"Ciddi olamazsın." Betül ve Nida'nın ortak görüşüne cevap verdim. "Evet bir zamanlar gerçekten rakiplermiş." Sahra, amcama olan nefretiyle "Ben o adamın birincilik ile uğraştığını sanmıyorum. Yaptığı tek şey boş yapmak çünkü." Burukça gülümseyip asıl kısma geldim. "Evet hanımlar şimdi gelelim asıl kısma ama maalesef ki burada aksiyon yok." Son cümlemle Kübra yapmacıktan üzülmüş gibi yapıp dudaklarını büzdü. "Ya ne güzel adamlara pat küt yapacaktık. Olmadı ama böyle." "Aslında aksiyon kısmı var ama B planı kısmında, fakat A planının işe yarama olasılığı %80" "%20'lik kısmı ne?" Emine hiç beklemediğim bir anda konuya daldı. "%20'lik kısım ise ortaklığın bozulmasının temel nedenini bize gösteren dosyayı yanlarında bulundurmamaları ancak böyle olursa B planı devreye girer." Soluklanıp kaldığım yerden anlatmaya başladım. "Eğer ki dosyayı yanlarında taşımıyorlarsa büyük ihtimalle bir flash diskte saklıyorlardır. Eh tabi böyle olursa bize de o diski birazcık aksiyon yoluyla almak kalıyor." Kübra'ya göz kırpıp devam ettim. "Şimdi plan şu bize lazım olan dosyayı almak için sahte bir iş görüşmesi ayarlayacağız. Holding adı altında bir toplantı olucak ki şüphe çekmeyelim. Eğer adamlar biraz zekilerse dosyayı yanlarında değil bilgisayarda ya da bir flash diskte saklıyorlardır. " "Ve bana da bilgisayara sızıp aradığımız dosyayı almak düşer." İrem her görevde üstlendiği işi tekrar üstendi. İrem'e bakıp gülümsedim. Aleyna'da kendi dikkatini çeken kısma yönelmişti. "Peki roller belli mi?" "Kısmen sayılır, sekimizde orda olmayacağına göre bir kısmımız A bir kısmımızda B planında olucak." Sahra, "Peki kime iş görüşmesine gidiyoruz. Kim kim gidiyoruz ve nereye gideceğiz?" "Aslında ilk olarak Mahir Karasüvari'yi düşünüyorum ve haftaya şirketlerine yatırım yapma bahanesiyle görüşme ayarlayacağım." dedim. Plan konuşmaktan sıkılıp saatime baktım yediye geldiğini gördüm. Mekana uğramak için vaktimiz vardı. Kızlara dönüp "Saat daha 7, mekana uğrasak mı?" diye fikir ortaya attım. Aleyna, Sahra ve Kübra dediğim şeyle birlikte beni alkışlamaya başladılar. Ben de onları daha fazla gaza getirmek için "İşte aradığım motivasyon bu." Sahra dert yakınır gibi "Aslında hiç fena olmaz. Bugün çok sinir bozucu bir gündü. Karşı tarafın avukatı az daha elimde kalıyordu. Kafamı dağıtmaya çok ihtiyacım var." Bu aralar davaları çok sıktı, Taylandlı ünlü bir iş adamının miras davası ile ilgileniyordu ve bu dava onun kariyeri için çok büyük önem taşıyordu. Bazenleri eve her zamankinden daha yorgun geliyordu. "Tamam hadi öyleyse kalkın da gidelim." dedikten 1 saat sonra sofra toplamış ve hazırlanıp arabaya binmiştik. Ben genelde kızlara şoförlük yapmayı seçerdim, o yüzden sürücü koltuğuna oturdum, İrem de yanıma oturdu kızların hepsi arkaya doluştu.
Mariana'nın önünde durduk ve kızların mekana girmesini bekledim. Bugün buraya ikinci gelişimdi ve ben ilk gelişimi hatırlamak bile istemiyordum. Ben ve Betül yarım bıraktığımız evraklarla ilgilenmek için ofise kızlarda bar bölümüne geçmişlerdi.
