsiz hazırlık ha
FERİDE: Günaydın kızlar
AÇELYA: Günaydın Feride sultan
ALİ: O benim lafım sarışın
AÇELYA: Artık benim de lafım abicim
HARİKA: Konuşmanızı sonraya saklayabilir misiniz lütfen ben çok acıktım
FERİDE: O zaman hadi bana yardım edin masayı hazırlayalım
HARİKA: Emredersiniz Feride sultan
ALİ: Şunlara bak ya birlerdi iki oldu iyi mi
HARİKA: Abimin yolundan gidiyoruz diyelim
ALİ: (kollarını açar) Gelin buraya başımın tatlı belaları
AçHar bu isteği geri çevirmez ve ikili Ali'ye sımsıkı sarılır, Ali ise önce Açelya'nın sonra da Harika'nın başından öper.
ALİ: Çok seviyorum sizleri iyi ki benim kardeşlerimsiniz.
HARİKA: Sende iyi ki bizim abimizsin abim (Ali'nin yanağından öper bunu gören Açelya'da Ali'nin diğer yanağından öper) sen niye öpüyorsun
AÇELYA: Abim olduğu için öpüyorum öpmek için izin mi alacam bir de
ALİ: (gülerek) Paylaşılamıyorum resmen
HARİKA: Şımartma şunu ya
ALİ: (iki kardeşine daha sıkı sarılır) Çok seviyorum sizleri
FERİDE: (dolu gözlerle) O kadar güzelsiniz ki çocuklar siz fark etmiyorsunuz ama dışarıdan bakınca o kadar güzel bir tablo ki şu an ki tablo. Allah sizi birbirinizden ayırmasın.
ALİ: Amin Feride sultan amin
AÇELYA: Feride abla sende gel
Feride de bu isteği geri çevirmez ve oda üçlüye dahil olarak evladı gibi gördüğü üç insana sarılır. Böyleydi işte, Vefa ailesi böyleydi, birbirlerini çok sever, hep el üstünde tutarlardı.
FERİDE: Beni de iyice sulu göz yaptınız ya alacağınız olsun (gülerek)
AÇELYA: Huyumuz kurusun öyle bir özelliğimiz var (saçlarını savurur)
FERİDE: Hadi hadi yeter bu kadar, Adil ağa birazdan uyanır kahvaltıyı sorar
Dörtlü birbirine sarıldıktan sonra ayrılırlar ve dört bir koldan işe girerek en kısa sürede kahvaltı masası dahil her şeyi hazır ederler. O sırada AdSel birlikte aşağıya iner
ADİL: Günaydın
FERİDE: Günaydın ağam kahvaltı hazırdır buyrun
ADİL: Eline sağlık Feride
FERİDE: Afiyet olsun ağam, çocuklar hadi sizde oturun
ALİ: Baba
ADİL: Evet
ALİ: Feride abla da bizimle aynı masada kahvaltı yapsa sorun olur mu senin için, ne zamandır bu evde çalışıyor yatıp kalkıyor, ailenin bir parçası oda
FERİDE: Ali
ALİ: Lütfen Feride abla
ADİL: Tamam olur sıkıntı yok
ALİ: (şaşırmıştır) İtiraz etmeyecek misin
ADİL: Fikrim değişmeden
ALİ: Tamam tamam (Feride'ye döner) hadi
SELVİ: Nazlı nerde
ALİ: Şimdi gidiyorum
ADİL: Bu nasıl gelindir herkes uyanmış kahvaltı masasında, hanımefendi hâlâ yatıyor
ALİ: Baba
ADİL: Git karını uyandır Ali ağa
Ali bir şey demeden yukarı odaya çıkar, Nazlı uyuyor düşüncesiyle yavaş bir şekilde odaya girer, odaya girince yatağın boş olduğunu ve derli toplu olduğunu görür, ilk banyoya bakar ama kimse yoktur, sonra banyodan çıkar ve giyinme odasına gider, Nazlı'nın arkası dönük olduğu için Ali'yi görmemiştir. Nazlı üzerinde bornozla kıyafet seçiyordu, Ali yavaşça arkadan yaklaşır ve Nazlı'ya arkasından sarılır çenesini de Nazlı'nın omzuna koyar, Nazlı ise kendi ellerini karnında olan Ali'nin ellerinin üstüne koyar ve kendisini Ali'ye yaslar
NAZLI: Günaydın
ALİ: Günaydın güzelim (Nazlı'nın boynunu koklar) bu kokuya hastayım ya (Nazlı'nın boynunu öper) ağrın sızın var mı
NAZLI: Biraz kasıklarım ağrıyor o kadar
ALİ: Ben sana dedim değil mi beni zorlama diye
NAZLI: Şikayetçi değilim sert olmanı isteyen bendim
ALİ: Kahvaltıdan sonra krem sürelim ağrın azalsın
NAZLI: Bu kadar iyi olmak zorunda mısın
ALİ: Ben kendimi bildim bileli böyleyim Nazlım, hadi üzerini giy bizi bekliyorlar.
