(1 GÜN SONRA)
Olayların üstünden bir gün geçmiştir. Vefa ailesi Berk'in cenazesini alarak mezarlığa defnedilmiştir. Cenaze namazı kılınıp, sureler okunup, dualar edildikten sonra cenazeye katılan insanlar ordan uzaklaşırken geriye sadece Vefa ailesi kalmıştı. Tüm aile darmadağın olmuş durumdaydı. Herkes Berk'i çok seviyordu, köyde de tanınan sevilen biriydi. Selvi, Açelya, Harika, Feride hanım ve Beliz ayakta zor duruyorlardı, birbirlerinden destek almasalar kendi başlarında ayakta kalacak gücü kendilerinde bulamıyorlardı. Ali ise sessizce ama haykırırcasına ağlıyarak kardeşinin mezarına bakıyordu. Bunu yapanı bulup cezasını kendi elleriyle vermek istiyordu ama Ali her zaman ve her daim adaletten, doğrudan yana olmuştur. Ne yapacağını şaşırmış durumdaydı sağlıklı düşünemiyordu şu an. Korkuyordu Ali, öfkesine hakim olamamaktan çok korkuyordu, çünkü Ali kendisini biliyordu öfkelendiği zaman gözü bir şeyi görmüyordu. Gözünde ki yaşlar bir saniye bile durmuyordu. Gözünde ki yaşlar yüzünden görüşü bulanıklaşıyordu. Her ne kadar silse de bir yenisi hemen ardından geliyordu...
ALİ: Neden böyle oldu ki aslanım, neden koçum. Hatırlıyor musun seninle küçükken saklambaç, kovalamaca ne oyunlar oynardık. Her oyunda da sana bilerek yenilirdim, tabi sende çok fenaydın hemen anlardın bilerek yenildiğimi. Sinirlenirdin "ben böyle bir oyun istemiyorum ben hakkımla kazanmak istiyorum" derdin. Abi yüreği aslanım sen üzülme diye ben her şeyi yaparım. Senin için kaybetmeyi göze alırım (eğilir ve bir avuç toprak alır eline) bu toprağa and olsun ki sana bunu yapanlardan hesap sormasam bana da Ali Vefa demesinler. Onları bulup adalete teslim etmeden bana uyku haramdır aslanım.
NAZLI: (kısık sesle konuşur) Ali annen çok kötü durumda bir bak istersen
Ali: (Selvi'nin yanına gelir) Anam kurban olduğum hadi seni sağlık ocağına götürelim
SELVİ: Ben onu bırakmam oğlumu Berk'i bırakmam. Bırakırsam üşür o
HARİKA: Anne hadi gitmemiz gerekiyor
SELVİ: Oğlumu bırakmam
BELİZ: Anne lütfen
Selvi'ye destek olarak mezarlıktan ayrılırlar, arabaların oraya gelince Selvi'yi arabaya bindirirler, geri kalanlar da arabalara bindikten sonra korumalarla birlikte hastaneye doğru yola çıkarlar... Adil adamlarıyla birlikte Gülengül ailesinin evine gelmiştir, hepsi arabadan indikten sonra kapının önüne gelince kapıyı çalar ama bu normal bir çalma değildir
KIVILCIM: Hayırdır inşallah bu kim böyle alacaklı gibi çalıyor
ADİL: TANJU AÇ ŞU KAPIYI İÇERDESİN BİLİYORUM
TANJU: Adil ağanın sesidir bu
KIVILCIM: (Tanju gidecek iken Kıvılcım kolundan tutar) Tanju dur
TANJU: Ne oldu Kıvılcım
KIVILCIM: Korkuyorum Tanju, baksana bir şeye çok sinirlenmiş belli
FERMAN: (o sırada kapı sesine Demir ve Ferman iner) Ne oluyor ya kim böyle alacaklı gibi kapıya vuruyor
DEMİR: Baba anne
TANJU: Kıvılcım
KIVILCIM: Yapma beyim korkarım
TANJU: Sen merak etme canım
Tanju önde Kıvılcım, Demir ve Ferman arkasında kapıya giderler, Tanju kapıyı açar. O sırada Adil ve adamları silahlarla birlikte içeriye girerler, diğerleri de arkadan girer.
TANJU: Ağam ne oluyor
ADİL: (silahını Tanju'ya doğrultur) Bu yaptığın yanına kalacak mı sandın Tanju
TANJU: Ne diyorsun ağam ne yapmışım ben anlamıyorum
ADİL: Bilmemezlikten gelme Tanju. Ne istedin lan oğlumdan
TANJU: Ağam brn Ali'ye bir şey yapmadım ki
ADİL: (Tanju'nun bacağına sıkar, Tanju acı içinde yere düşerken diğerleri Tanju'nun yanına çömelir)
KIVILCIM:, (ağlıyarak) Tanju Tanju iyimisin
FERMAN: Baba baba iyimisin
DEMİR: Baba
TANJU: İyiyim merak etmeyin
FERMAN: SİZ NE YAPTIĞINIZI SANIYORSUNUZ HA
ADİL: (korumalardan biri Ferman'a vurur) Otur oturduğun yerde lan sende babanla aynı kaderi paylaşma
TANJU: (acı içinde kıvranır) Ağam ben Ali'ye bir şey yapmadım ki
ADİL: (Tanju'nun yarasına bastırır, Tanju acı içinde bağırır) BANA YALAN SÖYLEMEYİ KES TANJU EFENDİ BERK'İ VURDURDUĞUNU BİLİYORUM
TANJU: Ağam ben Berk diye birini tanımıyorum ki ahhh
ADİL: (Adil yaraya bastırmaya devam eder) Bana yalan söyleme Tanju yalan söyleme
KIVILCIM: (ağlıyarak) Ağam yalvarırım bizi bırakın bizim size ne zararımız oldu biz tanımıyoruz Berk diye birini ne olur bırakın bizi
ADİL: KES HATUN
FERMAN: Ağam biz bir şey yapmadık biz sadece Ali'yi biliyorduk onun bir kardeşi olduğunu bilmiyorduk
ADİL: Dağıtın evi (korumalar evi dağıtırken Adil Tanju'ya döner) size şimdilik bir şey yapmıyorum ama gözüm sizin üzerinizde Tanju efendi, her saniyeniz korkuyla geçecek bundan sonra. Artık size rahat huzur yok. Gidiyoruz
Adil adamlarıyla birlikte evden çıkarlar ve arabalara binerek ordan uzaklaşırlar, geride ise darmadağın bir aile bırakmıştı....
(AKŞAM SAATLERİ)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"AĞAM" (AlNaz)
ActionBirbirini tanımadan ve yaşanan bir olay yüzünden evlendirilecek olan iki insanın hikâyesini okumaya hazır mısınız......