Dream Glow×Taekook ✓

-2.1-

3 yıl sonra

Taehyung 19 - Jeongguk 21
(ikisi de reşit oldu, p*dofili yok artık, sakin.)

°°°

"Günaydın bebeğim."

Sımsıcak göğsünden ayrılmama neden olan şey, bal gibi tatlı olan sesiydi. Tek gözümü aralayıp ona baktığımda alnımı kapatan siyah saçlarımı itip açılan yere kocaman bir öpücük bıraktı.

"Günaydın."

"Bugün çiçeğimin doğum gününden sonraki ilk gün, çiçeğim on dokuz oldu."

Sırıtıp çıplak göğsüne burnumu bastırdım ve derin bir nefes aldım.

"Büyüdüm."

"Büyüdün bebeğim, Ikigai'm benimle birlikte büyüdü. Her anına şahit oldum, ne mutlu bana."

Yüzünü boynuma gömüp fısıldamasıyla ona biraz daha yaklaşıp çıplak bacaklarımızı birbirine doladım. Üryanlığını tüm bedenimle hissederken yüzünü boyun girintimden ayırıp saçlarımla oynamaya başladığında parmakları da kalçamı buldu. Kuyruk sokumuma hafif masajlar yaparken kıkırdayıp elini tuttum.

"Canım yanmıyor."

"Olsun, dokunuyorum sonuçta."

"Üç yıl önce, hasta olduğumda doktorun yaptığı gibi mi?"

Yüz ifadesi sertleştiğinde kahkaha atıp üzerine çıktım ve kafamı göğsüne yaslayıp sıkıca sarıldım.

"Aklıma geldikçe sinirleniyorum hâlâ, bence sus."

"Neden, tüketir misin yoksa beni yine?"

"Bebeğim kaşınıyor gibi?"

Belimde parmaklarını tüy hafifliğinde gezdirip saçlarımdan öptü çokça ve kalçama hafif bir şaplak attı kalkmam için.

"Hadi Sakura, güzel bir kahvaltı yapalım."

°°°

Jeongguk kahvaltıyı hazırlarken ben de sandalyeye oturup meyve tırtıklıyordum. Önüme bıraktığı kahvaltı tabağıyla kolumdan tutup beni yerimden kaldırmış, kendisi oturup kucağına oturtmuştu. Yanaklarımda biriken çileklere bakıp tatlılığımla ilgili mızıldanmış, şişkinlikleri öpüp belime sıkıca sarılmıştı.

"Eve ne zaman döneceğiz?"

"Ne zaman istersen."

"İki haftadır burdayız, evimizi özledim."

"Tamam bebeğim, istediğin zaman söyle, uçağı hazırlatayım ben."

Kafamı sallayıp yanağından öptüğümde biraz daha oynaşıp kahvaltı yapmaya başladık. Çubuklarına sıkıştırdığı yumurta rulosunu uzattığında doyduğum için kafamı çevirdim ama 'çık'layıp tekrar uzattığında onu kırmamak için ağzımı açtım.

İki haftadır Japonya'daydık. Jeongguk vizelerimizin ardından verilen üç haftalık tatilde Japonya'ya gidelim demişti ve ben de kabul etmiştim.

Beni beslemeye devam ederken gözlerini üzerimden hiç ayırmıyordu, arada yanaklarımdan ve boynumdan öpüyordu.

"Beni neden izliyorsun?"

"Japonca'da bir deyişimiz var bizim, hanami. Kiraz çiçeklerini izleme eylemine deniyor. Sen benim Sakura'msın. Kiraz çiçeğimi izliyorum işte."