Shin Ryujin
Bahçedeki insanlar çoktan dağılmıştı. Zaten yağmur yavaş yavaş çiselemeye başlamıştı da. Beomgyu hiçbir şey demeden arabaya doğru gidiyordu. Fazlasıyla kırılmıştı bugün.
"Beomgyu!" Olduğum yerde durup arkasını dönmesini bekledim. Eve kadar beklemek istemiyordum. Dönüp yüzüme baktı. Bakma öyle aptal...
"Beomgyu çok özür dilerim. İnan seni böyle bir ortamın içine sokmak istememiştim. Felix'in geleceğini bile bilmiyordum. Onlara öyle konuşacak yüz verdiğim için üzgünüm." Bilsin istedim.
"Anlamıyorsun Ryujin, ben istemiyorum dedikçe bu adam dibimizde bitiyor. Sen üzülme diye hiçbir şey demiyorum ama sanki sürekli birleşiyorsunuz."
"Beomgyu sadece bir kere denk geldik. Böyle yapma." Her şey bok gibiydi.
"Neden bana söylemedin?" Neyi söylemem gerekiyordu ki?
"N-neyi?" Yağmur giderek artmaya başlamıştı. Hem soğuktan hemde telaştan sesim titriyordu.
"O adam." dedi, histerik bir gülüş attı ve devam etti: "Tüm gece seni aradı Ryujin. Sırf o paylaştığımız fotoğraf yüzünden tüm gece seni aradı. Bense aramız bozulmasın diye sessize alıp yattım. Sabah peki? Sabaha kadar 20 kere aramış o it. Sen ne yaptın? Bana anlatmadın bile Ryujin. Görmezden geldin."
"B-ben bilmiyorum. Beomgyu sadece..."
"Diyecek bir şeyin bile yok Ryujin."
"Bana bunu yapma Beomgyu. Bize bunu yapma. Daha bugün bana beni ne kadar sevdiğini söylüyordun!" Sırılsıklam olmuştum. Bir yandan ağlıyor, bir yandan ıslanan saçımı geriye atıyor, bir yandan da bağırıyordum. Yavaşça yanıma gelip kolumdan tuttu.
"Arabaya bin Ryujin, üşüyeceksin." Konuşurken asla gözümün içine bakmıyordu. Aptal.
"Gitmiyorum, bu problemimizi çözene kadar hiçbir yere gitmiyorum." Bıkkınlıkla nefes verdi Beomgyu.
"Saçmalama hasta olacaksın. Üzerine hiçbir şey almamışsın bile!"
"Beni düşünüyormuş gibi yapma. Sadece bana inan. Ben sadece seni seviyorum."
"Ryujin...arabaya bin."
"Sözlerimi göz ardı etmeyi kes Choi! Problemimiz varsa, ben arabada yokum!"
"Emin misin?" dedi tek kaşını kaldırarak.
"Sana olan sevgimden emin olduğum kadar." Tek eli ile ben daha ne olduğunu anlayamadan beni sırtına almıştı. Dediklerimden biraz olsun etkilense ne olurdu yani!
"Demek bunu istiyorsunuz Shin Hanım" Normalde 'İndir beni' diye bağırıp sırtına falan vurmam gerekiyordu. Ama inanın bana eğer Choi Beomgyu sizi şuan bana yaptığı gibi aşırı seksi bir şekilde tek eli ile sırtına alsaydı teşekkür ederdiniz. Neyseki ben etmeyeceğim.
"Aslına bakarsan istediğim çok fazla şey var." Beni umursamadan kapıyı açıp arabaya sokmaya çalıştı. Hadi ama oradan oyuncak bebeğe mi benziyorum? "Kafam acıyor of!"
"Üzgünüm." diyerek hemen hareketini sonlandırdı. Bana kızıyordu ama hala benim için endişeleniyordu. Hoşuma gitmişti. Başımın üstüne eğilip baktı. "Bir şey olmamış bile Ryujin." Daha sonra kapıyı yüzüme kapatıp on koltuğa geçti. Hayvan!
Bipolar falan mıydı bu adam? Ya da çift kişilikli? Az önce bana bağırırken şimdi canım acıdığı için üzülüyordu. Garip. Bana şuan da çocukmuşum gibi davranıyordu. Hayır sarhoş falanda değilim ki! Tamam, tartıştık ama ben bir şey yapmadım ki! Her şey o aptal Felix yüzünden!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
oyun, beomryu ✓
FanfictionBeomgyu×Ryujin Shin Ryujin'e gelen yeni dizi teklifi onu heyecanlandırmıştı. Bu dizi onun dönüm noktası olacaktı. Choi Beomgyu kendisine gelen her dizi teklifini reddediyordu. Uzun zamandır çalışıyordu ve artık tatil yapma vakti gelmişti. Fakat son...