Herkese keyifli okumalar.. 👻
Tarık bey bir şeyler diyordu ama ne dediğini anlamıyordum. Aklım odadan çıkan evren ve asyadayken ve sinirden hala elim ayağım titriyorken nasıl anlayabilirdim ki zaten.. Onların o halleri.. Evrenin asyayı kolunun altına alması. Asyanın ona gülmesi.. Elim, yakamdaki düğmeye giderken boğuluyor gibi hissetmiştim..
"toplu bir toplantı yapmamız gerek tabi. Ben gerekli koşulları sağladım. Yeni restor.. Demir sen beni dinliyor musun oğlum" Tarık beyin sesiyle kendime gelirken derin bir nefes alıp içimde taşımaya hazır volkanı dindirmeye çalışıyordum.
"aslına bakarsanız biraz dağınığım. Bunları sonra konuşsak olur mu."
"iyi misin oğlum bir şeye ihtiyacın var mı. Yüzün kızarmış" demesiyle gözlerimi yumup açtım. Cidden damarlarımda akan kıskançlık yüzüme kan olup oturmuştu hissediyordum.
"iyiyim iyiyim. Dün gece zorlu bir geceydi üstümde kaldı yorgunluğu"
"O zaman şu toplantı gününü kararlaştıralım da artık işin ana hatlarını iyice belirleyelim"
"asistanlarımız toplantı günü hakkında ikimizin de müsait olduğu bir zamanı ayarlasın o zaman Tarık bey. Beni bugün için affedin. Kusuruma bakmayın" hızla ayağa kalkarken o da kalktı.
"müsaade senin demir. Kendine dikkat et sen bize lazımsın" demesiyle zorla gülümseyip el sıkıştığım gibi dışarı çıktım. Kapıda derin bir nefes çekerken içime sinirden yanan gözlerim evrenin isminin yazılı olduğu tabelayı aradı ve çok kısa sürede karşımda gördü. Hızla oraya yöneldim. Oraya gittiğimde ne diyeceğimi bilmiyordum ama onları görmem lazımdı. Onları, benim kafamda kurduğum senaryolar dışında görmem lazımdı yoksa kafayı yiyecektim.
"beyefendi nereye.. böyle giremezsiniz" arkamdan bağıran asistanı takmayıp odanın kapısını sertçe açtım. Açtıpımda kafa kafaya vermiş gülerek bir dosyayı inceleyen evren ve asyayı görmemle nefesim boğazımda tıkandı.
Bu nasıl bir histi. Bu hissettiğim gerçekten nasıl bir histi kafayı sıyıracaktım..
"demir hayırdır abi" ikisi de yavaşça diklenip soru sorarcasına bana bakmaya başladı. Çenem sinirle kitlenirken gözlerimi evrenden alıp kollarını göğsünün üstünde bağlayan ve bana hayırdır bakışları atan sevdiğim kadına çevirdim.
"gidiyordum da bir hoşçakalın diyeyim dedim" diye geveledim. Gerçekten harika bahaneydi aferimdi kendime!
"kısa sürdü toplantınız. "
"ana toplantı değildi. Bir kahve ısmarla bana da genel hatları anlatıyım" derken ne kadar acınası göründüğünü cidden tartışmak istemiyordum.
"tabi ab.."
"demir bey kusura bakmayın ama çok işimiz var ve inanın evren şuan size vakit ayıramaz . Başka zaman evrenle burada ya da herhangi bir yerde içmek istediğiniz o kahveyi içersiniz. Şuan zamanı değil. " evrenin onaylama yolunda giden cümlesini Asya kati bir dille keserken söylediği şeyler üstüne alev alev gözlerimle ona baktım. Tek kaşı, söylediğime aksi bir tepki ver de olacakları gör dercesine tehtitkarca havalanmıştı. Yutkundum. Siktir cidden bu olayda kafamı bana sıyırtmadan rahat etmeyecekti onu şuan çok iyi anlamıştım.
"öyle diyorsanız öyle olsun" diye zorla karşılık verdim. Elini kapıya doğru uzatıp "müsaadenizle" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASYA (TAMAMLANDI)
ChickLit~aşk gerçekten her şeyi affedecek kadar güçlü bir duygu muydu? ~ ~~~~~ "bir an hiç gelmeyeceksiniz sandım sayın Karakurt" "Arkandan kalkmam işkillendirmesin diye bekledim ama ancak bu kadar sabredebildim sayın Akbelen" yanıma gelip belimden tuttuğ...