Kamera AdSel'in odasını gösterir o sırada Adil'in telefonu çalar
ADİL: Bu saatte hangi saygısız densizdir arayan ya (Adil telefonu alır ve arayan kişiye bakmadan telefonu açar) evet (Adil duyduğu şeyle bir hışımla yataktan kalkar) NE DİYORSUN LAN SEN
Adil'in sesine Selvi'de uyanmıştır ve korku dolu gözlerle Adil'e bakmıştır
ADİL: Sen kimsin lan, nerde oğlum Berk nerde
SELVİ: Berk mi
ADİL: Yerini söyle bana soysuz herif yerini söyle
X: Şu an ilgilenmen gereken kişi ben değilim Adil ağa, oğlun hastanede ve ben oğlunu bu hale kimin getirdiğini biliyorum
ADİL: Kim, Berk'e bunu kim yaptı
X: Seni yine arayacağım Adil ağa, sen şu an oğlunla ilgilen
Görüşme biter Adil ise sinirden telefonu fırlatır
SELVİ: Ağam ne oldu
ADİL: Hazırlanın hatun, hastaneye gidiyoruz
SELVİ: Hayırdır inşallah ağam ne hastanesi
ADİL: SORU SORMA HATUN DEDİĞİMİ YAP
Adil hızla üstünü değiştirmiş ve odadan çıkıp aşağıya inmiştir.
ADİL: ALİ AĞA BURAYA GEL NERDESİN
ALİ: Sen burda kal
Ama Nazlı Ali'yi dinlememiş ve Ali odadan çıktıktan sonra üstünü değiştirip odadan çıkmış ve oda aşağıya inmiş ve Ali'ye bağıran Adil'i görmüştür
ADİL: Senin Berk'ten haberin var mı
ALİ: Şimdiye kadar gelmiş olması gerekiyordu
ADİL: GELEMEZ ALİ AĞA, ÇÜNKÜ SENİN KARDEŞİN VURULMUŞ HASTANEDE ŞU AN
ALİ: NE!!!
Diyebilmişti sadece çünkü duyduğu şeyi idrak etmekte güçlük çekiyordu
ADİL: SEN ŞOFÖR GÖNDERİP ALDIRMADIN MI HA NE BİÇİM ABİSİN SEN
ALİ: BERK İSTEMEDİ ANLADIN MI BERK İSTEMEDİ, YÜRÜMEK İSTEDİĞİNİ SÖYLEDİ BERK'İN KİME NE ZARARI VAR Kİ GELİP ONA ATEŞ ETSİNLER
SELVİ: Aman Allah'ım Berk vurulmuş mu (o sırada dengesini kaybeder sendeler, Ali hemen gidip Selvi'nin koluna girer, Selvi ise ağlıyarak). Çabuk çabuk beni oğluma götür Alim Berk'e götür beni
ALİ: Tamam tamam
NAZLI: Ali
ALİ: Odaya çık Nazlı
AdSel, Ali ve Harika korumalarla birlikte hastaneye doğru yola çıkarken diğer üyeler ise evde beklerler... Bir sürelik yolun ardından hastaneye gelmişlerdir hepsi arabadan iner ve Adil, Ali, Harika ve Selvi önde korumalar arkada hastaneye giriş yaparlar. Danışmadan Berk'in ameliyat olduğu kata çıkarlar
ADİL: Bu çocuk dün uçaktan inmedi mi biz niye bu haberi şimdi alıyoruz bu korumalar ne işe yarar (korumalara bakar) siz hiç silah sesi duymadınız mı ha
KORUMA: Ağam
ADİL: (korumaya tokat atar) KES SESİNİ BANA CEVAP VERME. GİDİN OĞLUMU BU HALE GETİREN SOYSUZU BANA BULUP GETİRİN ANLADINIZ MI (korumaların bir kısmı ordan ayrılırken diğer kısmı da hastanede kalır) sizde etrafa dağılın. Bu kata hastalar, doktorlar, hemşireler ve hasta yakınları dışında kimse ama kimse adım atmayacak, şüpheli gördüğünüzü yakalayın anlaşıldı mı
