BOUNDARY | taekook +18

BY2: "GARİP! BİR TESADÜF"

Bölüm müziği; Black Lily-Gazpacho

Keyifli okumalar!

*

Jungkook dün geceden beri yorgunluğunu atamamıştı. Stresli bir akşamın ardından stresli bir geceyle karşı karşıya gelmiş, üzerini soyup da bir duş almaya vakit bulamamıştı.

Esneyerek gözlerini kırpıştırdı ve elindeki toz beziyle masaları silerek iş arkadaşı Yoongi'ye göz ucuyla baktı. Yoongi garip birisiydi, Jungkook'tan birkaç yaş büyüktü fakat Jungkook'un ona adıyla hitap etmesini istiyordu. İşten işe gidiyor, hatta bazen kafede uyuya kalıyordu. Patronları Bay Hoseok Jungkook'a ufak bir hatasında bile kızıyorken, Yoongi'ye ağzını açıp da tek bir laf söyleyemiyordu.

"Bugün erken çıkmam gerekiyor." Dedi Yoongi, Jungkook'a doğru yaklaşarak üzerinden önlüğünü çıkarttı ve tezgaha bıraktı.

"Beni idare edersin değil mi?" Jungkook, Yoongi'nin konuşmasıyla kararsız bir şekilde Yoongi'ye bakmıştı ama 'Hayır' dese bile Yoongi'nin umursamayıp gideceğini bildiğinden, Yoongi'yle arasını bozmamak için onay verircesine başını salladı.

"İdare ederim, aklın kalmasın." Yoongi başıyla teşekkür ederek hızlıca kafeden çıktı.

Jungkook gelen müşterilerle yorgunluğunu göz ardı edip gülümseyerek ilgilendiğinde, şansına da bugün kafede bir sürü müşteri vardı.

Sarı saçlarını siyah bir şapkayla kapatmış güzel giyinimli bir müşteri, işaret parmağıyla Jungkook'un arkasındaki menü ekranını gösterdi.
"Şundan alabilir miyim?" Jungkook kaşlarını kaldırarak arkasına doğru döndü.

Müşterinin gösterdiği kahve değişmiş farklı bir kahve ekrana yansımıştı.
"Long maccihato mu?" Jungkook gördüğü kahveyi müşteriye söylediğinde müşteri olumsuz bir anlamda başını salladı.

"Değişti ya." Diyerek utançla gülümseyerek ensesini kaşındığında, Jungkook dudaklarını birbirine bastırarak içten bir şekilde müşteriye gülümsedi.

"Sorun değil, damak zevkinizi söylerseniz size kahve konusunda yardımcı olabilirim." Müşteri, Jungkook'un ilgili tavırlarıyla rahatlayarak derin bir nefes aldı.

"Şekerli ama hafif olsun. Acı kahve pek hoşuma gitmiyor da, bana uygun bir öneriniz var mı?" Dediğinde Jungkook boş bir kahve bardağı alarak başını hafifçe salladı ve müşteriyle göz teması kurdu. Ne kadar yorulsa da baristalık işini seviyordu.

"Bence mocha seversiniz. Süt, espresso, krema ve çikolata şurubuyla yapılır. Hafif bir tat için de sütü fazla koyabilirim. Ne dersiniz?" Müşteri anlayışla gülümsedi.
"Olur."

"Adınız?" Bu soruyla müşteri şapkasını düzelterek derin bir nefes verdi.

"Park Jimin." Jungkook müşterinin adını bardağa yazarak boş masalardan birini gösterdi ve kahve bardağını hazırlayarak müşteriyi çağırıp, müşterinin kahvesini uzattı.

"Afiyet olsun."

"Teşekkür ederim, çok ilgiliydiniz." Jungkook müşterinin naif tavrıyla gülümsedi ve uzattığı siyah karta şaşkınlıkla baktı. Siyah kart uzatacak kadar zengin bir insanın mahalle kafesinde ne işi vardı ki?