NAZLI: Tamam hadi çık
ALİ: Sanki görmediğim şey Nazlı ya (gülerek)
NAZLI: Etkilenirsen sorumlusu ben değilim ona göre
ALİ: Hay hay
Ali Nazlı'dan ayrılır, Nazlı ise bornozun ipini çözer ve bornoz Nazlı'nın vücudundan düşer ve Nazlı tüm çıplaklığıyla Ali'nin karşısındadır. Ali bu manzara karşısında yutkunurken Nazlı ise bir kadın olarak sevdiği adamı etkilemenin mutluluğunu yaşıyordu. İlk defa bu kadar kadın olduğunu hissediyor ve bununla gurur ve mutluluk duyuyordu. Nazlı önce iç çamaşırlarını sonra da dizinde biten bir elbise giyer saçlarını ise sarkık bırakır.
NAZLI: Hazırım
ALİ: (elini uzatır) Nazlı hanım
NAZLI: (Ali'nin uzattığı elini tutar) Ali bey
AlNaz el ele tutuşarak odadan çıkıp aşağıya salona iner, herkes kahvaltı masasında oturmuş AlNaz'ı bekliyordur
NAZLI: Herkese günaydın
ADİL: Nerdesin sen bu nasıl bir sorumsuzluktur, sen bu evin gelini değil misin, herkesten önce sen uyanacak kahvaltıyı hazırlayacaksın
FERİDE: Ağam ben varım ya
ADİL: Sana yardım etsin o zaman
NAZLI: Ben... Özür dilerim geç kalmak istememiştim
ADİL: Özür diliyor bir de hem suçlu hem güçlü
ALİ: Baba tamam yeter
ADİL: Hep senden yüz buluyor bu kız Ali ağa, sözde ağa olacaksın biraz ağalığını göster buna
NAZLI: Özür dilerim
Ali Nazlı'nın elini hafiften sıkar sakin ol anlamında
ALİ: Hadi otur
AlNaz birlikte masaya oturur ve Vefa ailesi kahvaltıya başlar.
(Burda bir ara veriyoruz, yeni karakterler var
VUSLAT KOZOĞLU: Kozoğlu holdingin sahibi, kendini beğenmiş egoist, insanları aşağıda, kendisini yüksekte gören ve insanları aşağılamayı seven biri, kızı var ve onun için her şeyi yapabilecek bir kişiliği vardır. Bakalım bunların seriye dahil olması ne gibi sonuçlar doğuracak.
EZO KOZOĞLU: Vuslat Kozoğlu'nun kızı, oda tıpkı annesi ile aynı şeylere sahip, Ali'ye aşırı derecede takıntılı biri. Hatta öyle ki Ali'yi elde etmek için her şeyi yapabilecek durumdadır, hatta çirkin planları bile vardır.
HAŞMET KOZOĞLU: Vuslat'ın kocası Ezo'nun babasıdır. Karısı ve kızına göre nazaran biraz daha ılımlı biridir ama sert bir kişiliği ve yapısı vardır. Kaçak yollarla yurt dışı faaliyetleri vardır, kaç kez polisler tarafından gözaltına alınmış ama delil yetersizliğinden dolayı serbest bırakmışlardı. Bakalım bu üçlünün gelmesi Vefa ailesine ve AlNaz'a ne gibi olumsuzlukları olacak.)
AlNaz kahvaltıdan sonra konaktan çıkmış ve at çiftliğine gitmiştir, rüzgarın yanına gelirler, Nazlı önce yem alarak ata verir sonra atı sevmeye başlar.
ALİ: Binmek ister misin
NAZLI: Çok isterim
ALİ: Ama öyle herkesi üstüne almaz kabul etmez bunu bil yani
Ali atı ahırdan çıkarır önce kendisi atın üstüne çıkar, sonra Nazlı'ya elini uzatır
NAZLI: İkimiz mi bineceğiz
ALİ: Merak etme bir şey olmaz
NAZLI: Ya düşersek
ALİ: Hadi Nazlı
Nazlı kendisine uzatılan eli tutar ve Ali'nin de yardımıyla ata biner, Nazlı arkada Ali öndedir.