Korumaların hepsi "Emredersiniz ağam" demişler ve hastanenin dört bir yanına dağılmışlardır ve Vefa ailesi için zorlu bir süreç başlamıştı... Nazlı evde canı sıkıldığı için konaktan çıkmış ve dolaşa dolaşa at çiftliğine gelmiştir. Gördüğü atlar adeta onu büyülemişti. Büyük bir hayranlıkla atları izlerken bir tane at dikkatini çekmiştir, Nazlı o atın yanına gider, at ilk başta Nazlı'yı görünce huysuzlanır ama sonradan durulur, Nazlı ise eline yem alarak ata verir sonra atı sevmeye başlar
NAZLI: Merhaba, benim adım Nazlı ya senin. Çok güzel bir atsın biliyor musun, bende atlara binmeyi çok seviyorum ama bir yandan da korkuyorum, daha önce hiç binmedim çünkü ilk olacağı için insan haliyle korkuyor. (Nazlı atla konuşmaya devam ederken hemen duvarın üstünde asılı bir fotoğraf dikkatini çeker, ne olduğuna bakınca Ali'nin fotoğrafı olduğunu görür, fotoğrafta Ali atıyla birlikte atın üzerinde fotoğraf çekilmişti. Çok havalı duruyordu atın üstünde, hele o atın üzerinde ki duruşu, heybeti, asaleti hayran bıraktıracak ve kıskandıracak türdendi. Nazlı bu fotoğraftan bile etkilenmişti, ne yaptığını anlayınca başını sağa sola sallayıp kendisine gelmeye çalışır. Nazlı birde isim görür bu atın ismiydi
NAZLI: Demek ismin Rüzgar, çok güzel bir ismin varmış
Nazlı atı çiftlikten çıkarır ve atın üstüne binmeye çalışır. İlk bir kaç denemesi başarısız olur ama en sonunda atın üstüne çıkmayı başarır.
NAZLI: Peki yavaş gidelim olur mu korkuyorum çünkü (ama at birden koşmaya başlar) yavaş yavaş
Nazlı ilk başlarda korksa da sonradan alışmış ve ata uyum sağlamıştı. Nazlı bir süre daha at ile koştuktan sonra tekrar çiftliğe dönmüş ve atı yerine bırakmıştır
NAZLI: Seninle seyahat etmek güzeldi bunu tekrarlayalım olur mu.
Uzun bir ameliyatın ardından ameliyat kapısı açılmış ve doktor ve hemşireler çıkmıştır, AdSel ve Ali hemen doktorun yanına gitmiştir
SELVİ: Oğlum nasıl doktor bey durumu iyi mi
ADİL: (doktor konuşmaz) Dilini mi yuttun doktor konuşsana
ALİ: Baba anne biraz sakin olur musunuz
ADİL: Sen karışma Ali ağa (doktora döner) evet doktor oğlum nasıl
DOKTOR: Zor bir ameliyat oldu kurşunları çıkardık, ameliyat sırasında bir çok komplikasyon meydana geldi kalbi durdu.
SELVİ: (elini ağzına götürür) Aman Allah'ım
ADİL: Sana durumu nasıl dedim doktor (doktor bir şey demez Adil bu sefer doktorun yakasına yapışır) lan sana oğlum nasıl diye sordum
DOKTOR: Elimizden gelen her şeyi yaptık, vücuda üç kurşun isabet etmişti ve geldiğinde çok kan kaybetmişti.
