1. Bölüm: "SKANDAL"

226 32 124
                                    

Merhabalar! Yeni bir dünya ile tekrardan karşınızdayım. Daha önce de bahsettiğim gibi aylardır bu kurgunun üstünde çalışıyorum ve en nihayetinde sabırsızlıkla beklediğim an geldi çattı. İlk bölümü sizlerle paylaşıyorum... Gerek karakterlerle, gerek kurguyla, gerekse yazım tarzımla alakalı yorumlarınızı çok merak ediyorum. Desteğinizi lütfen esirgemeyiniz! Keyifli okumalar!😇🍎

 Desteğinizi lütfen esirgemeyiniz! Keyifli okumalar!😇🍎

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

***

1. Bölüm:
"SKANDAL"

'Bir elma ne kadar tehlikeli olabilir?'

***

İki katlı kahverengiyle turuncu karışımı tuğlalarla döşenmiş olan galerinin önüne yeni park eden üç siyah araç başta ürkütücü bir izlenim veriyordu. Öndeki ve arkadakinin aksine ortada duran araç gerek büyüklüğü, gerekse ihtişamıyla farkını belli eder vaziyetteydi. Bu manzarayı herhangi biri görse, yeraltı dünyasının güçlü isimlerinden birinin geldiğini düşünebilirdi. Ancak korunan şey bir mafya baronu değildi. Bu farkın sebebi, araçta önemi tartışmasız değerli bir tablo taşınmasıydı.

Her araçtan iki kişi olacak şekilde takım elbiseli adamların inmesiyle, tüyler ürperten atmosfer gittikçe insanın içine işliyor ve üşümesine sebep oluyordu. Bunda aralık ayının da etkisi vardı elbet, zira adamlar kendi aralarında konuştuklarında sokak lambasının ve galerinin sunduğu ışıklar sayesinde, ağızlarından çıkan sıcak duman fark edilebiliyordu.

İhtişamlı ve her bakımdan gösterişli barok tarzıyla öne çıkan galerinin içine girdiklerinde büyük bir özenle merdivenleri tırmandılar ve tabloyu baş köşeye, daha doğrusu serginin yapılacağı büyük salonun girişinin tam karşısına astılar. Manzara büyüleyiciydi.

Şehrin en köklü ve soylu Kazasyan Ailesi'nin kâhyası, aynı zamanda ailenin sağ kolu olan orta yaşlı adam "Yarınki resim sergisinin başyapıtı olan bu tablonun başına bir iş gelirse, bilin ki hepimiz elmayı yeriz!" diye bir uyarıda bulundu tüm nemrutluğuyla.

Altın varaklı tablonun taşınmasında yardımcı olan genç adamlardan biri "Ayva değil miydi o?" diye sorguladı kendince sessiz bir şekilde son düzenlemeleri yaparken.

Kâhya, kendisinin sözlerini sorgulayan adama yaklaşıp tepeden tırnağa onu süzdü. "Sen buralı değilsin galiba?" diye sordu çenesinin ucuyla genç adamı işaret ederek. Çatık ve kırarmış ince kaşları istemsizce insanı kendisinden itiyordu.

Genç oğlan "Değilim efendim." diye cevap verdi mahcubiyetle ve başını öne eğdi. Kâhya onun sözlerini duymuş olmalıydı ve yüz ifadesi bundan hoşlanmadığını doğrudan ileten cinstendi. Bu şehrin insanları nasıl oluyor da bir yabancıya bu denli soğuk ve mesafeli olabiliyorlar diye düşünmeden edemedi.

Cennet Elmaları | bxb Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin