22 Ağustos 2021
Sevgili günlük;
Sanırım aşık oluyorum. Emre'ye karşı bir şeyler hissettiğimi farkettim. Ama böyle şeyler hissetmemeliyim... En yakın arkadaşımla aramıza aşkın girmesine izin vermemeliyim.^^^
"Ben çıkıyorum anne!"
Kapıyı çektim ve durduğum zeminden 2 basamak yukarıdaki merdivene bağcıklarımı bağlamak için ayağımı koydum. Bağladıktan hemen sonra ise asansörün düğmesine bastım.
Sahil kenarında usulca yürümeye başladım. Hayatımı, yaşadıklarımı, insanları... Her şeyi istemesem de düşünüyordum. Bu düşüncelerden kaçmak benim için oldukça zordu ve sanırım düşünmekten başka hiçbir çarem de yoktu.
Gecenin yumuşak karanlığında yüzünü tam çıkaramasam da ona benzeyen birini gördüm sanki. Bir an için heyecanlandım. Kalbim daha hızlı atmaya başladı. Gerçekten o muydu? Yoksa beynim bana minik bi oyun mu oynuyordu? Bunu tek bir şekilde öğrenebilirdim. Ona doğru yürüdüm.
"Emre?"
Tanımadığım adam bana anlamsızca bakmaya başladığında anladım onun Emre olmadığını. Ne kadar da çok benziyorlardı... Ya da belkide ben herkesi ona benzetiyordum.
"Afedersiniz. Biriyle karıştırdım."
Hızlı adımlarla uzaklaştım oradan. Neden yanına gitmiştim ki? Evet o Emre değildi ama o olsa bile ne diyecektim? Muhtemelen bir cümle bile kuramazdım.
Gözlerim ve yanaklarım rüzgardan yanmaya başlamıştı. (Gözlerimin rüzgardan yanmadığına emindim.)
Denizin kenarı irili ufaklı bir sürü kayayla doluydu. Ben de denize çok da yakın olmayan ancak uzakta da kalmayan o kayaya oturdum. Denizin kokusunu içime çektim. Ay ışığının denizin üzerinde dalgalanışını seyrederken aklıma Emre'yle burada oturduğumuz gün geldi. Ne kadar da çok eğlenmiştik.
Gözümden bir damla yaş düştü o gün aklıma gelince. Ya da Emre gelince, emin değilim.
Sırtımın ağrıdığını farkedip ellerimi destek almak için geriye doğru uzattım. O sırada bir şeye dokunduğumu hissettim.
Ay ışığında pek görünmese de bir limonlu soda şişesi olduğunu anlayabilmiştim. Sessizce mırıldandım;
"Ne tesadüf. Emre'nin en sevdiği şeydi limonlu soda."
Bunun evrenin beni üzmek için oynadığı bi oyun olduğunu düşündüm ve şişeyi elime alıp yaşlı gözlerimi üzerinde gezdirmeye başladım. Şişenin içindeki kağıt dikkatimi çekti.
Emre'den bi not olabileceği ihtimalinin heyecanı sardı kalbimi. Ama olamazdı, imkansızdı.
Şişeyi yanımdaki kayaya sertçe vurarak kırdım.
"Ahh!"
Bi parça bana doğru sıçrayıp elimi kesmişti. Ama çok da önemli değildi.
Kağıdı aldım. Kenarına biraz kan bulaştırmıştım ama bu önemli değildi hemen açmak istiyordum. Ve öyle de yaptım.
"Shall we look at the moon, my little loon? Why do you cry?"
Bu şarkı... Bu şarkı bizim şarkımızdı. Nasıl? Nasıl olabilir? Bu nasıl mümkün olabilir?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MENTORxYN
Fanfiction"Gittiğim her yol sana çıkıyor." ^^^ Bu kitapta yazılan hiçbir şey ciddi değildir ve ciddiye alınmamalıdır. Tamamen eğlence amaçlı yazıyorum. İyi okumalar!