~Yemek~

218 15 37
                                    

O gecenin sabahına kalçamda hiç hissetmediğim kadar büyük bir acıyla başladım. Bulunduğum yataktan kalkamayacak kadar şiddetli bir ağrıydı. Yan tarafa zar zor döndükten sonra yatakta benden başka kimse olmadığını fark ettim. Beni böyle bırakıp erkenden çıkmış mıydı gerçekten? Yan taraftaki küçük komodine uzanıp telefonu aldığımda gelen mesaj ile bütün dikkatim oraya çekildi.

Günaydın Jeongin. Hyunjin ben. Numaramı kaydedebilirsin istiyorsan. Dün gece olanlar hakkında konuşacak kadar düzgün bir kafada değilim kusura bakma. Komodinin üstüne ağrı kesici ve su bıraktım onları al. Eğer istersen kahvaltı da yapabilirsin.

Yaklaşık 2-3 kere okuduktan sonra telefonu sinirle yatağa bıraktım. Konuşacak kafada olmayan bir tek kendisi miydi ki sanki? Beni düşünmeden çekip gitmiş, üstüne bir de günaydın mesajı mı bırakmıştı? Hah! Ne kadar da düşünceli! Yataktan zorla kalkıp odadaki banyoya ilerledim. Sıcak bir duş alıp vücudumu biraz daha gevşettim ve dolabından temiz kıyafetler alıp giydim. Eşyalarımı toplayıp çıktım. Şu an yanıma alamayacak kadar kirliydiler. O yüzden burada bırakmaya karar verdim. Ayrıca ben de onun kıyafetlerini ödünç aldığım için sıkıntı etmedim.

Aşağı inip mutfağı aradım. En azından bir lokma bir şey alıp çıkarsam daha iyi olurdu benim için. Buzdolabını açıp atıştırmalık bir şeyler aradım. Bulduğum paket sandviçi alıp mutfaktan çıktım. Evden tamamen çıkmadan önce şöyle bir göz gezdirdim. Gerçekten çok hoş bir evdi. İmrenmiştim. Hafifçe gülümsedim. Dün geceye... Yaşanmış olanlara... Buraya gelişime... Her şeye buruk bir gülümseme bıraktım. Evden çıkıp kapıyı sıkı sıkı kapattım. Caddeye çıkıp taksi çağırdım ve beklemeye başladım.

.

" Ne yani, şimdi söylemeyecek misin dün nerede olduğunu? Neden birden kaybolduğunu? " Derin bir nefes aldım ve Tanrı'dan yardım diledim. Bugünkü yaklaşık yirminci soruşuydu Jisung hyungun. Ve hala bir şeyler şüphe duyuyordu.

" Hayır hyung kaybolmadım birden. İçki fazla gelmişti ve daha fazla kalmak istemedim. Yorucuydu dün. O yüzden eve gittim ve kendime gelip yattım. Sadece bu kadar. Biraz daha sormaya devam edersen yemin ederim kalkıp gideceğim. "

" Aman iyi be. Sormaya gelmiyor bir şeyi. " Gözlerimi devirdim ve önümdeki kahveden bir yudum aldım.

" Bu arada gençler, sanırım Chan ile yaşadıklarımızın biraz daha ilerisini istiyoruz. " demesiyle Seungmin hyungun, ağzımdaki kahveyi masaya doğru püskürttüm. Zaten ilişkiye girmemiş miydiler ki?

" Sakin ol Jeongin. Bunu beklemiyor muydunuz ki? Az çok tahmin etmeniz gerekirdi değil mi? " Hayır şaşırdığım şey hepsinden önce benim bir ilişkiye girmiş olmamdı. Seungmin hyung girmiştir diye düşünüyordum ama ondan bile önce, tanımadığım ve birlikte vakit bile geçirmediğim bir adamla bir anda birlikte olmuştuk. Bu gerçek içime kaya misali oturdu.

" Yok ondan değil hyung. Bir anda dedin ya o yüzden şaşırdım ben. " dedim ve olabildiğince toparlamaya çalıştım.

" Anladım. Neyse öyle işte. Siz sormadan ben söyleyeyim evet Chan tehlikeli bir insan. Evet Chan hiç tekin biri değil. Ama evet Chan sevdiklerine karşı harika bir insan. Ve evet bunu ben de çok istiyorum. " dedi ve güldü.

" E o zaman bize sadece olayların hepsine hakim olup bunun durum değerlendirmesini yapmak düşer. " dedi Felix hyung ve pastasından büyük bir dilim alıp ağzına attı.

" Hayır Felix. Seni seks hayatımın merkezine alıp sanki olayları sen yaşamışsın gibi anlatamam. " dedi Seungmin hyung. Felix hyungun gözlerinin kocaman açılmasıyla uzun bir konuşma başladı. Onlar konuşurken telefonuma gelen bildirimlere göz attım bende. Babamdan şirkete gitmem hakkında bir iki mesaj vardı. Abim de aynısını atmıştı. Şirketten tanımadığım bazı kızlar da mesaj atmıştı. Ortam da sıkmaya başlayınca şirkete geçip işleri bitirip eve geçmek daha mantıklı geldi o an. Ceketimi alıp ayağa kalktım.

*•.¸♡ Little Problem ♡¸.•* // *hyunin*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin