24

14.4K 944 431
                                    

Bir süre Bora'nın güzel yüzünü inceledikten sonra tek elimle ensesinden tutup kendime çektim ve dudaklarımızın buluşmasını sağladım.

Tamamen refleks olarak yaptığım şey karşısında ikimiz de anlık şaşkına dönmüştük. Benden böyle bir atağı beklemediği kesindi.

İlk şoku atlatıp belimden tutarak sandalyeden kalkmamı sağladığında irkildim. Hızla beni kucağına yerleştirip bacaklarımı sandalyenin yanlarından sarkıttı.

Yüzlerimizi fazla uzaklaştırmadan iki eliyle yanaklarımı okşayarak sordu.

"Gerçekten yapmak istediğine emin misin? Hızlı gittiğimizi düşünüyorsan-"

Cümlesinin bitmesine izin vermeden tekrar dudaklarına yapıştığımda bu sefer gerçekten istediğimden emin olarak üst dudağımı öpmeye başladı.

Bu pozisyona gelmemiz saniyeler almıştı ama beni öpüşü öyle değildi.

Yavaş ve sakindi.

Aynı şekilde karşılık vermeye çalıştığımda ellerini belime yerleştirip sıktı.

Birkaç saniye sonra nefeslenme ihtiyacı hissettiğimde geri çekilip anın verdiği sarhoşlukla "N-nurşen Teyze merak etmiştir, salona geri dönelim." dedim az önce öptüğüm dudaklara bakarken.

"Hmm?"

"Gidelim diyorum."

"Nereye?"

Onun da bakışları dudaklarımda takılı kalmıştı. Saniyeler sonra cümlemi yeni idrak etmiş gibi gözlerini irice açtı.

Kollarıyla kendini sardı ve "Bana ne yapmak istiyorsun sen?" dedi dehşet içinde bana bakarak.

"Aklından ne geçiyor senin?" deyip omzuna hafifçe vurduktan sonra Bora'nın kucağından kalktım.

Nurşen Teyze olmasaydı o pozisyonda daha uzun süre kalmak isteyebilirdim. Ama Nurşen Teyze varken Bora ile aynı odada olmamız bile yeterince gericiyken öpüşebilmemiz etkileyiciydi.

Sırıttım.

Eve gidince Seda'ya müjdeyi verebilirdim.

✎﹏﹏﹏﹏﹏﹏﹏﹏﹏﹏﹏﹏﹏﹏

"İnanmıyorum, bayılacağım şimdi."

Kantinde oturmuş gazozumu yudumlarken bilmem kaçıncı kez söylediği cümleye göz devirdim.

"Ben de sana inanamıyorum. Bu kadar abartmana gerek var mı cidden?"

Gözlerini büyütüp "Tabii ki gerek var. Sonuçta bu senin ilk öpücüğün değil mi? Asla unutulmaz. Ayy, çıldıracağım. Çok tatlısınız." dedi ellerini birbine kenetleyerek tavana baktıktan sonra.

"Anlattığıma pişman olacağım neredeyse. Sürekli bunun hakkında konuşup durma, utanıyorum."

"Tamam, tamam. Utanma." deyip sırıtarak bana bakmaya devam etti.

Konuyu başka bir yöne çekme umuduyla masada hafifçe eğilip "Sen ve Onur'dan ne haber? Var mı gelişme?" diye sordum.

Anında suratının düşmesiyle sırıttım.

Hep o mu benim keyfimi kaçıracaktı?

"Bahsetme şundan, istemediğin ot dibinde bitermiş. Damlar birazdan." dedi etrafına bakarak.

"Biri benden mi bahsetti?"

Yanımızdan gelen sesle ikimiz de küçük bir çığlık atıp Onur'a baktık.

Bu çocuk dondaki yırtık gibiydi, orada olması hoş değildi ama kimsenin ortadan kaldırmaya falan niyeti yoktu.

"Ay, bahsetmedi kimse senden. Defol!"

Asosyal Komşu | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin