Dora: Nasıl geri döneceğiz? Bir şeyler düşünmemiz gerekiyor.
Ege: Acaba öldürmek istedikleri için mi geri dönemiyoruz?
Dora: Ne kadar da pozitifsin öyle...
Gece: Eğer dönemeyeceksek buradaki insanları kurtarabiliriz. Onlara dokunduğumuzda dönecek bir çukurumuz yok sonuçta.
Naz: Tabii bunun için bir insanın zarar görmesini beklememiz gerekiyor.
Ege: Şu sayaçlı kağıt bize direkt zamanı söyler aslında.
Gece: Baksana ilk ne zaman ve kim?
Ege: 2 saat yazıyor ama adı silinik görünüyor.
Gece: 2 Saat içinde bu silinik kişiye ulaşıp onu buradan çıkarmamız gerekiyor.
Dora: İyi de biz bile nasıl çıkacağımızı bilmiyoruz ki onları nasıl çıkaracağız?
Naz: Bence bunu sorgulamak yerine şu kişiyi bulalım, sonrasına bakarız.
Gece: Herkes başka bir yerde mi arasa acaba?
Ege: Olmaz. Burada birbirimizi kaybedemeyiz. Ne zaman ne olduğu belli olmuyor zaten.
Gece: Topluluk hâlinde aramak zaman kaybettirecek ama. Şu an en çok zamana ihtiyacımız var.
Ege: Yapacak bir şey yok. Öncelik biz olmalıyız ki insanlara yardım edebilecek birileri olsun.
Naz: Evet çok iyi ama bu da zaman kaybı oluyor. Yaaani gitsek mi?
O sırada çukur dışındaki, tayfanın devamı...
Tuna: Ne zaman çıkacaklar ya?
Caner: Gitmemelerini söylemiştim. Kesin bir sorun oldu.
Ekin: Ya madem bu kadar kesin bir sorun olacağı, Naz'a neden izin verdiniz?
Caner: Biz mi izin verdik? Naz hangimizi dinledi acaba?
Tuna: Hazırlıklı gittiler ama. Bir şey gelmez başlarına, öyle olur yani di mi?
Ela: Ne kadar hazırlıklı olabilirlerdi ki zaten. Uf kaç kere gitmeyin dedik! İzin vermemeliydik, durdurmalıydık.
Lina: Daha yeni gittiler sakin olun, döneceklerdir.
Caner: Bir dakika ya.
Caner: Bu senin senaryon değil mi?
Caner: Evet öyle. Orayı ve ne yapmamız gerektiğini de biliyor olman gerekiyor.
Lina: Yani evet ama senaryo da böyle bir sahne yoktu.
Tuna: Başını yaşıyorsak sonunu da yaşıyor olmamız gerekiyor. Nasıl bitiyordu?
Lina: Sonunu değiştirebilirsiniz, değiştirebiliriz.
Ela: Neden söylemiyorsun?
Lina: Kendinizi buna odaklayacaksınız, ne olursa olsun zaten o olacak diye düşüneceksiniz. Ama öyle değil.
Caner: Ölüyor muyuz?
Lina: Değişebilir.
Tuna: Gerçekten çok orijinalmiş, tebrik ederim.
Ekin: Şu an bunu mu sorguluyoruz?
Caner: Ya başka son kalmamış gibi ölüm mü yazdınız?
Lina: Böyle olmak zorunda değil...
Ela: Gerçekten mi? O aptal kağıtta isimleri vardı ve sırf insanlara yardım edebilmek için risk alarak gittiler. Bir de bize döneceklerini mi söylüyorsun?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kurgusal Gerçekler
FantasyBir grup oyuncu olarak başladıkları bu yolculuk onları çok farklı yerlere, evrenlere sürükler. Kendilerini istemedikleri çıkmazlarda bulan bu grubun yeni kişiler ile tanıştıkları, sevdiklerini kaybettikleri, dünyanın yeni yüzlerini gördükleri bu hik...