Jeongguk ile tam dört gündür evliydik.
Sabah yatağımızda sarmaş dolaş ve çırılçıplak bir şekilde gözlerimi araladığımda ilk aklıma gelen bu olmuştu. Hayatımın aşkıyla evlenmiştim.
Jeongguk ile evlenmiştim.
Bunun düşüncesi bile beni deli gibi mutlu ettiğinde uykulu uykulu gülümseyip yüzümü sıcak göğsüne gömdüm ve ferah kokusunu soludum biraz. Yirmi yaşımdaydım, evliydim ve her ne kadar övünmek istemesem de masanın üzerinde duran, Jeongguk'un dün gece hediye olarak verdiği siyah kartım zengin olduğumu söylüyordu. Basit bir kredi kartında bile çekince duyarken adıma siyah kart çıkarması beni mahcup etse de onu üzmemek için kabul etmiştim, zira tüm imkanlarını benimle eşit kullanmak istediğini söylemişti.
Artık evliydik ve benim ondan çekinmemem gerekiyordu.
"Alnın kırıştı yirmi yaşında, ne düşünüyorsun bu kadar derin derin."
Yeni uyandığından boğuk çıkan sesiyle kafamı kaldırdım ve yarı açık gözlerine baktım, Jeongguk ilk tanıştığımız zamanlarda uyumayı sevmezdi ama şimdi yanında olduğum sürece uyanmak bilmiyordu. Birlikte olmadığımızda yine uyumuyordu ve bu halleri aşırı sevimliydi.
"Ben artık evli bir adamım, alnımın kırışıklığıyla kabul ettin beni, yapacak bir şey yok."
"Var."
"Nedir o?"
"Botoks."
Kahkaha atıp yerimde hafifçe dikeldim ve kafamı avcuma, dirseğimi de yatağa yaslayıp üstten baktım yakışıklı yüzüne.
"Günaydın henüz on altı dört gündür kocam olan beyefendi."
"Günaydın botoks için para ödeyeceğim kocam olan minik bebek."
"Botoksa falan ihtiyacım yok benim, bak geliyorlar yine yavaş yavaş."
Söylediklerime tezat bir şekilde yanağında ve saçlarında parmaklarımı gezdirip huşu içinde gülümsedim.
"Günaydın canım sevgilim."
Bu sefer tüm alaycılıktan ve şakadan uzaklaşıp konuştuğumda gözlerini kapayıp gülümsemişti ve hareketlenip biraz daha sokulmuştu bana iri bedeni. Boynundaki pırlantalardan oluşmuş kolyenin soğukluğu tenime değdiğinde irkilip sırtında parmaklarımı gezdirdim, amcasının düğün hediyesiydi ve bir benzerini bana da takmıştı.
Jeongguk'un diğer aile üyeleriyle de tanışmıştım düğün gününde. Akemi babalar dört erkek ve bir kız kardeşlerdi, hepsi yakuza olmasa da saygı durulan insanlardı. Akemi baba aralarında en büyükleriydi, ondan bir sonraki ticaret ile ilgileniyordu, giyim ve kumaş alanında ismini duyurmuş büyük bir markanın sahibiydi. Üçüncü kardeş avukattı ve tüm Jeon ailesinin avukatlığını üstlenmişti. Dördüncü ve son erkek kardeş ise sadekardı, değerli madenler ve taşlar ile müthiş işler çıkarıyordu. Kız kardeşleri Japonya'nın nezih bir semtinde diş hekimliği yapıyordu, çok tatlı ve sıcakkanlı bir kadındı, ondan gerçekten çok hoşlanmıştım.
"Biraz daha uyusam şöyle, tenine sokulsam."
Bedenimi yükselttiğim kolumdan tutup çekerek beni yatağa düşürdü ve kendisini de üzerime bıraktığında hafifçe gülüp ensesindeki saçlara parmaklarımı sardım.
Geçen bir yıl içinde Jeongguk kendisini aşmıştı. Öncelikle sarı saçları yerini kendi öz kahvesine bırakmıştı ve dalgalı saçlarını omuzlarına değin uzatmıştı. Onu böyle görmek bana kafayı yedirtiyordu, saçlarını kesmemesi için her şeyi yapabilirdim.
![](https://img.wattpad.com/cover/279578040-288-k704471.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dream Glow×Taekook ✓
FanficTaehyung yanlışlıkla, okula korku salan Jeongguk'un kucağına düşmüştü. By Amethyst🏫