"Vee son dosya!" dedikten sonra elimdeki son dosyayı da diğerlerinin yanın koydum. İşimiz tahmin ettiğimden birazcık daha uzun sürmüştü. Bu zaman boyunca Betül'ün muhteşem gayretini ve çabasını gülerek izledim, o da bu zaman diliminin çoğunu dosyalara söverek geçirdi. Bar için yurtdışından getirmemiz gereken malzemeler için onun imzası da gerekiyordu. Dönen koltukta az da olsa soluklanırken o, hemen isyankar bir şekilde ayağa kalktı ve "Kalk çıkalım şu odadan artık daha fazla ofis eşyası görmek istemiyorum." diyerek beni kolumdan çekiştirerek odadan çıkardı. Bar kısmına geldiğimizde kızları tam da tahmin ettiğim şekilde buldum. Aleyna, Emine ve Kübra vazgeçilmez kırmızı şaraplarını içiyorlardı ve tabi kırmızı şişe Aleyna'nın kucağında bitmeyi bekliyordu. Sahra ve İrem her zamanki gibi barımızda bulunan en ağır olan beyaz viskiden içiyorlardı. İrem normalde içmeyi pek tercih etmezdi ama içtimide en ağırlarından içiyordu. Sahra ise tam tersiydi, içmeyi çok severdi ve her içkiye karşı da bağışıklığı vardı. Betül, kızların ortasına oturdu ve kendine karışık bir kokteyl hazırladı. Aralarında içkiyle arası olmayan bir tek ben ve Nida vardı. Aslında ben arada bir içerdim ama şuan ayık olmam ve kızları eve götürmem gerekiyordu bu yüzden kendime bir soda açtım. Nida da kendine smoothie yapmış ve bar tezgahının en ucuna geçmiş, telefona bakıp gülümsüyordu. Muhtemelen Arda ile mesajlaşıyordu. Ben de onun yanına oturdum ve sodamı içmeye başladım. Uykum gelmeye başlamıştı saate baktığımda on bire geliyordu şimdiden kızları eve götürmeliydim çünkü pek de yardımım olmadan ayağa kalkıcaklarını bile sanmıyordum. Hepsi sarhoş olmuştu ve farklı ruh halindeydi. Kimi duvara doğru kahkaha atıyor, kimisi kucağındaki şişeyle konuşuyordu. Onların bu hallerini görünce hemen telefonu çıkardım ve iki dakikaya yakın videolarını ve fotoğraflarını çektim, sonra da Nidayla kızları kaldırmaya başladık. Emine'nin yanına gelip yaklaşık on dakikadır öptüğü bardağı elinden alınca sinirlenip "Ya ne yapıyorsun? Ne güzel Tuğra'mı öpüyordum." "Emine dalgamı geçiyorsun kardeşim? Bardak o bardak. Hem bu kadar çok istiyorsan ayarlarız sana Tuğra şefini hadi kalk daha eve gideceğiz." Diğerlerini de kaldırıp teker teker arabaya yerleştirdik. Eve geldiğimizde Aleyna ile İrem'i, Sahra ile de Kübra'yı kaldıkları odalarındaki yataklarına yatırdık. Daha sonra Nida, Emine'nin koluna girip odalarına, Ben de Betül'ü alıp odamıza geçtim. Hemen üstümü değiştirip kendimi yatağa attım ve bu yorucu güne veda edip uykuya daldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kirlenmiş Ruhlar
Genç KurguGeçmişlerinin kirlettiği çocuk kalan ruhlar... Birden fazla yaşamı benimsemiş olan 8 kız kardeş yalnızca dışarıdan göründükleri kadar güzel üniversite hayatlarını mı yaşıyorlar? Hepsinin hikayesi farklı ama kurdukları cümle aynı: -"Hayattaki tek şan...