𝓧𝓥𝓵𝓵𝓵

164 10 10
                                    

Bölüm #taksim olayından dolayı göndermedim. Zaten bölüm internet olmadığı için silindi. Bölümün aynısını yazmaya çalıştım ama pek olmadı gibi..

İyi okumalar ⭐🌧🖤

Bu beni parçalıyor,

O elimden kayıp gidiyor,

Eskiden söylediği sözlere tutunuyorum,

Fotoğraflar..o eve gelmiyor,

🔪

Gitmem yürüyerek baya uzun sürecekti. Cephaneliğe ulaşmam 25 dakika olsa evin yanında olan dağa çıkmam 10 dakikamı alırdı. Bu da yarım saatten fazla olması anlamına geliyordu. Yollarda yürümeye başladığımda patika yola girdiğimde eve yakın bir yerden sola saptım. Aradığım yolu bulmuştum. Hızlıca kapının yanındaki ekrana parmağımı okutup kapıyı açtım.

İçeriye girdiğimde burnuma yoğun silah kokusu geldi. Hemen aldığım silahların bazılarını elime bazılarını ise çantama koymuştum. Ağır silahlar omzumda, hafif silahlar ise çantama koymak üzere kapıyı kapatmıştım. Silah sesleri geldiğimden beri bayağı azalmıştı. Belki aralarında ateşkes yapmışlardı.

Bunu fırsat bilerek hemen yukarıdaki dağa çıkıp, elimdeki ağır silahlarla, eve bakacak pozisyonu aldım. Çantamdan çıkarttığım telefon ile Ayaz’ı aramaya başladım. İlk çalışta açılmasa bile birkaç çalıştan sonra açılmıştı. Açtığında ise hemen ona “Tüm korumaları geri çek,” dememle, aşağıda hareketlenme olmuştu. Zaten kısa süre içinde hiç kimse kalmamıştı.

Havaya ateş açmamla yukarıya koyduğum birkaç nişancı ile aşağıyı temizlemeye başladık. Bizden çok koruma gitmemiş gibiydi. Aşağıda çoğu kişi elenmişti. Hâlâ Akşın Koralp için savaş veriyorlardı. Anlamadım yani,6 yıl önce öldürmeme rağmen tarikat gibi başımda duruyorlardı.Bir an önce hepsinin soyunu kurutmalıydım. Aklıma gelen fikir ile gülümsedim. Korku insana her şeyi yaptırırdı.

Uzun bir süre ateş etmiştim. Artık omzum acımaya başlamıştı. Aşağıda kimse kalmadığından emin olduğumda dağdan inmeye başladım. Aşağıya indiğimde bahçe kapısından içeriye girdim.

Koltukta yatan Leya’yı görmüştüm. Başında bekleyen Ayaz’ı elimle gitmesini söyledim. İlk başta gitmek istemese bile ısrar etmemle gitmek zorunda kalmıştı.

Leya’nın yanına çöktüğümde yanda ecza malzemelerini önüme çektiğimde koluna bakmaya başladım. Sağlam olan kolundan tutarak onu dik bir şekilde oturttum. Pamuğa ilaçları dökmeye başladığımda yaranın kenarlarında gezdirmeye başladım. Aslında kurşun girmemiş, sıyırmıştı. Kolunu temizlediğimde sargı bezi ile sardım. Onu geri yatar pozisyona getirdiğimde koltuktan kaldırdım.

Pek ağrı çekmemesi için çantamdan çıkardım ve iğneyi ona yaptım. Kapıda duran Ayaz’ı yanıma çağırıp Leya’nın başına diktim. Onu orada bırakıp merdivenlerden çıktım. Odama girdiğimde gizli odadan geçerek, bilgisayar odasına girdim.

Zaten girmem ile çıkmam bir olmuştu. Şaka gibi kedi buradaydı. Odadan geri çıkıp kendi odama geri döndüm. Yatağıma girip uyumaya çalıştım. Zaten kısa bir süre içinde uyuya kalmıştım.

Sabah nedensiz bir şekilde kendimi kötü hissediyordum. Hemen yataktan çıkıp banyoya girdim. Kendime aynadan yine baktığımda, yüzümde hiç bir kusur kalmamıştı. Tekrar kilo ölçümü yaptığımda hiç bir değişiklik yoktu. Ne almıştım, ne de vermiştim. Kötü düşünme,kötü düşünme.

 XNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin