2. Bölüm: "YABANCI"

127 25 91
                                    

İkinci bölümden herkese merhaba! "Cennet Elmaları" beni öylesine heyecanlandırıyor ki, yazdığım her bölümle ona olan aşkım artıyor resmen. Umarım benim gibi siz de seversiniz. Oy vermeyi ve yorum yapmayı lütfen unutmayın. Keyifli okumalar!🥰🍎

 Keyifli okumalar!🥰🍎

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

***

2. Bölüm:
"YABANCI"

'Çürük meyve dalından tez ayrılırmış...'

***

Beyaz jeepin kaputuna yaslanmış yıldızlı gökyüzünü seyrederken tekrardan derin bir nefes alma ihtiyacı duydu. Yaşanan skandaldan sonra Timuçin ve Çelebi şehrin yakınlarındaki tepeye çıkmışlardı. Timuçin temiz hava ile iç içe olmasına rağmen ciğerlerine dolan oksijenin yetmediğini ve adı Cennet olmasına rağmen bu şehrin onu boğduğunu düşünüyordu.

Ellerini arabanın kaputuna yasladıktan sonra "Neden bana yardım ettiniz?" diye sordu kumral oğlan kendisinin aksine arabadan uzakta olan adamı izlerken. Çelebi ise şehrin tepeden görünen manzarasını izlemekle meşguldü ve soruyu yönelten oğlana arkası hala dönüktü.

Ressam adam ellerini arkasında birleştirdi. "Etmemem mi gerekiyordu?"

Timuçin ona doğru birkaç adım attı ve aralarındaki mesafeyi azalttı. "Etmemeniz sizin yararınıza olacaktı. Yarın çıkacak haberlerden sonra; ben şehrin haini olarak adlandırılacağım, siz de bana yardım eden yabancı olarak..."

Çelebi nihayet tam arkasında duran oğlana doğru döndü ve saatler sonra yeniden gözgöze geldiler. "İşlerin bu boyuta ereceğini sanmıyorum. Siz Cennet sakinleri, yabancıları pek sevmiyorsunuz galiba?"

Timuçin yüzüne belirsiz bir tebessüm oturttu. "İlk gününüzde bunu çözmeniz takdire şayan. Ama atladığınız küçük bir detay var." dedi parmaklarıyla göstererek. Çelebi kaşlarını çattı.

"Cennet sakinleri değil... Yabancıları sevmeyenler – Cennet elitleridir."

"Yani siz?" dedi Çelebi kaşlarını kaldırarak.

Timuçin başını iki yanına sallayıp "Kendimi o kesimin içine koymayı sevmiyorum." dedi ve bakışlarını şehrin manzarasına çevirdi. Karşısındaki adamla kurduğu gözkontağı fazla uzun sürmüştü.

Çelebi başındaki kasketi düzelttikten sonra "O halde sizin bir farkınız olmalı..." dedi tekrardan kaçan ela gözleri yakalamaya çalışarak. Timuçin bir şey söylemeden sessizce gülümsedi.

"Aile meselelerinize girmek haddim değil. Ama bir şeyi sormadan edemeyeceğim. O elma sizi neden bu kadar korkuttu?" Çelebi'nin sorusu kumral oğlanın gülümsemesinin solmasına sebep oldu.

"Elmaları sevmiyorum. Bence lanetliler..." dedi Timuçin tekrardan beyaz jeepin kaputuna yaslanarak. Ardından ellerini göğsünün önünde bağladı. Yeni tanıştığı bir yabancıya Elma Kurdu'ndan bahsedecek değildi. Üstelik hedef tahtasının ortasında kendisi varken. Hem bu kötü bir şaka bile olabilirdi. Mesaj içeren bir elmadan başka elle tutulur bir kanıt yoktu. Galeriden çıkarken elmayı da kendisiyle almış ve çöp kutusuna atmıştı.

Cennet Elmaları | bxb Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin