BY1: "SINIR"

10.9K 196 121
                                    

Bölüm şarkısı, müziği, melodisi, her neyse; Our Reckoning- Secession Studio's

Keyifli okumalar!

+++

Dışarıdan estetik gözüken dış cephe, geçmiş yıllardan bir anıt gibi duruyordu karşılarında; yıllarca yaşanmışlığın var olduğu, tıpkı eski bir roma krallığından kalmış esintinin enerjisini içlerinde hissetmişlerdi.

Son model arabaların koca yapıtın etrafına dizilmesine karşın gözlerini kıstı Jungkook. Hem göz alıcı ışıklandırmalar, hem şık insanlar, hem de spor arabalar nerede olduğunu sorgular bir şekilde bakıyordu arkadaşı Baekhyun'a.

"Bakma öyle köpek yavrusu gibi," üzerindeki pamuklu ceketini bedenine daha sıkı sardı Baekhyun.
"Paraya ihtiyacın yok muydu senin? Al sana para." Baekhyun, Jungkook'un kolundan çekiştirerek merdivenleri adımladı.

"Baekhyun, paradan kastım böyle bir mekân değil. Ne yapacağız burada? Bir etrafına baksana sen." Baekhyun gözlerini Jungkook'dan ayırmadı, burayı zaten gözü kapalı biliyordu. Sevgilisi Chanyeol'la burada tanışmıştı zaten.

"Çok ağlama Jungkook ve beni takip et." Jungkook sinirlense de kapıya kadar gelmişlerdi ve içeriyi merak etmiyor değildi. Dışı bu kadar şahaneyken içini düşünemiyordu bile.

Şaşaalı giriş kapısında, kendilerinin iki katı bodyguardlar o kadar insan içerisinde doğrudan Baekhyun ve Jungkook ikilisine bakıyordu. Baekhyun, lacivert takım elbisesinin üzerine beyaz pamuklu ceket giyerek tam olarak bu mekana uygun giyinmişti fakat, bu durum Jungkook için geçerli değildi.

Üzerinde siyah bir tişört, dar bir siyah pantolon ve siyah bir deri ceket vardı. Ayağından hiç çıkarmadığı siyah deri botlarıyla da baştan aşağı simsiyahtı. İçini dışına yansıtmayı seviyordu Jungkook. Siyahı seviyordu, karanlığı seviyordu. Siyah arasında kaybolmayı seviyordu.

"Referansınız kim sizin?" Diğerlerine göre daha iri yarı olan güvenliğin tereddüt etmeden konuşmasıyla, Baekhyun görevlilere şirince gülümsedi.

"Park Chanyeol." Diğer bodyguard imalı bir bakış atarak,
"Kimlikleriniz." Diye sorduğunda, Baekhyun hızlıca, Jungkook ise tereddüt eder bir şekilde kimliğini çıkartıp görevliye gösterdi.

"Geçin." Çoğu kişi kimliğini göstermeden, hatta bodyguard'la tek kelime etmeden bile içeri girdiğinde Jungkook öfkeyle Baekhyun'a homurdandı.

"Biz piç miyiz ulan?" Baekhyun sinirle konuşan arkadaşının omzunu sıvazladı.

"Çöpçü gibi giyinmişsin oğlum, giren insanları görmüyor musun? Sana özellikle güzel giyin dedim." Jungkook, Baekhyun konuşunca gözlerini devirerek arkadaşından uzaklaştı.

"Kıyafetimi mi sikecekler ne bu güzel giyinme merakları? Ayrıca gayet güzel üzerimdekiler." Jungkook alınganlıkla konuştuğunda, Baekhyun kahkaha atarak Jungkook'un omzuna vurdu.

"Ah orada," Bir tarafa odaklandı.
"Bekle beni." Baekhyun koşarak holün diğer ucuna gittiğinde Jungkook gözlerini kısarak holü inceledi. Uzun geniş bir koridor vardı, dışarıya göre daha sessizdi ve az insan vardı. Bembeyaz fayanslar üzerine kırmızı bir halı serilmiş, kaliteli ışıklandırmalarla içeriye gün doğmuş gibi duruyordu. Duvarlarda pahalı oldukları belli olan eski tablolar ve duvarda tarihi kazıtmalar vardı. Jungkook derin bir iç çekerek gördüğü büyük heykele doğru ilerledi.

BOUNDARY | taekook +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin