Bölüm 11 ⎈ GEÇMİŞ

45 6 2
                                    


Bölüm Şarkısı: Sangre de Muerdago - Medianoite

Balckfield - Pain

Lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.

İyi okumalar.

İyi okumalar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


İnsanoğlunun her şeyi doğru yapma çabası, kendini Tanrı'yla bir tutmasıdır. Hayat insan için, kaldırdığı her adımı doğru yere koyması gibi; verdiği her karar, gerilerek yaydan çıkan okun hedef tahtasında 10'u isabet ettirmesi gibi, formülü olan bir matematik problemine sayıları yerine yerleştirip tek bir sonuç bulmak gibidir demek, hayat sadece siyah ve beyazdan ibarettir demeye benzer ve bu gözümüzün gördüğü binlerce farklı tondaki rengi inkâr etmek sayılır.

En mükemmele ulaşmak, bunu tek başına yapmak insanın gururunu gösterir. Ben okulumu dereceyle bitirmeliyim ve bunu arkadaşlarımdan notlarımı saklayarak yapmalıyım. Ben en güzel olmalıyım, diğerleri benim yanımda kendini çirkin hissetmeli. Ben çevremdeki herkesi göz ucuyla süzebilir, onlarla istediğim gibi konuşabilirim. Çünkü ben mükemmel olanım. Hata yapmayan, Yaratıcı'ya en çok benzeyenim.

Eğer Yaratıcı insanoğlunun hatasız olmasını isteseydi, ona da melek vasfı yüklerdi. İnsan hata yapabilir. Ayağını çamurun en cıvık yerine basabilir, oku bırakın 10'u tutturmayı, hedef tahtasına bile isabet ettiremeyebilir, formülü unutabilir... neden? Bunun cevabı çok açık, çünkü yaradılışında hata yapmak var.

Dolayısıyla insanın mükemmele ulaşma sevdası kendisini tüketmesinden başka hiçbir işe yaramaz.

Mükemmeli aramıyordum. Biliyordum mükemmel olmadığımı, hiçbir zaman olamayacağımı ama yetmeye çalışıyordum işte. Anneme, kendime, Emin'e... Şimdi bir de Anıl çıkmıştı, ona bazı zamanlar ayak bağı olsam da öylesine minnet doluydum ki, ara sıra Şükran teyzeye olan sevgimin bile bu minnetten kaynaklandığını hissediyordum.

Oradan oraya koşarken Eminleri boşlamıştım. Kolayıma geldiği için değil, kaç parçaya bölüneceğimi bilmediğimden ve son birkaç ayda kendime bile yetemediğimden. Ben de insandım, hiç öyle hissetmesem de daha çok gençtim ve bazı yerlere yetişemeyebilirdim.

Konu mantıklı düşünmek olduğunda oldukça iyi iş çıkartıyordum ancak düşüncelerim beni teselli edemiyordu. İçimde yine kan fırtınası çıkmıştı. Beni derbeder ediyordu.

Çok kırılıyordum. Sevdiğim insanlar bana haksızlık edince paramparça oluyordum. Emin'in kendine göre haklı olduğunun farkındaydım ancak ilk tepkisi bu olmamalıydı. Başıma bir iş gelmediği sürece onları ziyareti bırakmayacağımı bilmeli, buna güvenmeli en azından kollarımı açtığımda bana sarılmalıydı. Bağırıp çağırmadan önce dinlemeliydi.

Boğazımdaki yumruyu gidermek için yutkundum.

Öfkeliydim aynı zamanda. Bana bu şekilde davranamazdı çünkü ben ona hiç bu şekilde davranmamıştım.

KÂHİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin