yüzümde bir sıcaklık hissediyordum. birinin nefesleri yüzümde geziniyor gibiydi. gözlerimi ağır ağır açarken yüzümün biraz gerisinde, beyaz ve uzun saçları olan biri beni dikkatle inceliyordu. korku ile yüzümü yan tarafa çevirdim. heeseung'ın gülüşünü duyduğum anda rahatlamıştım. derin bir nefes alıp başımı yeniden çevirdim. yatağın kenarında oturan kişi çıplaktı. gerçekten, üzerinde bir şey yoktu. herhangi bir kumaş parçası bile bedenine dolanmamıştı. "pluto, efendinden uzak dur." jungwon odasının kapısını kapatırken konuşmuştu.
"neler oluyor?" bu dekorlar, tavan ve her yer çok tanıdıktı. londra'ya geri dönmüştük. gözlerimi kapattım, derin nefeslerim ile soluklandım. "sen rahatsızlandıktan sonra yağmur durdu. ben de londra'da daha iyi tedavi alabileceğini düşündüm ve en acil şekilde eve geri dönme kararı aldım." başımı salladım ve dudaklarımı yaladım. başımla yatağımın ucunda duran beyaz saçlı adamı gösterdim. "o kim?"
"ulu iblis köpek zırvalığı gerçekmiş, tabi lord'un anlattığı gibi yargı - infaz yapmıyor ama yine de iki farklı hâli var. ancak bayan sunny... onu elimizden kaçırdık."
"bayan sunny ne yaptı?" jungwon memnuniyetsiz yüz ifadesini takınarak kemik bastonuna yaslandı. bu sorunun cevabını vermeyi hiç istemiyor gibi bir yüzü, ortamın havasını germeye başlayan bir enerjisi vardı. "o bir melekmiş, ama bildiğin beyaz kanatlı küçük meleklerden değil. heeseung, o kadının aklını yitirmiş olduğunu düşünüyor. pluto'nun sahibesinin o olması da çok muhtemel. lord henry'nin koparılmış kol ve bacak parçalarını, pluto ona götürürken yakaladık. londra'da çoğu ölüm meleği ve melek onu arıyor ama tek bir iz yok. kadın ciddi anlamda kanatlandı ve uçtu. bir şeylerden güç alamadığı için kanatlarındaki tüyler dökülüyor, bu da bize hâlâ yakınlarda bir yerde olduğunu gösterir. şeytanlar sadece sembolleşmiş canlılardır. melekler, tanrı kompleksine sahip ucuz yaratılmışlardan başka bir şey değildir. fazla adanmışlık ile kendilerini kaybederler. çünkü odette, bile bile teslimiyet en büyük irade kaybıdır ve görüp görebileceğin en acınası hastalıktır." son cümlelerini söylerken gözleri ile yüzüme, sözleri ile halime değiniyordu.
"anlıyorum..." heeseung'ın öfkeli bakışlarını jungwon'un üzerinde hissettim o an. odanın diğer köşesinde durmuş jungwon'u izliyordu. kıpkırmızı gözleri ile ona bakıyordu. ne olduğunu pek anlayamamıştım ama heeseung bana mutlaka anlatırdı. ikisinin hiçbir zaman fikir ayrılıkları yaşadığını görmemiştim açıkçası. benim için farklı bir şeydi. iyi şeyler yaşanmadığını hissediyordum. heeseung birkaç dakika jungwon'a bakmış, ardından odadan çıkıp gitmişti. çıkarken odanın kapısını sertçe çarpmasından ne denli sinirli olduğunu anlamıştım. "heeseung'a ne oldu? fazla sinirli halleri var." jungwon kafasını salladı.
"bilmiyorum odette. ancak benden çok senin bilmen gerekli ne de olsa senin sevgilin." şaşırmıştım. jungwon'un bu tavrı ve bu konudaki öfkesi anlaşılmazdı. bu beni de sinirlendirmişti. aramızdaki ilişkiye sanki yedi büyük günahtan biriymiş muamelesi yapıyordu. yüzüne baktığımda herhangi bir üzüntü ya da geri adım görememiştim. gayet de kendinden memnundu.
"bu tavrın nedir phantomhive? heeseung ve benim ilişkimiz ile sorunun ne?"
"ne varmış benim bu tavrıma? söylesene sunghoon, kraliyete hizmet için geldiğini ülkede ev sahibinin kahyası ile bir yatağı paylaşmak nasıl bir duygu?" dudaklarım şaşkınlık ile aralandı. jungwon öyle bir şey ima ediyordu ki, ağzından çıkanı pek duyar gibi bir hali yoktu. bu beni çok sinirlendirmişti. çünkü açık bir şekilde bana fahişe iması yapıyordu. kendimi ezdirmeyecek kadar gururluydum. yatakta doğruldum ve dudaklarımı yaladım. içimde konuşma hakkı almak isteyen bir ses vardı. o ses insanların tanıdığı nazik sanatçıdan çok farklı biriydi.
![](https://img.wattpad.com/cover/322603894-288-k362079.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
chessman - heehoon
Fanfictionölüm melekleri, yalnızca ecel vakti gelmiş olan ruhları avlamalıdırlar. kâhyalarsa sadık bir gölge gibi efendilerini takip edip onlara itaat etmelidirler... bu yüce amaçların her ikisine de ihanet edişini izlemek, tam anlamıyla mide bulandırıcı. #1...