ALİ: Hazır mısın
NAZLI: Hazırım
ALİ: Tamam
Ali birden atı hızlı koşturunca Nazlı anın etkisiyle Ali'nin beline sarılmıştır
NAZLI: Ali yavaş çok hızlı bu
ALİ: Boşuna adını rüzgar katmadım Nazlım onun işi bu
NAZLI: Sen bilerek beni yanına aldın değil mi, at hızlı koşunca bende sana bu şekilde sarılacaktım değil mi
ALİ: Sen bu kadar zeki miydin ya
NAZLI: Fırsatçı pislik
ALİ: Bende seni seviyorum karıcığım
AlNaz bir süre atla gittikten sonra yüksek bir yere gelmişlerdir, burda tüm Mardin rahatça görülüyordu. Şu an muhteşem bir görüntü vardı karşılarında. Ali atı şaha kaldırınca Nazlı daha sıkı sarılmıştır Ali'ye
NAZLI: ALİ NE YAPIYORSUN (korkudan bağırır)
ALİ: Sakin ol Nazlı bir şey yok
NAZLI: Düşeceğiz şimdi (at tekrar dört ayak üstüne iner) inelim lütfen inelim
ALİ: Tamam tamam sakin ol
Önce Ali sonra Ali'nin yardımıyla Nazlı inmiştir attan. Ali at kaçmasın diye ipi bir ağaca bağlar sonra karısının arkasından gelir ve Nazlı'ya arkasından sarılır ve ellerini Nazlı'nın karnına koyar çenesini de Nazlı'nın omzuna koyar Nazlı da kendi ellerini karnında olan Ali'nin ellerinin üstüne koyar ve kendisini iyice Ali'ye bastırır
ALİ: En sevdiğim muhteşem üçlü
NAZLI: Neymiş o
ALİ: Huzur, sessizlik ve sen
NAZLI: Daha bir kaç gün öncesine kadar nasılken şimdi nasılız. Sana bir şey itiraf edim mi
ALİ: Dinliyorum
NAZLI: Beni dere kenarına çağırdığın gün orda yine biraz ağır konuşmuştum sende üstüme geldikçe ben geri geri gidiyordum, sonra sen tam dibime girdin, ben ise gözlerinde takılı kaldım. İşte o zaman sana karşı bir şeyler hissetmeye başladım ama bunu kendime itiraf edemedim, korktum sen Adil ağanın oğlu Ali ağa, ben ise muhtarın kızı Nazlı. Beni seveceğini de hiç düşünmemiştim açıkçası.
ALİ: Gönül ferman dinlemiyor Nazlım, aşk kapını çaldığı zaman ayrılması zordur
NAZLI: Şu berdel iyi ki olmuş biliyor musun, iyi ki beni sana almışlar, iyi ki seninle evlenmiş senin karın olmuşum. Beni dünyanın en mutlu insanı yaptığın için de çok teşekkür ederim
ALİ: Beni kabul ettiğin, beni sevdiğin içinde ben teşekkür ederim
NAZLI: Seni çok seviyorum Alim seni çok ama çok seviyorum
ALİ: Bende seni çok ama çok seviyorum Nazlım
Nazlı kafasını Ali'den tarafa çevirir ve dudaklarını birleştirir, biraz öpüştükten sonra Nazlı dudaklarını Ali'nin dudaklarından ayırmadan iyice Ali'den tarafa döner ve öpüşmelerine derinlik kazandırır. Nazlı'nın bir eli Ali'nin ensesinde dolaşırken diğer eliyle Ali'nin kıvırcık saçlarını sıkıyordu. Ali'de elini Nazlı'nın belinde dolaştırıyor orda daireler çiziyordu. Nazlı nerden geldiğini bilmeyen bir içgüdü ile bir bacağını kaldırır ve Ali'nin bacağına sürter, sonra Ali'nin elini alıp kendi bacağına götürür, Ali'de verilen mesajı alır ve seve seve yerine getirir. Alt dudak üst dudak derken öpüşleri derinleşmiş ve ateşli bir hal almıştır. AlNaz öpüşmelerine dillerini de dahil ederler, Ali bazen elini Nazlı'nın bacağında gezdirirken bazen de Nazlı'nın kalçasına götürür ve okşamaya başlar Nazlı ise bu durumdan zevk aldığını çıkardığı seslerden belli ediyordu. Bir kaç dakika daha devam ettikten sonra ayrılırlar ama hala burun burunalardır, ikisi de nefes nefese kalmıştı.
