Efendim kafaları yakacak bir bölümle geldim, o yüzden kemerlerinizi bağlayınız. Oy vermeyi ve yorum yapmayı da lütfen unutmayınız. Seviliyorsunuz!❤️🔥
***
3. Bölüm:
"ŞERBET"'Siz, yarayı kaşıyıp hiçbir şey olmamış gibi kapatmayı çok seviyorsunuz ama kanadığında ne yapacaksınız?'
***
Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde...
Develer berber iken, pireler tellal iken...
Belki de sanıldığı kadar geçmişte değil iken, bir peder varmış. Peder Nicodemus...
İnancına son derece bağlı olan bu peder işlediğini düşündüğü her günah için toprak küpüne bir kızılcık tanesi atarmış. Kendine söz vermiş ve demiş ki "Eğer bu küp sonuna dek kızılcıklarla dolup taşarsa, ben bir günahkârım demektir ve daha fazla yaşamaya hakkım yoktur".
Gelmiş zaman, geçmiş zaman küçük ve sıcak evinin bir köşesinde sakladığı toprak küpü kızılcık taneleriyle dolmuş. Hatta taşacak hale gelmiş. Bir avucunun içindeki kızılcık tanesine bakmış, bir de taşmak üzere olan küpe. Avucunda tuttuğu kızılcık tanesini özenle küpteki diğerlerinin üstüne koyduğunda çatlayan toprak küp dayanamamış ve paramparça olmuş. Günahlar bir bir yere saçılmış. Peder, yere saçılan kızılcıkları toplarken dertli dertli düşünmüş, taşınmış ve sonunda bir karar vermiş.
Ölmek istemeyen Nicodemus "Neden bu kızılcık tanelerinden bir şerbet yapmıyorum ki?" demiş kendi kendine. Böylece işlediği günahlardan kaçabileceğini ve kurtulabileceğini düşünmüş.
Ertesi sabah peder yemek masasının hemen yanında ölü bulunmuş. Masada ise sadece bir kadeh yarım kalan kızılcık şerbeti varmış. Peder Nicodemus son akşam yemeğini kendini kandırarak yemiş çünkü yıllar önce verdiği sözü unutmuş. Her günah için toprak küpüne zehirli bir kızılcık tanesi atmış yıllarca... Rivayete göre aslında peder onların gayette zehirli olduğunu hatırlıyormuş, fakat biriktirdiği günahların yükü ağır gelince kendi sonuna göz yummuş. Bazıları ise onun gerçekten riyakar olduğunu düşünür layığını bulduğunu söylerlermiş. Peki ya peder Nicodemus aslında sözünü tutmuş mudur? Yoksa diğer insanoğulları gibi riyakarlığının bedelini ödemek zorunda mı kalmıştır, bilinmez...
***
Kenan Bey "Elma Kurdu mu?" diye sorduktan hemen sonra kahkahalara boğuldu ve sigarasını tekrardan dudaklarına götürdü. Timuçin ise kendisine inanmayan babasına göz devirdi. Çelebi, Kazasyan Ailesi'nin villasından ayrılınca Timuçin zaman kaybetmeden yaşadıklarını bir bir ailesine anlatmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cennet Elmaları | bxb
Novela JuvenilŞehrin en prestijli akademisine yeni gelen ressam Çelebi'nin, çok zaman geçmeden sosyetenin en güçlü ailesinin oğlu Timuçin ile yolları olaylı bir biçimde kesişir. 'Elma Kurdu' olarak adlandırılan intikam meleği, şehrin sosyetik ailelerini hedef alı...