Beomgyu hayatı boyunca çok zor zamanlar geçirmişti ama bu sene onun için diğer senelerden farklıydı. Çünkü yaşadığı en sıkıntılı ve en zor seneyi geçiriyordu. Lise son sınıf öğrencisiydi ve gittiği okulda burslu olarak okuyordu. Sabahları okuluna gidiyor ve okuldan çıktıktan sonra partime işlerine giderek hayatını devam ettirmeye çalışıyordu. Yaklaşık iki yıl önce annesini kanserden kaybetmişti. Babası ise o çok küçük yaştayken ölmüştü. Beomgyu bir başına kalmıştı ama yine de pes etmemiş ve hayatının gelecekte daha güzel olacağına inanıyordu. Ta ki bu seneye kadar...
Beomgyu zeki bir çocuktu ve annesi kanser olduğu zaman annesini mutlu etmek için derslerine çok çalışıp ülkelerindeki nam salmış özel liselerden birisine burslu olarak girebilmişti. İlk senelerinde okulundan memnundu çünkü devlet liselerine göre daha iyi öğretmenler ve daha iyi bir eğitim sistemiyle karşılaşmıştı. Fakat son senesinde her şey değişmişti. Çünkü okullarına yeni iki öğrenci nakil olmuştu. Ve doğruyu söylemek gerekirse onlar Beomgyu'ya kafayı takmıştı.
Okula nakil olmalarının üzerinden sadece 3 hafta geçmiş olmasına rağmen Beomgyu'ya çok zor zamanlar yaşatmışlardı ve Beomgyu'nun hayatı bu iki zorba yüzünden oldukça zor bir hale gelmişti. Onlara karşı gelemiyordu veya onları şikayet edemiyordu çünkü bir burslu olduğu için herhangi bir olayda ilk başı yanacak kişinin kendisi olduğunu biliyordu. İyi bir üniversite kazanmaya bu kadar yaklaşmışken ve notları bu kadar iyiyken tüm okul hayatını yakmak istemiyordu.
Yaşadığı bu kötü olaylar yüzünden partime işlerini aksattığı oluyordu ve sürekli işlerinden kovuluyor veya azarlar işitiyordu.
En son okul çıkışı onu sıkıştırıp dövmüşlerdi bu yüzden Beomgyu evine bile zor gitmişti. O gün işe gidemediği içinse kovulmuştu. İnsanların asla acıması yoktu ve Beomgyu bunlara göğüs gererken artık çok yorulmuştu.
Şimdi istemeye istemeye o cehenneme doğru yürüyordu. Son yediği dayaktan sonra hala ayak bileği çok fazla ağrıyordu bu yüzden biraz topallıyordu.
Okula doğru yaklaştığında gördüğü sarı saçlı şeytan yüzünden bacakları titremeye başlamıştı bile. İster istemez onlardan çok fazla korkuyordu.
Beomgyu ona bakmadan ilerlemek istese bile sarı saçlı şeytan yani Yeonjun onu görüp gülümsemiş ve el sallamıştı. Elbette bu samimi bir gülümseme değildi. İçinde bir sürü şeytanlık yatan bir gülümsemeydi.
Beomgyu yüzünü yere çevirip yavaş adımlarla yürümeye devam ettiğinde ise Yeonjun çoktan yanına gelip kolunu kendisine göre ufak olan çocuğun omzuna atmıştı.
"Hey ufaklık bana selam vermeden mi gidiyorsun?" Yeonjun iğneleyici bir şekilde konuştuğunda Beomgyu ona karşı kaba olmaması gerektiğini biliyordu.
"Selam vercektim üzgünüm." Yeonjun anlayışla kafasını sallayıp Beomgyu'yu tek kolu altında iyice sıkıştırmıştı.
"Bakıyorumda topallıyorsun. Soobin'e sana karşı bu kadar sert olmaması gerektiğini söylüyorum ama beni anlamıyor." Yeonjun dalga geçerek konuştuğunda Beomgyu usulca kafasını sallamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
triangle | yeonbingyu
FanficBeomgyu, kendisini sürekli döven iki çocuktan nefret ediyordu.