~Sorgu~

159 15 35
                                    

Yol boyu sinirli olan ve hiç konuşmayan bir Hwang Hyunjin ile şimdi şirketin önüne gelmiştik. Konuşmamaya yemin etmiş gibiydi sanki. Sadece sıkıca bileğimi tutmuş beni peşinden sürüklüyordu şirkette. Etrafta bize dönen bakışlar ile çokça rahatsız olsam da sesimi çıkarmadan asansöre binmemizi bekledim. Asansöre bindiğimizde kolumu hızla çektim.

" Sinirini kime çatıp çıkarırsın bilemiyorum ama sakin beni harcama Hwang! " dedim kollarımı önümde birleştirip beklemeye başladım. Bana dönüp biraz inceledikten sonra geri önüne döndü. 28.kata geldiğimizde indik ve o önde ben arkasında ilerlemeye başladık. Hızlı hızlı yürüyordu. Sanki yetişeceği yeri var. Onun olduğunu düşündüğüm odanın önüne gelince durdu ve yan tarafındaki sekreter kıza döndü.

" Mia sakın ama sakın odama kimseyi almıyorsun. Minho bile. Çok acil bir şey olursa arıyorsun beni onun dışında asla. Hatta şimdi eşyalarını topla ve sen de Minho'nun sekreterinin yanına git. Odamın önünden sinek bile geçmesin. Anladın mı beni? " Gerilmeye başlamıştım. Bir an beni öldüreceğini hissetsem de bunun çok saçma bir düşünce olduğunu düşünüp vazgeçtim.

" Anladım Bay Hwang. Bay Lee'yi bilgilendirmemi ister misiniz? " Kız Hyunjin'e doğru konuşsa da arada gözleri bana doğru kayıyordu ve kim olduğumu çıkarmaya çalışıyor gibi duruyordu.

" Evet. Yanımda Yang Jeongin adlı misafirimin olduğunu söyle. Sonrasında bir şey sormaz zaten. " dedi ve bu sefer kızın bir şey demesini beklemeden odasına girdi. Orada öylece kaldığım için adının Mia olduğunu öğrendiğim kıza hızlıca gülümseyip ben de odasına girip kapıyı kapattım. İçeri girdiğim an kocaman bir oda karşıladı beni. Sade ama güzel dizayn edilmiş. Çoğunlukla siyah ve kahverenginin hakim olduğu oda insanın içini ürpertecek kadar ıssızdı sanki. Ben biraz daha odayı incelerken Hyunjin ceketini çıkarmış sandalyesine gelişigüzel atmıştı. Sonrasında ellerini saçlarından sinirle geçirip bana doğru döndü.

" Şimdi söyle derdini. Söyle tekrardan restaurantta dediklerini. " dedi ve masasının kenarına yaslandı.

" Hyunjin.. dediklerimin hala arkasındayım. Sevgilinin ucuz şeyler sevmesi ve benim bunu dile getirmem suç olmamalı. " dedim gülerek. Bir türlü ısınmıyordu kanım onun sevgilisine. Çok az görsem de hiç haz etmiyordum.

" Sevgilimle ilgili herhangi bir eleştiri yapabilme hakkını kim verdi sana? " deyince bir kahkaha attım.

" Sevişirken öyle düşünmüyordun sanırım. Seni ne kadar tatmin ettiğimden bahsederken aklında sevgilin yoktu. Ne oldu? İki laf attım diye korumacı erkek rolüne mi büründün? " dediklerimin onun tenini bir bıçak misali kestiğini görebiliyordum. Acıtıyordu, belliydi. Ama o ne istediğini bilmeden ikili oynayamazdı karşımda.

" Bak Jeongin, sınırlarını aşma. Buraya artık her şeyi konuşup anlaşmak için gelmedik mi? "

" Halbuki gelmeden önce bana yedirmek istediğin şeylerden bahsediyordun? " Derin bir nefes aldı ve gözlerini kapattı. Sakinleştiğini düşündüğüm zaman açtı gözlerini ve direkt gözlerimin içine baktı. Hayır. Sakinleşmemişti. Aksine içindeki öfke gözlerinden çıkacak gibi duruyordu. Yutkundum.

" Benimle oynama. Seni tekrardan bayıltana kadar becermemi mi istiyorsun? Söyle istegini bana. " Evet. O geceyi bir daha yaşamak istiyordum ama o kadar da gurursuz değildim.

" Öyle bir şey istemiyorum. Düzgünce konuşmaya geldiysek başla. Dinliyorum seni. " dedim ve masasının hemen ön tarafındaki deri koltuğa oturdum. O da bir süre beni izledi, sonrasında sandalyesine kuruldu.

" O gün.. bak o gün yaşananlar ikimizin isteği doğrultusunda gerçekleşti ama ikimiz de pişman olduk sanırsam. Evet benim bir sevgilim var ve sen ise böyle şeyleri sevmediğin bir insanla yaşamak için çok masumsun. Seni tekrar tekrar kirletmek istemem. Kimseye yapmam bunu. " Benden bir cevap beklercesine durdu. Dediklerinde haklıydı. Bir insan sevmediği bir insanla ilişkiye girmek istemezdi. Ama bilmediği şuydu ki ben çoktan ona kapılmış gidiyordum. Evdeyken, şirketteyken, herhangi bir alışverişte, banyoda kısacası her yerde onu düşüneceğim bir şeyler karşıma çıkıyordu. Yine kendimi onu düşünürken buluyordum. Ama şimdi az önceki başkaldıran halimden eser yok gibiydi. Bir sürü sey vardı önümüzde. En büyük engel zaten sevdiği bir sevgilisi olmasıydı. Ben bundan sonra nasıl devam edebilirdim ki?

*•.¸♡ Little Problem ♡¸.•* // *hyunin*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin