Kendisine yabancı, kokusuna aşina olduğum adam. Bir elini belime sarıp diğer elindeki silahı karşımdaki adama doğrulttu. Sık nefeslerini tam ensemde hissediyordum. Sanki tüm acılarım dinmiş ama felaket derecede de canım yanıyormuş gibi hissettim.
Sencer Kaya sanki hiçbir şey olmamış, ben gitmemişim o da gelmem dememiş gibi tam arkamda duruyordu. Tüm heybetini, teninin sıcağını sırtımda hissediyordum.
" Gelmeyecektin. Umudumu kesmiştim. Geri geri giderken sana yaslanmayı değil, uçuruma düşmeyi bekliyordum."
Kısa bir an adamda olan bakışlarını bana çevirdi, gözleri bir süre yüzümde dolandı ve yarım ağız gülümsedi. Çenesinin altından gözlerine bakıyordum. Dipsiz bir kuyu gibi, kahverenginin en koyu tonunundan orman yeşili gözlerime bakıyordu.
"Uçurum sayılır."
"Bu söz bir yerden çalıntı gibi?"
"Bana daha çok seni çalmışlar gibi geldi."
Titanik'in gemi ucu sahnesi çık aklımdan!
Beni arkasına aldıktan sonra tekrar adama dönüp tok sesiyle uyardı. Ses tonu kınından çıkan bir kılıç gibi anında keskinleşti.
"Silahını çıkar at. Hesap sorma vakti. Tek tek çektiği tüm acılardan."
Adam Sencer'in yanından eğilip bana bakmaya çalıştı. Yüzünde aynı pis ifade vardı.
"Çek lan gözlerini, siktirtme belanı."
Sözcüklerle de adam dövülebiliyormuş. Sencer kılını kıpırdatmamıştı ama adamın bakışlarındaki korkunun an be an yükselişini görmüştüm. Ama hala kuyruğunu dik tutmaya çalışıyordu.
"Kaya ne zamandan beri sürtükleri için mekan basar oldu?"
Lafını tamamlayamadan Sencer geriye çekilip adamın çenesine öyle bir tepik atmıştı ki adam resmen havada uçup yere çakıldı. Halâ sağlamsa helal olsundu adama. Düştüğü yerden tüm hırsıyla aşağı doğru bağırdı.
"KAYA burda! Duydunuz mu Kaya burda!"
Adam tüm gücüyle bağırırken aynı zamanda ağzındaki kanı tükürmüştü. Midemm!
" Ne oldu ha ne oldu? Piç herif. Senin gücün anca ona mı yetti! Kalksana lan, kalk da karşılık ver!"
Sencer yere düşen adama yaklaşıp tüm hırsını almak istermiş gibi tepikler atmaya devam ediyordu. Ağzından daha önce hiç duymadığım küfürler dökülüyordu. Yerde yatan adama zerre merhamet beslemiyordum. Saniyeler içinde ağzı yüzü kan içinde kalmıştı. Aynı benim gibi. Geberip gitse hiç vicdan azabı çekmezdim galiba. O yüzden Sencer'i durdurmak için hiçbir hamle yapmadım.
O halâ adamı tekmelerken yaralı olan bacağım artık beni taşımakta zorluk çekiyordu. Elimi duvara koydum ama yine üzerine basamadım. Bacağımı kaldırıp bakmaya çalışırken canım öyle çok yandı ki inleyip yere çömeldim.
Sencer'in bakışları anında beni buldu. Gözleriyle üstümü taradı. Kanlanmış bacağıma baktı. Yırtık olan yakamda daha çok oyalanıp dişlerini sıktı.
"Siktir."
Adama son kez sanki tüm gücünü kullanıyormuş gibi hırlayarak büyük bir tekme attı.
Bacaklarım uzun olsa ben de tekmeyle çalışırdım galiba.
Üzerime doğru gelince istemsiz geriye doğru çekildim. Eğilip elini uzattı. Tek kaşını kaldırmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayada Açan Papatya
General FictionAnlatılmaya değer hikayeler hep bir yabancıyla başlar. Ya bir yere yabancı kalırsın ya bir yabancıya rastlarsın ya da kendi kendine yabancılaşırsın... ~~~ Heyecansız durağan hayatımda bir değişiklik istiyordum. Öyle biri...