ADİL: Oğlum hayatta mı değil mi doktor bana onu söyle onu
DOKTOR: Başınız sağolsun oğlunuzu kaybettik
Doktor ordan uzaklaşırken Selvi acı çığlıklar içinde kendini yere bırakır ve ağzından ortalığı inleten o cümle çıkar
SELVİ: BEEERRRRRRRRRKKKKKKKKKK OĞLUUUUUUUMMMM
Selvi'nin acı çığlıkları resmen ortalığı inletnişti. Adil ise bur şey demiyor olduğu yerde öylece duruyordu şu an ne yapacağını şaşırmış durumdaydı ne kimseyi duyuyor ne de bir tepki veriyordu. Evet Adil sert biriydi bu inkar edilemez doğru. Ama çocuklarını çok seviyordu, Berk yurt dışında yaşıyordu, tatile geldiği kendi ülkesinde, toprağına, taşına ayak basar basmaz kimliği belirsiz kişiler tarafından silahlı saldırıya uğramıştır. Ali... En çok Ali severdi kardeşini, keza Berk'te öyleydi oda en çok Ali'yi severdi. Yedikleri içtikleri ayrı gitmiyordu. Gözünde ki yaşları silmek istiyordu ama bunun boşa bir çaba olduğunu bildiği için silme gayretinde bulunmuyordu. Kardeşi ölmüştü gitmişti daha kardeşine sarılamadan, onunla doya doya hasret gideremeden kardeşi göçüp gitmişti. Oysa Ali kardeşiyle ne çok şey yapacaktı ama Berk ölmüştü ve bu planlar her yarım kalmıştı. O sırada ameliyathanenin kapısı açılır ve Berk sedye ile çıkartılır. Üstü beyaz örtü ile örtülmüştür. Selvi bunu görünce hemen oturduğu yerden kalkar ve oğlunun yanına gelir
SELVİ: Durun durun götürmeyin oğlumu lütfen son bir kez göreyim onu lütfen (Selvi Berk'in yüzünde ki örtüyü kaldırır ve oğlunun o bembeyaz kesilmiş yüzünü sevmeye başlar, gözünde ki yaşlar bardaktan boşanırcasına düşüyordu) Berk, oğlum, aslanım, yiğidim, kınalı kuzum. Böyle mi olacaktı ha senin mürvetini görmeden, düğününü görmeden, o damatlığın içinde görmeden kefene sarılmış halini mi görecektim ha oğlum, ha kınalı kuzum. Beni abini, kardeşlerini, ablanı, babanı, aileni bırakıp nereye gidiyorsun ha. Yakıştı mı bu sanaz yakıştı mı benim oğluma...
HEMŞİRE: Hanımefendi gitmemiz gerekiyor
ALİ: (Selvi'nin yanına gelir ve koluna girer) Annem hadi artık, bırak da görevlerini yapsınlar
SELVİ: (ağlıyarak) Götürmesinler Alim, canımı götürmesinler
ALİ: (Selvi'nin bu hâli Ali'nin de canından can götürüyordu ) Yapma anam yapma böyle kurbanın olayım
SELVİ: (içli içli ağlıyarak) Oğluuuummm
Hemşireler sedyeyi morga doğru götürürlerken Selvi ise ağlayan gözlerle oğlunun gidişini izliyordu. Selvi bu görüntüye daha fazla dayanamaz ve orda bayılır, hemşirelerden yardım alınarak Selviyi bir odaya alırlar.
ADİL: Bana bunu yapanı bulacaksın Ali ağa
ALİ: O senin oğlun olduğu kadar benim de kardeşimdir ağam. Bende seviyorum kardeşimi. Onları bulsam bile gidip polise veririm.
ADİL: Sen benim sözümün üstüne söz mü söylersin, ben sana ne derim sen bana ne dersin
ALİ: SENİN BU SAÇMA SAPAN İŞLERİN YÜZÜNDEN BERK ŞU AN ORDA YATIYOR ZATEN.
ADİL: SEN BANA SESİNİ Mİ YÜKSELTİRSİN LAN
ALİ: EVET YÜKSELTİYORUM VAR MI
ADİL: SON SÖZÜMÜ SÖYLEDİM BEN ALİ AĞA, OĞLUMU BU HALE GETİRENİ BULUP BANA GETİRİYORSUN ANLADIN MI. (O sırada Adil'in telefonu çalar gizli numara arıyordur, Adil telefonu açar) sen kimsin
X: Oğlunu bu hale getirenin kim olduğunu öğrenmek ister misin Adil ağa
ADİL: Ne diyorsun lan sen
X: Ah Adil ağa ah daha gözünün önünde ki kişiyi görmüyorsun
ADİL: Kimsin lan sen, adını söyle bana soysuz herif, yoksa ben seni bulduğum an yaşatmam
X: Oğlunu bu hale getirenin kim olduğunu bilmek istemez misin
ADİL: Kim yaptı bunu oğluma
X: Keşke o kadar kolay olsaydı be Adil ağa
ADİL: Ne istiyorsun
X: Bir milyon dolar
ADİL: Ne yapacaksın lan o kadar parayı
X: Oda bende kalsın be Adil ağa
ADİL: Tamam paranı gönderecem
X: Ha şöyle yola gel işte. Şimdi oğlunu bu hale getiren kişi
ADİL: Kimdir
X: Tanju Gülengül.......VOTE: 65...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"AĞAM" (AlNaz)
ActionBirbirini tanımadan ve yaşanan bir olay yüzünden evlendirilecek olan iki insanın hikâyesini okumaya hazır mısınız......