NAZLI: (nefes nefese) Öpüşme esnasında en sevmediğim şey nefesimizin yetmemesi sevmiyorum ya
Ali ise Nazlı'nın bu tatlılığına dayanamaz ve tekrardan karısının dudaklarına yapışır, bir kaç dakikalık soluksuz öpüşmenin ardından ayrılırlar
ALİ: Duralım mı artık
NAZLI: Peki duralım
ALİ: (yere oturur) Gel hadi
Nazlı'da yere oturunca Ali bacaklarını aralayıp Nazlı'yı araya çekti ve Nazlı'nın sırtını göğsüne yasladı. Bu sırada sağ ve sol omzuna öpücükler kondurdu.
NAZLI: (gülerek) Arkamdakini hissediyorum Ali
ALİ: Afacan kadınını istiyor ben ne yapabilirim ki
NAZLI: O afacana söyle rahat dursun Ali, bende insanım ya hani benimki de can
ALİ: Sen istemediğin sürece olmayacak zaten güzelim merak etme
NAZLI: İşte senin en çok bu yönünü seviyorum. Diğer erkekler iki üç dakikalık zevkleri için karşısında ki insanı düşünmeden hareket ederler ama sen öyle değilsin
ALİ: İşte beni de onlardan ayıran özelliğim bu Nazlım ben onlar gibi değilim ben farklıyım
NAZLI: İşte bu yüzden sana güvenim tam, o yüzden bu kadar rahatım senin yanında
ALİ: (karısına sımsıkı sarılır) Artık konuşmuyor ve bu muhteşem manzaranın keyfini çıkarıyoruz
NAZLI: Memnuniyetle
AlNaz son konuşmadan sonra daha da konuşmamış ve birbirlerine sarılı bir vaziyette bulundukları tepede Mardin'i izlemeye başlamışlardır...
(AKŞAM SAATLERİ)

AlNaz akşama kadar gönüllerince eğlenmişler, gezmişlerdir akşam olunca artık geri dönmüşlerdir, atı çiftliğe bıraktıktan sonra yürüyerek konağa gelmişlerdir, ikisi de önce üstlerini değiştirip rahat bir şeyler giymişlerdir ondan sonra tekrar aşağıya inmişlerdir. Vefa ailesi bir düğüne davet edildikleri için ev boştu ve ikili rahattı, Feride hanım da bu saatte yatıyordu, ikili mutfağa girerek güzel bir akşam yemeği hazırlarlar, tâbi bu esnada birbirleriyle şakalaşmayı ihmal etmezler. Gülerek eğlenerek akşam yemeğini hazırlamışlardır. Hazırlık bittikten sonra birlikte yemeklerini yerler, yemekler yendikten sonra masayı toplarlar, Ali içeri geçerek film seçerken, Nazlı patlamış mısır hazırlıyordu. Bir kaç dakikalık uğraşın ardından her şey hazırdı, Nazlı elinde patlamış mısır ile içeriye girer, Ali'de o sırada filmi seçmişti, mısırın yanı sıra kuruyemişler ve içecekler de vardır.
ALİ: Hazır mısın
NAZLI: Senin içinde olduğun her şeye hazırım ben
Nazlı elindekileri sephaya bırakır ve koltuğa oturur, Ali'de filmin başlattıktan sonra karısının yanına oturur ve bir elini Nazlı'nın omzuna atarak kendine çeker, Nazlı'da bu isteği geri çevirmez ve kendi sırtını Ali'nin göğsüne yaslar, Ali önce Nazlı'nın omzuna ve boynuna bir öpücük kondurduktan sonra Nazlı'nın kulağına fısıldar
ALİ: Bugün rahatız evde kimse yok
NAZLI: Aklındakini unut
ALİ: Böyle bir güzellik karşısında o dediğini unutmak pek de mümkün görünmüyor
NAZLI: Filmi izle Ali filmi izle
Ali karısını iyice kendine çeker, Nazlı'nın da canına minnet bu durum oda iyice Ali'ye sokulur ve iki aşık birlikte ilk film gecesini gerçekleştirirler.......

Arkadaşlar bugün asıl yerimize gidiyoruz, orda hem akıllı hem de tuşlu telefon sıkıntıymış yani anlayacağınız üzere bölümler yine gelmeyebilir bende tam bilmiyorum nasıl bir yer olduğunu. Gidince öğrenecem, telefonu sokmanın bir yolunu düşünecem sizleri bölümsüz bırakmak istemiyorum ama ne olacak onu da bilmiyorum. Ben zaten yine haber verir açıklama yaparım size....

"AĞAM" (AlNaz)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin