12. Bölüm- FİNAL/ Hıçkırıklar ve Sessizlik

979 40 250
                                    

"Emre bunu mu giyeyim yoksa bunu mu?" diye sordum Emre'ye iki farklı tişört gösterirken.

"Bence bu daha iyi." dedi sağ elimde tuttuğum tişörte parmağını uzatarak. "Tamamdır" dermişcesine başımı salladım ve giyinmek için odaya çıktım.

 "Tamamdır" dermişcesine başımı salladım ve giyinmek için odaya çıktım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Bunu giyiyor YN. )

"Aşırı güzel olmuşsun." Kapının kolonuna yaslanmış olan Emre'ye döndüm.

"Teşekkür ederim."

Yanına gittim ve "Gitmiyor muyuz?" diye sordum. "Ha evet, gidiyoruz." dedi ve evden çıktık.

Liseden sınıf arkadaşlarımızla -benim arkadaşım olup olmadıkları tartışılır- buluşacaktık. Yaklaşık 4 yıldır sınıfımdan Emre hariç kimseyle konuşmamıştım. Bu buluşma o yüzden beni biraz heyecanlandırıyordu.

^^^

"Sonunda gelebildiniz." dedi saçlarını yana yatırmış olan uzun boylu çocuk. Bu kimdi ki? Tanıyamamıştım.

"YN garip garip bakma Hürkan ben." dedi o çocuk. Şaka gibiydi, evrime kafa atmıştı sanki.

"Oha nasıl ya?" diye sordum ve sonra gözüm diğerlerine kaydı. Herkes çok değişmişti.

"Merve bu sen misin?" diye sordum kusursuz görünen o kıza. "Evet" dedi "benim"

Herkes şaşkın şaşkın birbirine bakarken Kaan konuştu;

"Lan YN mi bu? Bayağı değişmişsin oha."

"Çok da değişmedim aslında" dedim ve hep birlikte o minik kafedeki güzel sandalyelere oturduk.

^^^

"Adam sonra gitmiş demiş ben aslında bunu satın almadım ki"

Kahkahalar.
Ve daha çok kahkaha. ama nedensizce içimde garip bir kaygı vardı, garip bir endişe.

Saate bakmak için telefonumu elime aldım.

01.13

Emre'ye doğru yaklaştım ve "artık kalksak mı?" diye sordum. İlk başta anlam veremedi ama sanırım sonra kötü hissettiğimi düşündü ve;

"YN kötü hissettiğinin ve gitmek istediğinin farkındayım ama çok özlemişim ya, biraz daha dursak olmaz mı? Ama istiyorsan sen gidebilirsin tabii."

Daha fazla dayanamayacağımı düşündüm, çünkü cidden kötü hissediyordum.

"Tamam." dedim. "Dikkat et kendine."

"Sende dikkat et YN." dedi Emre.

Diğerlerine de gideceğimi söyledim

"Peki o zaman." dedi Sena, "Hoşçakal"

Herkesle vedalaştım ve Emre'nin yanına gidip yanağına minik bir öpücük kondurdum.

"Seni seviyorum."

"Ben de seni seviyorum." dedi ve ayrıldık.

Arabayı eve doğru sürdüm ve eve gider gitmez kendimi yatağıma bıraktım.

^^^

Telefonuma gelen bildirim sesiyle uyandım ve telefonumu elime aldım.

Bildirim Trendyol'dan gelmişti.
"Beğendiğin ürün tükenmek üzere!"

Umurumda değildi, ben de bir Twitter bağımlısı olduğum için direkt Twitter'a girdim.

Gündem Başlıklarında
İlk sırada
Patlama.

Tıkladım ve o tweeti gördüğüm an kanım çekildi.

"Dün gece saat 01.34'de İstanbul'da minik bir kafede gerçekleşen patlamada 11 kişi hayatını kaybetti, 3 kişi yaralandı. Patlamanın kaynağı bilinmiyor ancak el bombası olduğu tahmin ediliyor."

Tweetin altındaki görselde bizim gittiğimiz kafe vardı. Görünce istemsizce telefonum elimden düştü.

Emre, Emre oradaydı.

"Siktir"
"Hayır abi hayır olamaz"

Hemen telefonumu yerden aldım ve ellerim titreye titreye Emre'yi aradım.

Cevap yok.

Umutsuz ve dolu gözlerle etrafıma bakındım.

Hürkan'ı aradım bu sefer, ama o da açmadı telefonu.

"Merve'yi mi arasam?" diye düşündüm ve aradım.

Merve telefonu açtı.

YN: Merve!

Merve'den ses yoktu.

YN: Merve iyi misin? İyi misiniz?

M: YN
M: YN, Emre...

Merve'nin sesi boğuktu, ağladığı belliydi. "Hayır" dedim içimden, bir şey olmadı. Sadece yaralandı Emre.

YN: Hayır
YN: Hayır olamaz

M: Onu kaybettik YN.

Hıçkırıklar, ve sessizlik.

^^^

27 Aralık 2023

Günler çok yavaş geçiyor sevgilim, hem de çok yavaş. Ben de geçen her dakikamda, her saniyemde seni düşünüyorum. Yaşadıklarımız geliyor aklıma, o güzel gülüşün geliyor. Neden bana mükemmel zamanlar yaşatıp sonra gidiyorsun? Buna hakkın yok ki... Hani bir daha bırakmayacaktın beni? Söz vermiştin...

Bazen diyorum ki; keşke, keşke o gece seni bırakıp gitmeseydim de birlikte göçseydik bu hayattan. En azından o zaman birlikte olurduk diye... Ama sonra hatırlıyorum evrenin bizi asla yan yana getirmediğini. Sanırım bizden nefret ediyor.

Her akşam sahile gidiyorum. İlk başta kayalıklarda oturup portakallı soda içiyorum, sonra kalkıp beni öptüğün banka gidiyorum. Tekrar yaşıyorum sanki o anı... Göz yaşlarıma hakim olamıyorum.

Denize bakıyorum, seni görüyorum. Ay'a bakıyorum, seni görüyorum. Yağmur yağıyor, bulutlu gökyüzüne bakıyorum; seni görüyorum. Ve hatta; aynadan kendime bakınca bile seni görüyorum.

Ne yaparsam yapayım, ne kadar kaçarsam kaçayım, gittiğim her yol sana çıkıyor sevgilim...

MENTORxYNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin