Kaç dostum. Aklın varsa kaç, alabildiğine kaç bu dünyadan! Çünkü burası, kalınacak bir yer değil. Burada nefes yerine, kin çeker insan ciğerlerine. Ve burada kaldıkça sen de benzersin diğerlerine. Kaç, koş... Ne bıraktım geride diye düşünüp, bir an bile arkanı dönme! Asla durma!
Burada insan, insana ne yapar bilinmez. İnsan, insan gibi görünür ama insan olduğunu bilmez. Başıma taç da kondursa insan, bir köpeğin ısırmasına değişmem!
Bir köpek, sana saldıracağı zaman bunu gösterir, hissettirir. Köpeğin o anda, sana saldıracağını anlarsın. Ama insan dediğin canlıda, öfkesini gösterecek cesaret yoktur. O, öylesine alçak bir varlıktır ki; bütün enerjisini sana bir melek gibi görünmeye verir ve seni buna inandırdığı anda, bir köpekten daha derin geçirir dişlerini sana! Isırdığını anlaman bile zaman alır! Ve anladığında artık iş işten geçmiştir. Artık onun damarlarında taşıdığı o azmış, o hastalıklı zihniyet, seni de kuduz eder. Ve köpükler ağzından dökülürken, dünyaya veda edecek zamanı dahi bulamazsın. Bir anda gözlerini kaparsın. Bum!
Bir anda değil mi? Her şey bir anda oldu. Bir patlama, bum! Ve ölüm... Yaşam da böyle başlamamış mıydı? Bir patlamayla... BigBang! Peh! Sen buna BigBang mi diyorsun? Benim dünyamda öyle bombalar patlıyor ki... Eğer evren bunu önceden tahmin edebilseydi, eminim ki kendini hiç yaratmazdı! Peki şimdi kendinden utanıyor mu? Sanmam. Çünkü o, patlamayı, yaşamın başlaması için kullanmıştı. Şimdi ise insanlar, bombalar atıyorlar. Neden? Bir yaşam başlatmak için mi? Bin bir yaşamı bitirmek için mi? Peki, en çok neyi öldürüyorlar biliyor musunuz? Zaten son nefesini vermek üzere olan insanlığımızı!
Ama siz bakmayın böyle alengirli sözler ettiğime. Amacım siyaset yapmak değil, zaten olamaz da. Öyle siyaset, politika yapacak kadar bir enginliğe sahip değilim ben. Ama doğruluğundan emin olduğum bir gerçek varsa o da şudur ki: hiçbir problemin, ister politik olsun ister ahlaki ister toplumsal, çözümü kan dökmek olamaz. Kan dökmekle ulaşılan zafer de, emin olun kimseye yar olmaz.
Çünkü bugün bir çocuk, annesiz kaldı. O çocuk büyüyecek ve diyecek ki: annem sıradan, güneşli bir günde, sadece yürüyorken, bir bomba patlamasıyla hayatını kaybetti.
Çünkü bugün bir anne, babasız kaldı. O anne yaşlanacak ve dedesini soran çocuklarına diyecek ki: dedeniz sıradan, güneşli bir günde, sıradan bir bankta oturuyorken, bir bomba patlamasıyla hayatını kaybetti.
Çünkü bugün... Hayır hayır.
Çünkü bugün bir insan, bir insanı öldürdü ve ardından gelecek binlerce soyu... Bugün bir insan, insanlığımızı çaldı bizden... Tanrım, eğer varsan bari insanlığımızı koru! Neydi asıl konu? Nereden geldik buraya? Mesele bu kadar mı koyu?
Söz verildiği gibi güneşli günleri gördük, bizi o kadar ısıttı ki bu güneş, artık kuraklaştık. Sonra da çorak topraklarımızı yeşertmek için, gözyaşlarımızı akıttık! Şimdi de yağmurdan sonra çıkan o gökkuşağını bekliyoruz. Bizler iyice sapıttık!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kokana (Bir Parça Gerçek)
Non-FictionHayattan bıkmış tüm insanlığa... Kendini unutmuşlara... Akıl sağlığını korumak için her daim gülenlere... Ama gece olunca ağlayanlara... Sana, bana, bize, herkese... Tüm insanlığa, Merhaba...