5 Bölüm (Part 1)

9.1K 596 672
                                    

Ne bakion yeni bölüm.

Geçmiş Olsun Türkiyemm *

5 Bölüm; Ceset.

Günlerden Perşembe. Bu gün çok boş geçmişti. Şuan beşinci desin bitmesini bekliyordum.

Ders bedendi. Ders bittiği gibi öğlen arası olacaktı ve ben çiğköfte gömmeye gidecektim yalnız başıma. Bugünden sonra en sevdiğim yemek çiğköfte. Çünkü ucuzdu. Dürüm çiğköfte 22 TL. Ucuz değilmiş.

Telefondan saate baktım. Daha üç dakika vardı. Zaman çok yavaş ilerliyordu istediğim zaman sanki. Boş boş oturmak çok sıkıcıydı. Uğraşacak kimsede yoktu şuan bizim sınıftan. Off offf.

Zil çaldı ve ben zil sesini duyduğum gibi çıkış kapısına uçtum. Çiğköftem bekle beni seni gömmeye geliyorum.

O insan olmadığını iddia ettim kişiler gelmeden önce çıktım. Çünkü üst üste binip çıkıyorlardı insan gibi çıkmak varken.

Komagene vardığım gibi iki dürüm çiğköfte istedim. Tabi ki de ayran.

***

Teneffüsün bittiğine belirten zil çaldı. Şu Ertuğru'nun şarkısı çaldı. Dersin ki savaşa gidiyorduk. Bu kısacık zamanda sıçmaya bile gidemiyordum. Insan biraz uzun tenefüs koyar. 5 dakika TENEFÜS NE LAN! Sınıf kapısına vardığın gibi bitiyordu

Şuan 7 derse girecektik. Ve ben regldım. Hoca geldikten sonra izin alacaktım. Büyük ihtimalle anlayışla karşılardı. Çünkü hocalar bile bu beş dakikalık tenefüsten isyan etmişti.

Şuan bilmem kaçıncı kez Yere Yakın Yıldızlardan Uzak kitabını okuyordum. Ben bu kitaba aşığım.

( Yere yakın Yıldızlardan Uzak spoi var dikkat.)

Sonda Oğuz ölüyordu ve Beste yalnız kalıp psikolojik destek alıyordu. Her okuduğumda ağlıyordum. İçim gidiyordu. Evet roman olabilirdi, gerçek olmayabilirdi ama bu üzülmeyeceğim anlamına gelmezdi yada bir engel değildi. Ah Bestem, Ah Oğuz'um ah.

Bir anda kapı açıldı ve herkes ayağa kalktı. Her zaman ki gibi iyi dersler dedi hoca, bizde sağ ol dedik ve oturduk. 12 yıldır bu böyle devam ediyordu. Sıkıcı.

Inkılap deesiydi ve hoca bizi serpest bırakıyordu. Test çözelim diye ama genelde kimse test çözmez sohbet ederdi. Zaten sınıfta adam akıllı insan yoktu ben dışında.

Tabi ki kendimi övecektim. Çünkü ben kendim için mükemmeldim. Anam iyi ki varım.

Sıradan kalktım ve hocanın yanına ilerledim. Hocanın elinde tarihî bir kitap vardı. Hiç şaşırmadım. Kadın 40 yaşlarında, saçları kırmızıydı ve  boya olduğu beli oluyordu. İlk başta pek birimizden haz etmemiştik.

Ama kadın bir anda bana iyi davranmaya başladı derse katıldığım için. Kafa dengi çıktı ve sözlüme 100/100 vermişti. Sınavdan 72 almam rağmen.

Yeşim Hocanın yanına vardığımda,"Hocam izniniz olursa ben bir tuvalet gitsem." kitabını kapattı ve bana baktı.

Yeşim Hoca," Çok mu acil?" dedi. Başımı evet anlamında sakladığım da," Iyi hadi hızlıca git ve gel kaytarmadan." dedi.

Sınıftan çıktım ve hemen bir altta ki tuvalete gittim. Bizim katımızda TUVALET YOKTU. FAKIR OKUL.

Midem çok ağrıyordu. Galiba revire gidecektim. Ağır kesici için. Ben niye bu acıyı çekmek zorundaydım ki. O mutasyon geçtiğini inandığım insanlar acı çekmiyordu. Ben o insanları çok kıskanıyorum.

Tuvalette işimi halletikten sonra zemin katta olan revive gitmek için merdivenlerden aşağı indim. Uçarak inecek değilim ya. Göklerde kartal gibiydim.

Kuralsız LiseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin