Başlama tarihini yazarsanız çok sevinirim 🖤
31/12/22
Saat 23.58'de yayınlandı.1 Bölüm; Müdürün Kararı
HAYAL NAZ
Bugün cuma günüydü. Herkesin en sevdiği gündü çünkü hafta sonuna girdiğimizin habercisiydi. Ama benim gibi 12 sınıflar için güzel bir gün değildi. Ve şuan son ders olan, din dersine girmiştik.
12 Sınıfım ve hoca her zaman ki gibi bizi serbest bırakıyordu test çözmemiz için. Ama çoğu kişi bir taraftan sohbet ediyor, bazıları arkada gülüşüyor, bazıları ise sevgilileri ile öpüşüp koklaşıyorlardu arka sıralarda. Kimse ders çalışmıyor. Açıkçası hiç şaşkın değildim. Alışmıştım. Herkes bu seneyi pek önemsemezdi.
İzmir'de yaşıyorum, lise son sınıfa giden bir kızdım. Babam polis, annem matematik öğretmeni. Ben annem gibi matematik üzerinde ilerlemek istiyordum. Ama lise yada ortaokulda öğretmen değil, üniversitede bir profesör olarak ders vermek hedefim. Hayalim Ege üniversitesi; matematik bölümü.
Arkadaşım yoktu. İstemiyordum, çünkü bu sene çok önemliydi benim için. Ve asosyal biriydim aynı zamanda. İlkokul yıllarında şimdiye kadar hep öyleydim. Her gün okulun kapısına vardığımda; oluşan mide sancıları, baş dönmesi ve her yerim titremesi. Bence okula karşı fobim yada alerjim vardı. Okula mutlu bir şekilde bir kez bile gelmemiştim. Arkadaşım olsa dahi, ki toplasam bir elin beş parmağını geçmezdi. Bu koca on dört yılda beş tane arkadaşım olmamıştır. Evet, koskoca on dört yıl. Çünkü anasınıfına iki yıl gittim.
Okuldaki, dershanede ve başka yerlerde edilen arkadaşlıklar; sahte gelirdi gözüme. Her zaman aynı üniversiteyi kazanacağız hayalleri. Çok ironik geliyordu gözüme. Çünkü genelde lise veya dershane bittiği gibi görüşmeler biterdi, bir daha kimse kimseyi sormazdı... Ondan bu tür kişilerden, gruplardan uzak dururdum.
Matematik testi çözülüyor, bir yandan son ses müzik kulağımda. Evet kötü alışkanlıklarımdan biri; ders çalışırken müzik dinlemekti. Lütfen nasıl ders çalışa bildiğimi sorgulamayın. Çünkü cevabı bende bilmiyordum.
Bugün İstiklal Marşı söylenecekti. Hiç sevmezdim cuma günlerini çünkü okul çıkışı, dershaneye yetişmem gerekiyordu ve yaklaşık bizi 20 dakika gibi bir süre bekletiyorlardı.
Zil çaldığı gibi test kitaplarımı çantama attım ve sınıfın boşalmasını bekledim. Hocanın," İyi tatiller çocuklar. Bolca teste çözün." diyerek çıktı sınıftan. Sınıf arkadaşlarım, sanki deprem oluyor gibi sınıftan - hayvanlar gibi - koştura koştura çıkarken, ben ise; sınıfta herkes çıktığında çıkmıştım. Burası özel okuldu. Maddi durumumuz iyidi, babam lisede beni özel okula göndermişti. Çünkü evimize en yakın bu lise idi. Fen Lisesine gidiyordum. Sınıfta 21 kişiydik. Evet sınıf kalabalıktı, özel okul için. Ama böylede iyidi açıkçası. Ne çok fazla kişi vardı, nede az. Okulun en kalabalık sınıfı bizim sınıftı. Diğer sınıflar genellikle; 15 yada 17 civarı öğrenci vardı.
Aşağıya vardığımda ise her cuma günü olduğu gibi heryer kalabalıktı. Sınıfımı bulmak yerine, rastgele bir sınıfın sırasında durdum. Bunu yapmayan varmıdır acaba diye çok merak ediyordum.
Müdür birde konuşmaya başladı. Her zaman ki gibi okul kıyafetlerini, tuvalet temizliğini, sınıfta yerlere bir şey atmamamız gerektiğini söylüyordu. Her cuma günü klasik konuşma. Kimse dinlemiyor, bazıları arkadaşları ile sohbet ediyor, bazıları ise müdürün taklidini yapıyor ve bazıları kulaklık takmış müzik dinliyordu. Bende müzik dinleyenlerin gurubundaydım. Müzik, ruhun ilacıdır. İnancım buna her zaman ki gibi tamdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuralsız Lise
Teen Fiction1 ay boyunca okul hiç bir kural olmadan nasıl ilerler? Okulun bir anda 1 ay boyunca kurallar olmadan, öğrencileri serbest bırakacağını söyledi. En fazla ne olabilir ki! Aklınıza ucuna dahi gelmeyecek olan olaylar okumaya hazır mısınız? Hayal Naz G...