XLV ᶠ

626 81 84
                                    

21 Kasım 2022, Pazartesi gece yarısı'

21 Kasım 2022, Pazartesi gece yarısı'

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Lee Felix

Tam olarak bir saat on üç dakikadır Hyunjin'den haber bekliyordum. Bu bir telefon görüşmesi için haddinden uzun bir süreydi. Neden aramıyordu ki beni?

Her beş dakikada bir yaptığım gibi yatağımda yuvarlanıp ayaklarımı yatağa vuruyordum. Çok sıkılmıştım, bir an önce onu görmek istiyordum.

Komodinin üzerindeki telefonumu alıp en üstteki sohbete girdim, zaten ondan ve Chris'ten başkasıyla konuşmuyordum.

Parmaklarım klavyenin üzerinde gezinirken aynı anda onun da çevrim içi olmasıyla yazdıklarımı sildim. İşaret parmağımdaki tırnağın kenarlarını kemirirken gerginlikten başıma ağrılar giriyordu.

Acaba hata mı yapmıştım?

Kendime güvenemiyordum, insanlaraysa hiç güvenmiyordum. İdol olma düşüncesi iyiydi, güzeldi de gerçek yüzü vardı bir de...

Şöhret beraberinde laneti de getirirdi. Özel hayatın kalmazdı, bazen olmadığın biri gibi davranman gerekirdi.

Hayranları memnun etmek için ellerinde oyuncak olmanı isterlerdi.

Buna hazır mıydım bilmiyordum. Hyunjin'e yanında olacağımı söylerken tek düşünebildiğim onu yalnız bırakmak istemeyişimdi.

Bile isteye kendi topuğuma sıkıyordum ve başka diyebilecek sözüm yoktu. Suçlayacak kimsem yoktu, sonuçlarına katlanmak zorundaydım.

Bildirim sesi kulaklarıma dolarken düşüncelerimden sıyrıldım. Mesajı okurken küçük bir çığlık atmıştım. 'Kapıyı aç, evine geldim.' de ne demekti?

Hızla yatağımdan fırlayıp merdivenlerden ikişer ikişer inerken kalbim şoktan duracak gibi olmuştu. Kapıyı açıp karşımda ağzı kulaklarına varan Hyunjin'i kolundan çekerek içeri aldım.

"Neden geldin buraya?"

"Öpeceğim dedin ya." Gözleri yavru köpek gibi bakarken az daha küçük dilimi yutuyordum. Sırf seni öpmek istiyorum dedim diye evinden kalkıp buraya geleceği aklımın ucundan geçmezdi.

"Sen kafayı yemişsin." dedim gülerek.

"Yeni bir şey değil." Eli enseme giderken yüzünü bana yaklaştırmış ve sırtımı duvara yaslamıştı. Tişörtünün yakasından çekip sözümü tuttum ve onu öptüm. Ancak bu sefer ilk ikisi gibi küçük buselerden ibaret değildi.

Çok daha derindi.

Nabzım kulaklarımda atıyor, yanaklarım Hyunjin'in ateşiyle yanıyordu. Eriyip gidiyor gibi hissediyordum ve bu bana zevk veriyordu.

Nefes almak için aralanan dudaklarımın arasından kayan dilini hissederken damağıma değen piercingiyle inleyip geri çekildim.

Benim için çok fazlaydı, onun gözlerinde ise doyumsuzluğun rengi vardı. Gözbebekleri kocaman olmuş ve neden durduğumu çözmeye çalışıyor gibi bakıyordu.

cry for me ↬hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin