~Yıkım~

139 16 32
                                    

" Gidebilirsin Hyunjin'in yanına Jeongin. Seni bekliyor. " dedi Minho hyung. Birden elim ayağıma dolandı.

" Yani işi çoksa ben bekleyebilirdim. Sıkıntı olmazdı yani. " deyince güldü.

" İşi gitti onun. " Ne?

" Boş ver. Hadi git sen. "

Derin nefesler alıp onun odasına doğru ilerledim. Korkuyordum. Çok fazla korkuyordum ama biliyordum ki bunu söylemezsem çok büyük bir yük olacaktı bana. İçim içimi yiyecek, strese girecektim. O yüzden en iyi ne olursa olsun haberinin olmasıydı.

Odasının önünde durdum biraz. Elim kapısını tıklatıp içeri girmemi engellercesine kendini geri çekiyordu. Sonunda ne olacaksa olsun diyerek kapıyı tıklatıp içeri girdim.

Kocaman camdan duvarın orada ayakta dışarıyı izliyordu. Halbuki benim için en güzel manzara oydu. Ben içeri girince bana döndü.

" Hoşgeldin. Otur böyle. " Kendimi öncekinden kat be kat utangaç hissediyordum. Neden? Üzerinden haftalar geçen felaket yüzünden mi? Yoksa bu bebek için mi? Yoksa sadece ona olan aşkım içten içe beni utangaç mı yapıyordu? Gösterdiği yere oturdum ve ceketimi çıkardım.

" Nasılsın? " Çok resmi konuşuyordu benimle resmen. Gözlerimi onun gözlerine çıkardım.

" İyiyim. Sanırım. Sen? Bir anda kayboldun Hyunjin. Sana ulaşmaya çalıştım ama sanırım zamana ihtiyacın vardı. " Gözlerimin içine bakıyordu ama cevap vermiyordu. Veremiyor muydu? Ben ona yeterince zaman tanımadım mı?

" Evet. Zamana ihtiyacım vardı ve hayatımda bazı şeyleri düzene koymam gerekiyordu. Yaptım hepsini. " dedi ve sandalyesine oturdu geri.

" Anladım. Sevindim senin adına. İşte bende Chan hyungun yanına yerleştim. Biliyor musun bilmiyorum ama öyle yani. İlk başta zor oldu benim için. Ama alıştım. Neye alışmıyoruz ki? " dedim ve gülümsedim. Gerçekten de öyleydi.

" Öyle evet. Buraya ne için gelmiştin? " Neden bu kadar soğuktu? Acaba kötü mü yapmıştım buraya gelmekle?

" Zaman bizim. Bırak biraz rahatlayayım. Ama gerçi senin işlerin vardı değil mi? Yani Minho hyung öyle dedi. Biraz bekledim o yüzden. Ama işin varsa ben sonra da gelebilirim. " dedim ve kalktım.

" Hayır. Lütfen otur ve ne konuşacaksak konuşalım ha? "

" Tamam. " dedim ve oturdum. Şimdi konuya nasıl başlayabilirdim ki? Bir anda pat diye söylenmez yani bu.

" Jeongin neyi bu kadar dert ettin? Söylesene işte. " Hwang Hyunjin her zaman sabırsız biriydi. Terleyen ellerimi pantolonuma silip derin bir nefes aldım.

" Hyunjin.. yaklaşık şu son 1 haftadır bende birtakım sorunlar vardı. Başım dönüyor, midem bulanıyordu durduk yere. Ama biliyordum ki mevsim değişikliği olduğu için hassaslaşmıştım. Yani en azından ben öyle düşünüyordum. " Tepkisine bakmak için durdum. Devam et dercesine kafasını salladı.

" Tamam. Neyse geçen gün Seungmin hyung bana bir doktordan randevu almış. Gitmek zorunda kaldım. Hemen giderim bir soğuk algınlığı şurubu yazar eve dönerim diye düşünüyordum. Öyle olmadı. Oraya gittim, tahlilleri verdim, gereken her şeyi yaptım. Ve ben öğrendim ki.. şey yani.. bana da çok garip geldi. Alışamadım ilk başta. Hala nasıl olur bilmiyorum ben ama.. Hyunjin ben.. " Gözlerim dolmuştu şimdiden.

" Söyle hadi. "

" Ben hamileyim Hyunjin. " Sonunda çıktı ağzımdan. Bir süre öylece baktı bana. Gerçekliğini sorguluyordu dediklerimin. Ciddi olduğumu anlayınca nasıl tepki vereceğini bilemedi. Sadece boş boş bakıyordu bana.

*•.¸♡ Little Problem ♡¸.•* // *hyunin*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin