Bölüm 12 ⎈ ÜTOPYA

38 7 1
                                    


Not1:
Hikayeyi yazarken en çok gülümsediğim, en keyifle yazdığım bölüm buydu. Muhtemelen son olacak ama çok memnun kaldım bölümden. Umarım siz de çok seversiniz...

Not2: Lise zamanlarında kaleme aldığım kurgular için kıyafet, mekan gibi ortamların fotoğrafını bulmaya çalışırdım, bu bölümde lise yıllarıma nispeten bir geri dönüş yaşayacağız...

Bölüm Şarkısı: Indila - Love Story

Woodsman - dream river.

Erik Satie - Gymnopedie No.1 (Kahin'de hiç bu kadar romantik müzik kullanacağım aklımın ucundan bile geçmezdi.)

Lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.

İyi okumalar.

İyi okumalar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



Savaşlar... Savaşlar! Harp meydanına çıkmayan komutanlar, okuduğu raporlardan gidişatı takip eden bürokratlar, yurt dışına çıkıp eğitimlerine devam eden aydınlar... Aç kalan, tecavüze uğrayan, hayata bir başına devam etmeye çalışan geride kalanlar... Vatan uğruna uzuvlarını, omuz omuza çarpıştığı kardeşlerini kaybeden, şehit olan gencecik insanlar...

Savaş diyorum, duyuyor musunuz? Savaşlar! Ölümü ve çaresizliği, korkuyu ve mücadeleyi, sevgiyi ve nefreti, acıyı ve endişeyi, sadece olumsuzlukları içinde barındıran o dehşetli vahşetten söz ediyorum. Kazanan tarafın bile binlerce kayıp verdiği, bu kaybın getirdiği boşluk yüzünden zaferin hazzına ulaşılamayan o melun eylemden bahsediyorum.

Savaş ikliminde yaşamanın ne demek olduğunu bilir misiniz? Gökten bardaktan boşalırcasına mermi yağar ansızın. Gök gürültüsü gibi patlar toplar. Bombanın ardında bıraktığı yangın güneş gibi açıverir yeryüzünde. Topraktan kopmuş kollar bacaklar biter. Kan sular onları, çürütür. Alelacele gömülmüş yüzeye çok yakın bendenlerin ekşi kokusu yayılır havaya ve barutla beraber genzini yakar insanın.

Her şey ansızın olur. Ansızın ölür, ansızın öldürürsünüz. Bilirsiniz, düşman sizin aynanızdır. O da bir annenin evladıdır ve o da gözyaşlarıyla savaşa gelmiştir, sizin gibi. Belki inancı farklıdır ama onun da ardından dua edeni vardır ve kazanılsa da kaybedilse de bu savaştan tek kazancı kalan ömrünün cehenneme benzemesidir. Yine de basarsınız tetiğe. Yine de topun fitilini ateşlersiniz.

Olması gereken olur. Birileri ölür birileri yaşar, birileri kazanır diğeri kaybeder. Ve acı, sonuç ne olursa olsun yanınıza kar kalır. Başa gelen de aheste aheste çekilir.

Bu zamanlarda yaptığım buydu. Başıma onlarca şey gelmişti, bir kısmını ben almıştım sırtıma, bir kısmına engel olamamıştım ama her birini güzel güzel çekiyordum.

Acının her türlüsüyle tanışmıştım. On dokuz yaş bu kadarı için oldukça küçüktü ama insan kadere karşı gelemiyordu. Görünmez bir el payları dağıtıyordu, insana da üzerine düşene kanaat etmek kalıyordu.

KÂHİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin